- "Bu ceket yirmi lira eder mi be?... On papeline oynarsan, kabul..."
- "Fırsat bulunca, insanı nasıl da kaz gibi yolarsın... Peki, zarları ver bakalım"
Saat onbire geliyordu. Gecenin bu vaktinde gecekondularda , ekseriyetle serin bir rüzgâr eserdi. Hele Mayıs geceleri oldukça serin oluyordu. Naci, sırtındaki ceketi çıkarıp da Murad'ın ayağının dibine fırlattığı zaman, alnında biriken ter taneciklerinin birkaçı yüzüne doğru süzülerek akıyordu.
Naci, asabî bir hareketle zarları aldı. Şimdiye kadar hiç bu kadar para kaybetmemişti. Gerçi, karşısındaki erkek de gecekondunun değme kumarbazlarından biriydi. Murad dendi mi, gecekonduda herkes onu tanırdı. Buraya geleli daha bir yılı doldurmadığı halde, bütün gecekondu sakinlerinin diline ismi dolaşmaya başlamış, kısa zamanda adına bir de "kumarbaz" eklenmişti. (Kitaptan)
- "Bu ceket yirmi lira eder mi be?... On papeline oynarsan, kabul..."
- "Fırsat bulunca, insanı nasıl da kaz gibi yolarsın... Peki, zarları ver bakalım"
Saat onbire geliyordu. Gecenin bu vaktinde gecekondularda , ekseriyetle serin bir rüzgâr eserdi. Hele Mayıs geceleri oldukça serin oluyordu. Naci, sırtındaki ceketi çıkarıp da Murad'ın ayağının dibine fırlattığı zaman, alnında biriken ter taneciklerinin birkaçı yüzüne doğru süzülerek akıyordu.
Naci, asabî bir hareketle zarları aldı. Şimdiye kadar hiç bu kadar para kaybetmemişti. Gerçi, karşısındaki erkek de gecekondunun değme kumarbazlarından biriydi. Murad dendi mi, gecekonduda herkes onu tanırdı. Buraya geleli daha bir yılı doldurmadığı halde, bütün gecekondu sakinlerinin diline ismi dolaşmaya başlamış, kısa zamanda adına bir de "kumarbaz" eklenmişti. (Kitaptan)