#smrgKİTABEVİ Feminist Teoloji - 2023

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6059513838
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199245654
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
302
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
387,60
Havale/EFT ile: 375,97
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199245654
632957
Feminist Teoloji -        2023
Feminist Teoloji - 2023 #smrgKİTABEVİ
387.60
Feminist teoloji, kültür, din ve ilahiyatın kadını nasıl algıladığını analiz eder. Teolojinin feministliği olmayıp, teolojiye toplumsal cinsiyet perspektifinden bakan bir düşünsel bakiyedir. Elbette mitolojiyle başlayan bu serüvenin felsefeye yansıması da bu akışa dâhil olmuştur. Dolayısıyla Yunan Polis'inden tutalım da, sistematik filozofların kadına dair düşünceleri de mercek altına alınmıştır. Konu felsefeyse, mesele akıl ise; kadın bunun neresinde? Bu temel soru, çalışma boyunca yedeğimizde ya da yanı başımızda bizi takip eden bir gölge olmuştur. Kadını doğurganlıkla yorumlayan bakış açılarına karşı, modern düşünce farklı bir argüman getirebilmiş midir? Modern düşüncenin beden tasavvuruna indirgenen kadın ile onu doğurgan bir makine olarak gören bakış, farklı ifadelerle aynı düşünceyi savunmuyor mu? Bunun neresi, ne kadarı modern? “Kadın olunmaz, kadın doğulur” diyen J. Butler'in düşünsel temeli olarak Spinoza'yı görebilir miyiz? Var olmayı merkeze alan Heidegger için sadece erkekler mi var olabilir (to be) geçebilir? Platon'un bütünün dışında kalan esnek, hesaba katılamayan yer dediği khora'yı yeniden toplumsal cinsiyet bağlamına çeken Kristeva bize neler söylüyor? Öte yandan kendi kültürel örütünümüzde, Sufi düşüncenin kadın algısını, khora bağlamında okuyabilir miyiz veya kadın algısı ne ölçüde heterodokstur? Bu ve benzeri soruların cevabı için düşünce tarihinde, kadın sekmesinde yeni bir alan açma derdi olan kitap, disiplinler arası yeni okumaları da zorlama iddiasını taşımaktadır.
Feminist teoloji, kültür, din ve ilahiyatın kadını nasıl algıladığını analiz eder. Teolojinin feministliği olmayıp, teolojiye toplumsal cinsiyet perspektifinden bakan bir düşünsel bakiyedir. Elbette mitolojiyle başlayan bu serüvenin felsefeye yansıması da bu akışa dâhil olmuştur. Dolayısıyla Yunan Polis'inden tutalım da, sistematik filozofların kadına dair düşünceleri de mercek altına alınmıştır. Konu felsefeyse, mesele akıl ise; kadın bunun neresinde? Bu temel soru, çalışma boyunca yedeğimizde ya da yanı başımızda bizi takip eden bir gölge olmuştur. Kadını doğurganlıkla yorumlayan bakış açılarına karşı, modern düşünce farklı bir argüman getirebilmiş midir? Modern düşüncenin beden tasavvuruna indirgenen kadın ile onu doğurgan bir makine olarak gören bakış, farklı ifadelerle aynı düşünceyi savunmuyor mu? Bunun neresi, ne kadarı modern? “Kadın olunmaz, kadın doğulur” diyen J. Butler'in düşünsel temeli olarak Spinoza'yı görebilir miyiz? Var olmayı merkeze alan Heidegger için sadece erkekler mi var olabilir (to be) geçebilir? Platon'un bütünün dışında kalan esnek, hesaba katılamayan yer dediği khora'yı yeniden toplumsal cinsiyet bağlamına çeken Kristeva bize neler söylüyor? Öte yandan kendi kültürel örütünümüzde, Sufi düşüncenin kadın algısını, khora bağlamında okuyabilir miyiz veya kadın algısı ne ölçüde heterodokstur? Bu ve benzeri soruların cevabı için düşünce tarihinde, kadın sekmesinde yeni bir alan açma derdi olan kitap, disiplinler arası yeni okumaları da zorlama iddiasını taşımaktadır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat