#smrgKİTABEVİ Atatürk ve Sosyalizm : Türkiye'ye Özgü Bir Sosyalizm Modeli - 2022

Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Mehmet Bedri Gültekin
ISBN-10:
9759159337
Stok Kodu:
1199204400
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
110
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2022
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199204400
590705
Atatürk ve Sosyalizm : Türkiye'ye Özgü Bir Sosyalizm Modeli -        2022
Atatürk ve Sosyalizm : Türkiye'ye Özgü Bir Sosyalizm Modeli - 2022 #smrgKİTABEVİ
0.00
Tansu Çiller, 1994 yılında 5 Nisan kararlarının ilanından sonra, “son sosyalist devleti yıktık” diyordu. Abdullah Gül de 4 Ocak 2010 günü “Devletin içindeki Sovyetler Birliği çöküyor” dedi.

Bu açıklamalarda kastedilen ve tahrip edilen, Atatürk döneminde gerçekleştirilen anti-emperyalist ve milliyetçi devletçiliğin (üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyetin) kalıntılarıydı. Tansu Çiller'in ve Abdullah Gül'ün değerlendirmelerini ciddiye alıp, Atatürk döneminde gerçekleştirilen uygulamaların niteliğini doğru kavramak gerekiyor.

Sınıf mücadelesi temelinde geniş toplumsal desteklerin olmadığı koşullarda Atatürk'ün ekonomi, toplumsal yapı ve politikada gerçekleştirdikleri birer mucizedir. Bu eksikliklere rağmen Atatürk'ün bu alanlarda attığı ve attırdığı adımlar, insanın insanı sömürmediği, eşitlikçi, üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyetin olduğu bir Türkiye doğrultusunda son derece önemlidir. Atatürk'ün adım adım geliştirdiği süreç, zaten çok zayıf olan işçi sınıfının büyük kesiminin ve yoksul köylülüğün sessiz olduğu koşullarda, barışçıl bir süreçle ve Sovyetler Birliği ile yakın bir işbirliği içinde, Türkiye'ye özgü bir sosyalizm kurma çabasıdır. Devlet, sermayedar sınıfın elinde değildir; devlete hakim olan, ülkenin ve emeğin çıkarlarını ön planda tutan emekçi kökenli vatansever unsurlardır.

Sermayedar sınıfın uluslararası sermaye ile yakın ilişki içinde olduğu koşullarda, ülkenin temel çıkarları da, Türkiye'ye özgü bir sosyalizmi gerektirmektedir. Temel üretim araçlarının devlet aracılığıyla toplumsal mülkiyete geçirilmesi de bu sürecin en önemli unsurudur. Bu nedenlerle, Tansu Çiller'in, 1990'lı yıllara kadar iyice yıpratılan düzeni bile “son sosyalist devlet” olarak nitelendirmesi gerçekçidir ve emperyalistlerle sermayedar sınıfın Atatürk'ten korku ve ona tepkilerini yansıtmaktadır.

• Atatürk'ün Düşünce Sisteminde “Devlet Sosyalizmi” ve Sosyalizm
• Hâkimiyeti Milliye Gazetesinin Başyazılarında Komünistlik
• Atatürk ve Bolşeviklik
• Milliyetçilik ve Sosyalizm Çelişir mi?
• Atatürk Döneminde Devletçilik
• Atatürk ve İşçi Sınıfı
• Atatürk'ün Toprak Ağalarıyla ve Büyük Toprak Sahibi Dini Vakıflarla Mücadelesi

Tansu Çiller, 1994 yılında 5 Nisan kararlarının ilanından sonra, “son sosyalist devleti yıktık” diyordu. Abdullah Gül de 4 Ocak 2010 günü “Devletin içindeki Sovyetler Birliği çöküyor” dedi.

Bu açıklamalarda kastedilen ve tahrip edilen, Atatürk döneminde gerçekleştirilen anti-emperyalist ve milliyetçi devletçiliğin (üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyetin) kalıntılarıydı. Tansu Çiller'in ve Abdullah Gül'ün değerlendirmelerini ciddiye alıp, Atatürk döneminde gerçekleştirilen uygulamaların niteliğini doğru kavramak gerekiyor.

Sınıf mücadelesi temelinde geniş toplumsal desteklerin olmadığı koşullarda Atatürk'ün ekonomi, toplumsal yapı ve politikada gerçekleştirdikleri birer mucizedir. Bu eksikliklere rağmen Atatürk'ün bu alanlarda attığı ve attırdığı adımlar, insanın insanı sömürmediği, eşitlikçi, üretim araçları üzerinde toplumsal mülkiyetin olduğu bir Türkiye doğrultusunda son derece önemlidir. Atatürk'ün adım adım geliştirdiği süreç, zaten çok zayıf olan işçi sınıfının büyük kesiminin ve yoksul köylülüğün sessiz olduğu koşullarda, barışçıl bir süreçle ve Sovyetler Birliği ile yakın bir işbirliği içinde, Türkiye'ye özgü bir sosyalizm kurma çabasıdır. Devlet, sermayedar sınıfın elinde değildir; devlete hakim olan, ülkenin ve emeğin çıkarlarını ön planda tutan emekçi kökenli vatansever unsurlardır.

Sermayedar sınıfın uluslararası sermaye ile yakın ilişki içinde olduğu koşullarda, ülkenin temel çıkarları da, Türkiye'ye özgü bir sosyalizmi gerektirmektedir. Temel üretim araçlarının devlet aracılığıyla toplumsal mülkiyete geçirilmesi de bu sürecin en önemli unsurudur. Bu nedenlerle, Tansu Çiller'in, 1990'lı yıllara kadar iyice yıpratılan düzeni bile “son sosyalist devlet” olarak nitelendirmesi gerçekçidir ve emperyalistlerle sermayedar sınıfın Atatürk'ten korku ve ona tepkilerini yansıtmaktadır.

• Atatürk'ün Düşünce Sisteminde “Devlet Sosyalizmi” ve Sosyalizm
• Hâkimiyeti Milliye Gazetesinin Başyazılarında Komünistlik
• Atatürk ve Bolşeviklik
• Milliyetçilik ve Sosyalizm Çelişir mi?
• Atatürk Döneminde Devletçilik
• Atatürk ve İşçi Sınıfı
• Atatürk'ün Toprak Ağalarıyla ve Büyük Toprak Sahibi Dini Vakıflarla Mücadelesi

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat