#smrgSAHAF Av Tutkusu - 1983

Kondisyon:
Çok İyi
Basıldığı Matbaa:
Ağaoğlu Yayınevi Tesisleri
Dizi Adı:
Dizidışı
Stok Kodu:
1199027652
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
171 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1983
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199027652
413747
Av Tutkusu -        1983
Av Tutkusu - 1983 #smrgSAHAF
0.00
Mermere Oyulmuş kocaman bir azılı, MS II. yüzyıldan bize bakıyor. Azıları burnunun üzerine kıvrılmış, sırt tüyleri dimdik, gözleri hırs ve acı dolu, duruşundan yararlı olduğu belli.... Bunu yapan usta herhalde bir domuz avcısıydı. Veya yaralı domuz gelip önünde pozvermiş diyesi geliyor insanın."Gece dört bir yanı örtmüştü. Karşımda heybetle yükselen Munzurları seyrediyorum. Bu tepeleri, karlı dağ silsilesi ay ışığında bembeyaz parıldayarak, ufku uçtan uca dolduruyor. Büyülenmiş gibiyim. Oturduğum kütükten kayarak toprağa uzandım, kütüğü başımın altına aldım. Munzurların sivri tepeleri üzerinde binlerce yıldız titreşiyor. Bugüne kadar sadece adını duyduğum Tujik Bama'yla şimdi karşı karşıyayım. Bu yalçın zirvenin önünde kendimi daha güçlü hissediyorum. Her soluk alışımda, Munzurlar sanki azar azar içime doluyor. "Orman birden hareketlendi. Bir şeyler oluyor derken, kuru yaprakların ağır bir gövde altında ezilirken çıkardığı sesler geldi kulağıma ve onu gördüm. Büyük kapkara bir gölge tepeden aşağı bana doğru kayıyordu. O güne dek böyle iri bir domuza rastlamamıştım. Silahımı omuzlamadan seyrettim. Benim varlığımdan habersizdi. İp çekmiş gibi üzerime geliyordu." "Trakya ormanlarıyla dostluğum eskilere uzanır... İlk sürek avına burada gitmiştim. İlk çulluk avımı burada yapmış, ilk domuzumu burada vurmuştum. Ağaçların birbirini kucaklayabildiğini ilk burada görmüş, ormanın çiçekleriyle, ağaçları ve akarsularıyla, geyik, karaca ve domuzlarıyla yaşayan canlı bir bütün olduğunu yine ilk kez burada anlamıştım. Sesi de vardı ormanın soluğu da, hiddeti de, sevinci de."
Mermere Oyulmuş kocaman bir azılı, MS II. yüzyıldan bize bakıyor. Azıları burnunun üzerine kıvrılmış, sırt tüyleri dimdik, gözleri hırs ve acı dolu, duruşundan yararlı olduğu belli.... Bunu yapan usta herhalde bir domuz avcısıydı. Veya yaralı domuz gelip önünde pozvermiş diyesi geliyor insanın."Gece dört bir yanı örtmüştü. Karşımda heybetle yükselen Munzurları seyrediyorum. Bu tepeleri, karlı dağ silsilesi ay ışığında bembeyaz parıldayarak, ufku uçtan uca dolduruyor. Büyülenmiş gibiyim. Oturduğum kütükten kayarak toprağa uzandım, kütüğü başımın altına aldım. Munzurların sivri tepeleri üzerinde binlerce yıldız titreşiyor. Bugüne kadar sadece adını duyduğum Tujik Bama'yla şimdi karşı karşıyayım. Bu yalçın zirvenin önünde kendimi daha güçlü hissediyorum. Her soluk alışımda, Munzurlar sanki azar azar içime doluyor. "Orman birden hareketlendi. Bir şeyler oluyor derken, kuru yaprakların ağır bir gövde altında ezilirken çıkardığı sesler geldi kulağıma ve onu gördüm. Büyük kapkara bir gölge tepeden aşağı bana doğru kayıyordu. O güne dek böyle iri bir domuza rastlamamıştım. Silahımı omuzlamadan seyrettim. Benim varlığımdan habersizdi. İp çekmiş gibi üzerime geliyordu." "Trakya ormanlarıyla dostluğum eskilere uzanır... İlk sürek avına burada gitmiştim. İlk çulluk avımı burada yapmış, ilk domuzumu burada vurmuştum. Ağaçların birbirini kucaklayabildiğini ilk burada görmüş, ormanın çiçekleriyle, ağaçları ve akarsularıyla, geyik, karaca ve domuzlarıyla yaşayan canlı bir bütün olduğunu yine ilk kez burada anlamıştım. Sesi de vardı ormanın soluğu da, hiddeti de, sevinci de."
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat