Aradığınız sayfa bulunamadı
#smrgKİTABEVİ Cellat Düğümü - 2025
Editör:
Kapak Tasarım:
Ayşe Ural Gökalp
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
12x21
Sayfa Sayısı:
104
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
115,60
Havale/EFT ile:
112,13
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199250426
637419
https://www.simurgkitabevi.com/cellat-dugumu-2025
Cellat Düğümü - 2025 #smrgKİTABEVİ
115.60
Her celladın bildiği bir hikâye vardır: Cellat sabah uyanır. Güneş ışıkları perdenin aralığından odasına vurmuştur. Bahçesindeki ağacın dallarından olgun meyveler düşmekte, kuşlar cıvıldamaktadır. Evinin arkasındaki derenin çağıltısı kulaklarını okşar. Neşeyle kalkar cellat, evden çıkıp kasabaya doğru yürümeye koyulur. Karşılaştığı herkese selam vermeye başlar. Günaydın. Merhaba. İyi günler. Kimse selamını almaz. Kimisi yolunu değiştirir, kimisi gözlerini kaçırır, kimisi kenara çekilir, çocuklar kaçışır. Kasaba meydanına geldiğinde bir kişiye daha selam verecek gücü kalmamıştır celladın. Uyandığında değil mesleğini, ismini bile hatırlamadığı o esrik hâlinden eser yoktur artık. Meydana varıp durduğunda artık onlarca kişinin canını almış bir cellattan başka bir şey değildir. Bayrak direğinin ipini söker... Bir adları var mıdır cellatların! Peki ya mutlu sonla biten hikâyeleri! Herkesle aynı yoldan mı yürürler! Ekmek kuyruğunda beklerler mi! Âşık olurlar mı! Cellat Düğümü iç hesaplaşmalar ve yüzleşmelerle sorguladığı varlığına anlam arayan bir kahramanın yolculuğu. Attığı düğümü çözebilmek için onu sıkı sıkıya tutup hissetmesi gerekiyor. Yakın geçmişte tarihe karışan bir mesleğin hiç düşünmediğimiz hikâyesini anlatıyor Selman Nuriler. Cellatlar da insandır, diyor.
Her celladın bildiği bir hikâye vardır: Cellat sabah uyanır. Güneş ışıkları perdenin aralığından odasına vurmuştur. Bahçesindeki ağacın dallarından olgun meyveler düşmekte, kuşlar cıvıldamaktadır. Evinin arkasındaki derenin çağıltısı kulaklarını okşar. Neşeyle kalkar cellat, evden çıkıp kasabaya doğru yürümeye koyulur. Karşılaştığı herkese selam vermeye başlar. Günaydın. Merhaba. İyi günler. Kimse selamını almaz. Kimisi yolunu değiştirir, kimisi gözlerini kaçırır, kimisi kenara çekilir, çocuklar kaçışır. Kasaba meydanına geldiğinde bir kişiye daha selam verecek gücü kalmamıştır celladın. Uyandığında değil mesleğini, ismini bile hatırlamadığı o esrik hâlinden eser yoktur artık. Meydana varıp durduğunda artık onlarca kişinin canını almış bir cellattan başka bir şey değildir. Bayrak direğinin ipini söker... Bir adları var mıdır cellatların! Peki ya mutlu sonla biten hikâyeleri! Herkesle aynı yoldan mı yürürler! Ekmek kuyruğunda beklerler mi! Âşık olurlar mı! Cellat Düğümü iç hesaplaşmalar ve yüzleşmelerle sorguladığı varlığına anlam arayan bir kahramanın yolculuğu. Attığı düğümü çözebilmek için onu sıkı sıkıya tutup hissetmesi gerekiyor. Yakın geçmişte tarihe karışan bir mesleğin hiç düşünmediğimiz hikâyesini anlatıyor Selman Nuriler. Cellatlar da insandır, diyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.