#smrgKİTABEVİ Dört Başkent: Medeniyetin Kurucu Şehirlerine Seyahat: İstanbul Kahire Tebriz Herat - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6256647930
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
144
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Turgay Şafak
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,50
Havale/EFT ile:
181,88
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242148
629347
https://www.simurgkitabevi.com/dort-baskent-medeniyetin-kurucu-sehirlerine-seyahat-istanbul-kahire-tebriz-herat-2025
Dört Başkent: Medeniyetin Kurucu Şehirlerine Seyahat: İstanbul Kahire Tebriz Herat - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.50
İstanbul genişlik bakımından dünya kadardır. Mümin ve kâfir orada emniyettedir.
Göğün topları burcunu dövse onun üzerinden bir zerre toprak bile düşmez yere.
Üç tarafı denizlerle çevrilidir, âlem iyisine de kötüsüne de hayrandır.
Orada pek muazzam bir cami vardır, onun önünde durduğunda gökyüzünü göremezsin.
Caminin adı Ayasofya'dır; gökyüzünden daha yücedir, tastamamdır.
Manzum seyahatnamelerin en eskilerinden birisi, Feyzî mahlasını kullanan Emir Hüseyin Ebîverdî'nin Dört Başkent (Çâr Taht) adlı seyahatnamesidir. Ebîverdî; Osmanlı padişahı II. Bayezid'den Akkoyunlu hükümdarı Yâkub Bey'e, Şeybânî Han'dan Şah İsmail'e değin devrinin önemli hükümdarları ile görüşmüş; Molla Câmî'den Ali Şîr Nevâî'ye kadar döneminin önemli isimleri ile irtibat kurmuş, bu mühim isimlerin çevresinde yer almış bir şairdir. Ebîverdî, Dört Başkent (Çâr Taht) adını verdiği eserinin her bir bölümünde bir başkente yaptığı yolculuğu ve o ülkenin padişahıyla yaptığı görüşmeyi anlatmıştır.
Şairin, 15. asrın sonlarında Memâlik-i Rum (Osmanlı Devleti) ve payitahtı İstanbul'dan Memâlik-i Arab (Memlükler) ve payitahtı Kahire'ye, Memâlik-i Azerbaycan (Akkoyunlular) ve payitahtı Tebriz'den Memâlik-i Horasan (Timurlular) ve payitahtı Herat'a yaptığı seyahatleri keyifle okuyacaksınız.
Göğün topları burcunu dövse onun üzerinden bir zerre toprak bile düşmez yere.
Üç tarafı denizlerle çevrilidir, âlem iyisine de kötüsüne de hayrandır.
Orada pek muazzam bir cami vardır, onun önünde durduğunda gökyüzünü göremezsin.
Caminin adı Ayasofya'dır; gökyüzünden daha yücedir, tastamamdır.
Manzum seyahatnamelerin en eskilerinden birisi, Feyzî mahlasını kullanan Emir Hüseyin Ebîverdî'nin Dört Başkent (Çâr Taht) adlı seyahatnamesidir. Ebîverdî; Osmanlı padişahı II. Bayezid'den Akkoyunlu hükümdarı Yâkub Bey'e, Şeybânî Han'dan Şah İsmail'e değin devrinin önemli hükümdarları ile görüşmüş; Molla Câmî'den Ali Şîr Nevâî'ye kadar döneminin önemli isimleri ile irtibat kurmuş, bu mühim isimlerin çevresinde yer almış bir şairdir. Ebîverdî, Dört Başkent (Çâr Taht) adını verdiği eserinin her bir bölümünde bir başkente yaptığı yolculuğu ve o ülkenin padişahıyla yaptığı görüşmeyi anlatmıştır.
Şairin, 15. asrın sonlarında Memâlik-i Rum (Osmanlı Devleti) ve payitahtı İstanbul'dan Memâlik-i Arab (Memlükler) ve payitahtı Kahire'ye, Memâlik-i Azerbaycan (Akkoyunlular) ve payitahtı Tebriz'den Memâlik-i Horasan (Timurlular) ve payitahtı Herat'a yaptığı seyahatleri keyifle okuyacaksınız.
İstanbul genişlik bakımından dünya kadardır. Mümin ve kâfir orada emniyettedir.
Göğün topları burcunu dövse onun üzerinden bir zerre toprak bile düşmez yere.
Üç tarafı denizlerle çevrilidir, âlem iyisine de kötüsüne de hayrandır.
Orada pek muazzam bir cami vardır, onun önünde durduğunda gökyüzünü göremezsin.
Caminin adı Ayasofya'dır; gökyüzünden daha yücedir, tastamamdır.
Manzum seyahatnamelerin en eskilerinden birisi, Feyzî mahlasını kullanan Emir Hüseyin Ebîverdî'nin Dört Başkent (Çâr Taht) adlı seyahatnamesidir. Ebîverdî; Osmanlı padişahı II. Bayezid'den Akkoyunlu hükümdarı Yâkub Bey'e, Şeybânî Han'dan Şah İsmail'e değin devrinin önemli hükümdarları ile görüşmüş; Molla Câmî'den Ali Şîr Nevâî'ye kadar döneminin önemli isimleri ile irtibat kurmuş, bu mühim isimlerin çevresinde yer almış bir şairdir. Ebîverdî, Dört Başkent (Çâr Taht) adını verdiği eserinin her bir bölümünde bir başkente yaptığı yolculuğu ve o ülkenin padişahıyla yaptığı görüşmeyi anlatmıştır.
Şairin, 15. asrın sonlarında Memâlik-i Rum (Osmanlı Devleti) ve payitahtı İstanbul'dan Memâlik-i Arab (Memlükler) ve payitahtı Kahire'ye, Memâlik-i Azerbaycan (Akkoyunlular) ve payitahtı Tebriz'den Memâlik-i Horasan (Timurlular) ve payitahtı Herat'a yaptığı seyahatleri keyifle okuyacaksınız.
Göğün topları burcunu dövse onun üzerinden bir zerre toprak bile düşmez yere.
Üç tarafı denizlerle çevrilidir, âlem iyisine de kötüsüne de hayrandır.
Orada pek muazzam bir cami vardır, onun önünde durduğunda gökyüzünü göremezsin.
Caminin adı Ayasofya'dır; gökyüzünden daha yücedir, tastamamdır.
Manzum seyahatnamelerin en eskilerinden birisi, Feyzî mahlasını kullanan Emir Hüseyin Ebîverdî'nin Dört Başkent (Çâr Taht) adlı seyahatnamesidir. Ebîverdî; Osmanlı padişahı II. Bayezid'den Akkoyunlu hükümdarı Yâkub Bey'e, Şeybânî Han'dan Şah İsmail'e değin devrinin önemli hükümdarları ile görüşmüş; Molla Câmî'den Ali Şîr Nevâî'ye kadar döneminin önemli isimleri ile irtibat kurmuş, bu mühim isimlerin çevresinde yer almış bir şairdir. Ebîverdî, Dört Başkent (Çâr Taht) adını verdiği eserinin her bir bölümünde bir başkente yaptığı yolculuğu ve o ülkenin padişahıyla yaptığı görüşmeyi anlatmıştır.
Şairin, 15. asrın sonlarında Memâlik-i Rum (Osmanlı Devleti) ve payitahtı İstanbul'dan Memâlik-i Arab (Memlükler) ve payitahtı Kahire'ye, Memâlik-i Azerbaycan (Akkoyunlular) ve payitahtı Tebriz'den Memâlik-i Horasan (Timurlular) ve payitahtı Herat'a yaptığı seyahatleri keyifle okuyacaksınız.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.