#smrgKİTABEVİ Arap Dili Belagatında Kinaye - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6255576613
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
124
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
112,50
Havale/EFT ile:
109,13
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199248915
635946
https://www.simurgkitabevi.com/arap-dili-belagatinda-kinaye-2025
Arap Dili Belagatında Kinaye - 2025 #smrgKİTABEVİ
112.50
Bu çalışmamızda Arap dilinde kinâyenin kullanımını ele alacağız. Kitabımız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte araş.tırmanın konusu, önemi, kapsamı ve yöntemi ile ilgili literatür ve çalışmamızın bu literatürdeki yerine temas ettik. Birinci bölümde kavramsal çerçeveye yer verdik. İkinci bölümde ilk dönemden itibaren köşe taşı olmuş belâgat âlimlerinin kinâye ile ilgili görüşlerini ele alıp bunları değerlendirdik. Üçüncü bölümde ise vardığımız sonuç ışığında belâgat kitaplarındaki en yaygın örnekleri ve ayetleri inceleyerek çalışmamızı nihayete erdirdik. Bilindiği gibi düzgün ve yerinde söz söylemenin usul ve prensiplerini ele alan bilim olan belâgat; meânî, beyân ve bedi‘ ilimlerinden müteşekkildir. Zamana ve zemine göre söylenmiş sözü açıklık ve kapalılık bakımından birbirinden farklı anlatım biçimleriyle ifade etmek anlamındaki beyân ilmi teşbih, mecaz ve kinâyeden oluşur. Daha doğrusu diğer bütün konular bu başlıklardan birisinin altında değerlendirilir. Kinaye, terim olarak literal anlamın ifade edilmesi mümkün olmakla beraber mecaz mananın kastedildiği söz olarak tanımlanır. Klasik belâgat kaynaklarında zikredilen birçok örneğin söz konusu tanım çerçevesinde kinâye olarak değerlendirilmesi güç, bazı durumlarda ise imkânsızdır. Ayrıca, kinâyenin belâgattaki işlevi dikkate alındığında, kimi örneklerin bu kategoriye dâhil edilmesi uygun değildir. Bu tespitimiz belâgat kaynaklarında kinâye örneği olarak getirilen çok sayıda ayet-i kerime için de geçerlidir. Bu misallerde hakîkî anlam ihtimali bulunmamaktadır. Bunlar söylenildiğinde doğrudan mecaz mana akla gelmektedir. Hatta çoğu, meseller gibi kalıp hale gelmiştir. Bilindiği gibi “istiare-i temsiliyye” yaygınlaştığında “mesel” adını alır, onda artık herhangi bir değişikliğe gidilemez. Bu tür örneklerin, özellikle kinâyenin tanımını yaptıktan, “Kinâyede her iki anlam mümkündür.” tespitinden sonra kinâye olarak isimlendirilmesi yerinde değildir. Dolayısıyla bunların kinâye değil, “kinâye mecaz”, “kinâyeden mecaz”, “kinâî mecaz” olarak isimlendirilmesi daha uygundur. Çok yaygınlaşan örnekler de “mesel” benzeri bir terimle isimlendirilebilir. Bazı örnekleri de belâgatın teşbih-i beliğ, istiare, istiare-i temsiliyye, tahyîl, mecaz-ı mürsel, tevriye gibi başka herhangi bir başlığı altında değerlendirebiliriz
Bu çalışmamızda Arap dilinde kinâyenin kullanımını ele alacağız. Kitabımız giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Girişte araş.tırmanın konusu, önemi, kapsamı ve yöntemi ile ilgili literatür ve çalışmamızın bu literatürdeki yerine temas ettik. Birinci bölümde kavramsal çerçeveye yer verdik. İkinci bölümde ilk dönemden itibaren köşe taşı olmuş belâgat âlimlerinin kinâye ile ilgili görüşlerini ele alıp bunları değerlendirdik. Üçüncü bölümde ise vardığımız sonuç ışığında belâgat kitaplarındaki en yaygın örnekleri ve ayetleri inceleyerek çalışmamızı nihayete erdirdik. Bilindiği gibi düzgün ve yerinde söz söylemenin usul ve prensiplerini ele alan bilim olan belâgat; meânî, beyân ve bedi‘ ilimlerinden müteşekkildir. Zamana ve zemine göre söylenmiş sözü açıklık ve kapalılık bakımından birbirinden farklı anlatım biçimleriyle ifade etmek anlamındaki beyân ilmi teşbih, mecaz ve kinâyeden oluşur. Daha doğrusu diğer bütün konular bu başlıklardan birisinin altında değerlendirilir. Kinaye, terim olarak literal anlamın ifade edilmesi mümkün olmakla beraber mecaz mananın kastedildiği söz olarak tanımlanır. Klasik belâgat kaynaklarında zikredilen birçok örneğin söz konusu tanım çerçevesinde kinâye olarak değerlendirilmesi güç, bazı durumlarda ise imkânsızdır. Ayrıca, kinâyenin belâgattaki işlevi dikkate alındığında, kimi örneklerin bu kategoriye dâhil edilmesi uygun değildir. Bu tespitimiz belâgat kaynaklarında kinâye örneği olarak getirilen çok sayıda ayet-i kerime için de geçerlidir. Bu misallerde hakîkî anlam ihtimali bulunmamaktadır. Bunlar söylenildiğinde doğrudan mecaz mana akla gelmektedir. Hatta çoğu, meseller gibi kalıp hale gelmiştir. Bilindiği gibi “istiare-i temsiliyye” yaygınlaştığında “mesel” adını alır, onda artık herhangi bir değişikliğe gidilemez. Bu tür örneklerin, özellikle kinâyenin tanımını yaptıktan, “Kinâyede her iki anlam mümkündür.” tespitinden sonra kinâye olarak isimlendirilmesi yerinde değildir. Dolayısıyla bunların kinâye değil, “kinâye mecaz”, “kinâyeden mecaz”, “kinâî mecaz” olarak isimlendirilmesi daha uygundur. Çok yaygınlaşan örnekler de “mesel” benzeri bir terimle isimlendirilebilir. Bazı örnekleri de belâgatın teşbih-i beliğ, istiare, istiare-i temsiliyye, tahyîl, mecaz-ı mürsel, tevriye gibi başka herhangi bir başlığı altında değerlendirebiliriz
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.