#smrgKİTABEVİ Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararlarında Sürdürülebilir Kalkınma - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253772598
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
173
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
351,00
Havale/EFT ile:
340,47
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242558
629758
https://www.simurgkitabevi.com/avrupa-birligi-adalet-divani-kararlarinda-surdurulebilir-kalkinma-2025
Avrupa Birliği Adalet Divanı Kararlarında Sürdürülebilir Kalkınma - 2025 #smrgKİTABEVİ
351.00
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “aynı düzeyde veya biçimde devam edebilen” şeklinde; Oxford Sözlüğünde ise “devam ettirebilmeyi sağlamak” ya da “aynı seviyede veya düzeyde devam etmek” şeklinde tanımlanan “sürdürülebilir” ifadesi çevresel tahribatı azaltmak amacıyla kalkınma kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Sürdürülebilir kalkınma kavramının somutlaşmış ilk örneği, 1893 yılında İngiltere ve ABD arasında gerçekleştirilen Pasifik Denizi'ndeki kürklü fok popülasyonunun muhafazasını sağlamak adına yapılan Bering Denizi Tahkimidir. II. Dünya Savaşı sonrası çevre kirliliği nedeniyle önem kazanan bu kavram, Brundtland Raporu'nda, sürdürülebilir kalkınma “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini karşılama olanaklarını tehlikeye atmaksızın karşılayan kalkınma” olarak tanımlanmıştır. Kavramın çevrenin korunması, ekonomik kalkınma ve sosyal kalkınma olmak üzere üç sac ayağının bulunduğu ifade edilmektedir. Avrupa Birliği, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli uygulayıcılarından biri olarak, bu kavramı Maastricht Antlaşması ile yasal düzenlemelerine entegre etmiştir.
Avrupa Birliği'nin çevre koruma anlayışı, yüksek düzeyde koruma, ihtiyatlılık ve kirleten öder ilkeleri gibi prensipleri içermekte; Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Değerlendirme gibi araçlar ise çevresel tahribatı önlemede önemli rol oynamaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yenilikçi kararlar almakta, ancak bu alanda daha çok çevrenin korunması boyutuyla sınırlı kalmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ise ekonomik ve sosyal unsurları da içermektedir. İhtiyatlılık ilkesini güçlü bir şekilde uygulayan Avrupa Birliği Adalet Divanı, çevre ve insan sağlığını koruma alanında önemli içtihatlar oluşturmuştur. Ancak, sürdürülebilir kalkınmaya demokratik katılım ve entegrasyon gibi ilkelerde yapılan atıfların az olduğu görülmektedir.
Çalışmanın genel amacı, sürdürülebilir kalkınmanın gelişiminin ele alınması ile hem Birleşmiş Milletler'in hem de Avrupa Birliği'nin bu alanda ortaya koyduğu ilkelerin detaylıca incelenmesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın sürdürülebilir kalkınmaya ve onun ilkelerine olan yaklaşımının içtihatlarla analiz edilmesidir.
Avrupa Birliği'nin çevre koruma anlayışı, yüksek düzeyde koruma, ihtiyatlılık ve kirleten öder ilkeleri gibi prensipleri içermekte; Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Değerlendirme gibi araçlar ise çevresel tahribatı önlemede önemli rol oynamaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yenilikçi kararlar almakta, ancak bu alanda daha çok çevrenin korunması boyutuyla sınırlı kalmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ise ekonomik ve sosyal unsurları da içermektedir. İhtiyatlılık ilkesini güçlü bir şekilde uygulayan Avrupa Birliği Adalet Divanı, çevre ve insan sağlığını koruma alanında önemli içtihatlar oluşturmuştur. Ancak, sürdürülebilir kalkınmaya demokratik katılım ve entegrasyon gibi ilkelerde yapılan atıfların az olduğu görülmektedir.
Çalışmanın genel amacı, sürdürülebilir kalkınmanın gelişiminin ele alınması ile hem Birleşmiş Milletler'in hem de Avrupa Birliği'nin bu alanda ortaya koyduğu ilkelerin detaylıca incelenmesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın sürdürülebilir kalkınmaya ve onun ilkelerine olan yaklaşımının içtihatlarla analiz edilmesidir.
Türk Dil Kurumu Sözlüğünde “aynı düzeyde veya biçimde devam edebilen” şeklinde; Oxford Sözlüğünde ise “devam ettirebilmeyi sağlamak” ya da “aynı seviyede veya düzeyde devam etmek” şeklinde tanımlanan “sürdürülebilir” ifadesi çevresel tahribatı azaltmak amacıyla kalkınma kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Sürdürülebilir kalkınma kavramının somutlaşmış ilk örneği, 1893 yılında İngiltere ve ABD arasında gerçekleştirilen Pasifik Denizi'ndeki kürklü fok popülasyonunun muhafazasını sağlamak adına yapılan Bering Denizi Tahkimidir. II. Dünya Savaşı sonrası çevre kirliliği nedeniyle önem kazanan bu kavram, Brundtland Raporu'nda, sürdürülebilir kalkınma “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların kendi gereksinimlerini karşılama olanaklarını tehlikeye atmaksızın karşılayan kalkınma” olarak tanımlanmıştır. Kavramın çevrenin korunması, ekonomik kalkınma ve sosyal kalkınma olmak üzere üç sac ayağının bulunduğu ifade edilmektedir. Avrupa Birliği, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli uygulayıcılarından biri olarak, bu kavramı Maastricht Antlaşması ile yasal düzenlemelerine entegre etmiştir.
Avrupa Birliği'nin çevre koruma anlayışı, yüksek düzeyde koruma, ihtiyatlılık ve kirleten öder ilkeleri gibi prensipleri içermekte; Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Değerlendirme gibi araçlar ise çevresel tahribatı önlemede önemli rol oynamaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yenilikçi kararlar almakta, ancak bu alanda daha çok çevrenin korunması boyutuyla sınırlı kalmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ise ekonomik ve sosyal unsurları da içermektedir. İhtiyatlılık ilkesini güçlü bir şekilde uygulayan Avrupa Birliği Adalet Divanı, çevre ve insan sağlığını koruma alanında önemli içtihatlar oluşturmuştur. Ancak, sürdürülebilir kalkınmaya demokratik katılım ve entegrasyon gibi ilkelerde yapılan atıfların az olduğu görülmektedir.
Çalışmanın genel amacı, sürdürülebilir kalkınmanın gelişiminin ele alınması ile hem Birleşmiş Milletler'in hem de Avrupa Birliği'nin bu alanda ortaya koyduğu ilkelerin detaylıca incelenmesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın sürdürülebilir kalkınmaya ve onun ilkelerine olan yaklaşımının içtihatlarla analiz edilmesidir.
Avrupa Birliği'nin çevre koruma anlayışı, yüksek düzeyde koruma, ihtiyatlılık ve kirleten öder ilkeleri gibi prensipleri içermekte; Çevresel Etki Değerlendirmesi ve Stratejik Çevresel Değerlendirme gibi araçlar ise çevresel tahribatı önlemede önemli rol oynamaktadır. Avrupa Birliği Adalet Divanı, sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen yenilikçi kararlar almakta, ancak bu alanda daha çok çevrenin korunması boyutuyla sınırlı kalmaktadır. Sürdürülebilir kalkınma ise ekonomik ve sosyal unsurları da içermektedir. İhtiyatlılık ilkesini güçlü bir şekilde uygulayan Avrupa Birliği Adalet Divanı, çevre ve insan sağlığını koruma alanında önemli içtihatlar oluşturmuştur. Ancak, sürdürülebilir kalkınmaya demokratik katılım ve entegrasyon gibi ilkelerde yapılan atıfların az olduğu görülmektedir.
Çalışmanın genel amacı, sürdürülebilir kalkınmanın gelişiminin ele alınması ile hem Birleşmiş Milletler'in hem de Avrupa Birliği'nin bu alanda ortaya koyduğu ilkelerin detaylıca incelenmesi ve Avrupa Birliği Adalet Divanı'nın sürdürülebilir kalkınmaya ve onun ilkelerine olan yaklaşımının içtihatlarla analiz edilmesidir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.