9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, başbakanlığı döneminde yapılan 12 Eylül darbesinin ardından gönderildiği Zincirbozan Kampı'ndan danışmanı Turgut Yılmaz Güven'e gönderdiği mektupta, “Paniğe, aşırı üzüntüye hacet yok. Bugünün yarını var. Zulmü yaşatmak mümkün değildir. Kuyruk dik duracak” dediği ortaya çıktı. Demirel'in, Cumhurbaşkanı iken de dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakanlık dönemi için “Çileli Yıllar” benzetmesinde bulunduğu aktarıldı.
Demirel'in AP ve DYP genel başkanlıkları döneminde uzun yıllar basın danışmanlığını yapan Turgut Yılmaz Güven'in, “Demirel'le Kırkbir Yıl” adını taşıyan kitabı, Kare Yayıncılık tarafından bir süre önce yayınlandı. Güven, Demirel'in iktidar ve muhalefetteki yıllarını anlattığı kitabında, 12 Eylül'den sonraki yasaklı dönemine de yer verdi. Kitapta, Demirel'in 1983 yılında 12 Eylül yönetimi tarafından gönderildiği Çanakkale'deki Zincirbozan'dan, Turgut Yılmaz Güven'e yazdığı 4 mektup da yer aldı. Demirel, bu mektuplarda, Yılmaz'dan bazı kitaplar ve dökümanları temin ederek, kendisine göndermesini istedi. 16 Temmuz 1983 tarihli mektupta Demirel'in şu ifadeleri dikkati çekti: “Turgut kardeşim; gözlerinden öperim, eşiniz hanımefendiye saygı sunarım. Her şey sanki ben orada imişim gibi devam edecek. Her hafta sonunda bana olup bitenlerin icmali biçiminde 5-6 sayfayı geçmeyen bir bülten yap. Hayri Bey'e veya Emel Hanım'a bırak. Bana ulaşır. Paniğe, aşırı üzüntüye hacet yok. Bugünün yarını var. Zulmü yaşatmak mümkün değildir. Kuyruk dik duracak. Biz haklıyız. Sonunda başarı yine bizimdir.”
Demirel, 31 Ağustos 1983 tarihli mektubunda da, Güven'den istediği dökümanları sıraladıktan sonra, şu ifadeleri kullandı: “Hiç paniğe hacet yok. Eninde sonunda zafer milletin olacaktır. Hiç bir güç milleti aşmaya yetmeyecektir. En ufak bir üzüntüyü hiç bir yerde göstermeyin. Allah'a şükür başımız bulutlara değecek kadar diktir. Bugünün yarını var. Hanımına hürmet eder gözlerinden öperim kardeşim.”
Güven, kitabında, Demirel'in Çiller hakkında ki sözleriyle ilgili şu ifadelere yer verdi: “Galiba 1996 yılının ortalarıydı. Randevu alıp Çankaya Köşkü'ne gittiğimde, Cumhurbaşkanı olarak da kalkınan ve büyüyen Türkiye'nin geleceğine katkılarda bulunmayı sürdüren Demirel'e, 6 defa gidip 7 defa geldiği dönemlerle ilgili kitap projemden bahsettim. Demirel bana aynen şunları söyledi: ‘İyi düşünmüşsün. Sen olayların içinde yaşayan nadir insanlardan birisin. Güzel bir iş yapmış olacaksın. Hayırlı olsun. Sana başarılar diliyorum. Bu teşvikkar sözlerinden sonra ben şöyle bir ilavede bulundum: Zatıalinizin 1964 - 1993 dönemiyle ilgili anlatımını tamamladıktan sonra son kitabımda da Çiller'li yılları dile getirmek istiyorum. Demirel, bunun üzerine, şu ifadeyi kullandı: ‘Şuna Çileli Yıllar desene.'
Bu anımsamayı kaydettikten sonra Demirel'in Çiller'le ilgili olarak 2010 yılında yaptığı bir tespiti de dile getirmeliyim. Bir partili, DP'nin başına tekrar Tansu Çiller'in getirilmesini isteyince Demirel, şu tepkiyi vermişti: ‘Bu hatunu partiye ben getirdim. Ona genel başkan yardımcılığı, bakanlık verdim. Ona arka çıktım. Sonra ben cumhurbaşkanlığına seçilince, o hatun partinin genel başkanlığına aday oldu ve seçildi. 1991 seçimlerinde DYP yüzde 27 oy almıştı. Müteakip seçimde partinin oyu yüzde 19'a düştü. Düşüş devam ederek yüzde 9.75'e, DYP'nin barajı aşamaması neticesine getirdi. Şimdi bu hatunu tekrar partinin başına getirerek oyunun sıfır olması mı isteniyor? Olmayacak işlerle uğraşılacağına partiye ve partinin başındakilere sahip çıkılmalıdır. Bu parti ülkeye lazımdır.”
Demirelin sözleri
Kitapta Demirel'in Türk siyasi tarihine geçen bazı sözleri de, şöyle sıralandı:
* Ordu milli iradenin üzerinde bir baskı gibi gösterilemez.
* Biz mucizelerin insanı değiliz.
* Şişe fabrikasında şişe yapıldığı gibi üniversitede de öğrenim yapılır.
* Kolu kurtarmak için parmağı feda ettik.
* Tapulu arazime gecekondu kondurmam.
* Millet size iktidar vermeyecekse ağzınızla kuş tutsanız vermez, gardroba astığınız paltoyu bir başkası giyer gider.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, başbakanlığı döneminde yapılan 12 Eylül darbesinin ardından gönderildiği Zincirbozan Kampı'ndan danışmanı Turgut Yılmaz Güven'e gönderdiği mektupta, “Paniğe, aşırı üzüntüye hacet yok. Bugünün yarını var. Zulmü yaşatmak mümkün değildir. Kuyruk dik duracak” dediği ortaya çıktı. Demirel'in, Cumhurbaşkanı iken de dönemin DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in başbakanlık dönemi için “Çileli Yıllar” benzetmesinde bulunduğu aktarıldı.
Demirel'in AP ve DYP genel başkanlıkları döneminde uzun yıllar basın danışmanlığını yapan Turgut Yılmaz Güven'in, “Demirel'le Kırkbir Yıl” adını taşıyan kitabı, Kare Yayıncılık tarafından bir süre önce yayınlandı. Güven, Demirel'in iktidar ve muhalefetteki yıllarını anlattığı kitabında, 12 Eylül'den sonraki yasaklı dönemine de yer verdi. Kitapta, Demirel'in 1983 yılında 12 Eylül yönetimi tarafından gönderildiği Çanakkale'deki Zincirbozan'dan, Turgut Yılmaz Güven'e yazdığı 4 mektup da yer aldı. Demirel, bu mektuplarda, Yılmaz'dan bazı kitaplar ve dökümanları temin ederek, kendisine göndermesini istedi. 16 Temmuz 1983 tarihli mektupta Demirel'in şu ifadeleri dikkati çekti: “Turgut kardeşim; gözlerinden öperim, eşiniz hanımefendiye saygı sunarım. Her şey sanki ben orada imişim gibi devam edecek. Her hafta sonunda bana olup bitenlerin icmali biçiminde 5-6 sayfayı geçmeyen bir bülten yap. Hayri Bey'e veya Emel Hanım'a bırak. Bana ulaşır. Paniğe, aşırı üzüntüye hacet yok. Bugünün yarını var. Zulmü yaşatmak mümkün değildir. Kuyruk dik duracak. Biz haklıyız. Sonunda başarı yine bizimdir.”
Demirel, 31 Ağustos 1983 tarihli mektubunda da, Güven'den istediği dökümanları sıraladıktan sonra, şu ifadeleri kullandı: “Hiç paniğe hacet yok. Eninde sonunda zafer milletin olacaktır. Hiç bir güç milleti aşmaya yetmeyecektir. En ufak bir üzüntüyü hiç bir yerde göstermeyin. Allah'a şükür başımız bulutlara değecek kadar diktir. Bugünün yarını var. Hanımına hürmet eder gözlerinden öperim kardeşim.”
Güven, kitabında, Demirel'in Çiller hakkında ki sözleriyle ilgili şu ifadelere yer verdi: “Galiba 1996 yılının ortalarıydı. Randevu alıp Çankaya Köşkü'ne gittiğimde, Cumhurbaşkanı olarak da kalkınan ve büyüyen Türkiye'nin geleceğine katkılarda bulunmayı sürdüren Demirel'e, 6 defa gidip 7 defa geldiği dönemlerle ilgili kitap projemden bahsettim. Demirel bana aynen şunları söyledi: ‘İyi düşünmüşsün. Sen olayların içinde yaşayan nadir insanlardan birisin. Güzel bir iş yapmış olacaksın. Hayırlı olsun. Sana başarılar diliyorum. Bu teşvikkar sözlerinden sonra ben şöyle bir ilavede bulundum: Zatıalinizin 1964 - 1993 dönemiyle ilgili anlatımını tamamladıktan sonra son kitabımda da Çiller'li yılları dile getirmek istiyorum. Demirel, bunun üzerine, şu ifadeyi kullandı: ‘Şuna Çileli Yıllar desene.'
Bu anımsamayı kaydettikten sonra Demirel'in Çiller'le ilgili olarak 2010 yılında yaptığı bir tespiti de dile getirmeliyim. Bir partili, DP'nin başına tekrar Tansu Çiller'in getirilmesini isteyince Demirel, şu tepkiyi vermişti: ‘Bu hatunu partiye ben getirdim. Ona genel başkan yardımcılığı, bakanlık verdim. Ona arka çıktım. Sonra ben cumhurbaşkanlığına seçilince, o hatun partinin genel başkanlığına aday oldu ve seçildi. 1991 seçimlerinde DYP yüzde 27 oy almıştı. Müteakip seçimde partinin oyu yüzde 19'a düştü. Düşüş devam ederek yüzde 9.75'e, DYP'nin barajı aşamaması neticesine getirdi. Şimdi bu hatunu tekrar partinin başına getirerek oyunun sıfır olması mı isteniyor? Olmayacak işlerle uğraşılacağına partiye ve partinin başındakilere sahip çıkılmalıdır. Bu parti ülkeye lazımdır.”
Demirelin sözleri
Kitapta Demirel'in Türk siyasi tarihine geçen bazı sözleri de, şöyle sıralandı:
* Ordu milli iradenin üzerinde bir baskı gibi gösterilemez.
* Biz mucizelerin insanı değiliz.
* Şişe fabrikasında şişe yapıldığı gibi üniversitede de öğrenim yapılır.
* Kolu kurtarmak için parmağı feda ettik.
* Tapulu arazime gecekondu kondurmam.
* Millet size iktidar vermeyecekse ağzınızla kuş tutsanız vermez, gardroba astığınız paltoyu bir başkası giyer gider.
