#smrgKİTABEVİ Beyaz Dağ -

Stok Kodu:
1199034965
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
103 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
2
Basım Tarihi:
2013
Çeviren:
Ela Güntekin
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199034965
421052
Beyaz Dağ  -
Beyaz Dağ - #smrgKİTABEVİ
0.00
Jorge Semprun, Avrupa'nın yirminci yüzyıldaki sancılarını, özellikle İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamış bir yazar. Gerek doğum yeri olan İspanya'da, gerek sürgün gittiği Fransa'da hem Nazi dehşetini tanıdı, hem de ona karşı savaştı. Semprun'un bugüne kadar imza attığı edebiyat yapıtlarında da, film senaryolarında da bu anıların izleri vardır. Beyaz Dağ'da da, kahramanların ağzından konuşan gene Semprun konuşuyor. Romanda, yazar Juan Larrea, ressam Antoine de Stermaria ve yönetmen Karel Kepela, 1982 yılında Normandiya'daki bir evde bir araya gelirler. Rastlantıların da yardımcı olduğu bu buluşmada, iki de kadın vardır. Madrid'den, Venedik'ten, müzelerden, Prag'dan söz ederler; yüzyıla damgasını vuran olayların izleriyle dolu olan bu yerler, onların kişisel dramlarının da tanığıdır. Semprun, bu beş kişinin birlikte geçirdiği iki günü anlatırken, Avrupa'nın geçmişi, yirminci yüzyılda yaşanan dehşet, bunun kültürel temelleri üzerinde düşünüyor. Avrupa kimliğini kuran düşünceleri, Kafka'dan Marx'a, Musil'den Lenin'e kadar pek çok adın yer aldığı bir insanlık coğrafyasını, insanlık durumunu tartışıyor. Jorge Semprun, insanlığın tükendiği anlara tanıklık ediyor.
Jorge Semprun, Avrupa'nın yirminci yüzyıldaki sancılarını, özellikle İkinci Dünya Savaşı'nı yaşamış bir yazar. Gerek doğum yeri olan İspanya'da, gerek sürgün gittiği Fransa'da hem Nazi dehşetini tanıdı, hem de ona karşı savaştı. Semprun'un bugüne kadar imza attığı edebiyat yapıtlarında da, film senaryolarında da bu anıların izleri vardır. Beyaz Dağ'da da, kahramanların ağzından konuşan gene Semprun konuşuyor. Romanda, yazar Juan Larrea, ressam Antoine de Stermaria ve yönetmen Karel Kepela, 1982 yılında Normandiya'daki bir evde bir araya gelirler. Rastlantıların da yardımcı olduğu bu buluşmada, iki de kadın vardır. Madrid'den, Venedik'ten, müzelerden, Prag'dan söz ederler; yüzyıla damgasını vuran olayların izleriyle dolu olan bu yerler, onların kişisel dramlarının da tanığıdır. Semprun, bu beş kişinin birlikte geçirdiği iki günü anlatırken, Avrupa'nın geçmişi, yirminci yüzyılda yaşanan dehşet, bunun kültürel temelleri üzerinde düşünüyor. Avrupa kimliğini kuran düşünceleri, Kafka'dan Marx'a, Musil'den Lenin'e kadar pek çok adın yer aldığı bir insanlık coğrafyasını, insanlık durumunu tartışıyor. Jorge Semprun, insanlığın tükendiği anlara tanıklık ediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat