#smrgSAHAF Grev Bildirisi: Emek Öyküleri 2 - 1998

Basıldığı Matbaa:
Kayhan Matbaası
Dizi Adı:
Emek Öyküleri
ISBN-10:
975783792X
Hazırlayan:
Sennur Sezer, Adnan Özyalçıner
Stok Kodu:
1199066712
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
219 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1998
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199066712
452645
Grev Bildirisi: Emek Öyküleri 2 -        1998
Grev Bildirisi: Emek Öyküleri 2 - 1998 #smrgSAHAF
0.00
Kitabın ilk öyküsü Ekmek bir Sovyet öyküsü, açlık ve kıtlık günlerinde alınteriyle emek vererek kazanılan ekmeğin değerini, kutsallığını, güzelliğini anlatıyor. Onu izleyen öyküler, insanların bileğinin hakkıyla kazandıkları ekmek uğruna verdikleri savaşımı dile getiriyor. Bu savaşım, ekmeğin bölüşüleceği, emeğin özgürleşeceği aydınlık günlere olan inancı simgeliyor. Bu inanç, her türlü engelin bilinçlenerek, bilinçlendirerek aşılacağı sonucunun çıkarılacağı mutlu bir geleceğe doğru açı!an aydınlık bir kapı.

Kitap, Grev Bildirisi öyküsünde yer alan Paşabahçe Şişe ve Cam işçilerinin İstanbul halkına dağıttıkları bildirideki şu sözlerle son buluyor: 'Bugün 80 günü geçti, gene de hakkımızı istiyoruz. Dağlarda ebegümeci topluyoruz, Iabada topluyor, balık olursa oltayı alıp koşuyoruz. Evde fazla eşya vardı, kilim, mintan, iskemle gibi. Onları da satıyoruz. Ölüm Allahın emri, ama bu adam bizimle masaya oturmalı, mahkeme kararına, yargıtay kararına uymalı. Bu adamın hem devlete milyonlar zarar vermeye, hem de bizleri süründürmeye ne hakkı vardır?

.... Halbuki fabrikanın bir günlük zararını, bize zam diye verse mesele hallolur.'

İşçinin kendi kaleminden önerdiği bu acil çözüm, hiçbir zaman uygulanmadı. Uygulansaydı bile geçici bir çözüm olacaktı. Temelde değişen bir şey yoktu. Emek-sermaye çelişkisi sürdükçe işçinin direnişi kaçınılmazdı. İki taraf da bunu bilerek savaşımını bugün de sürdürüyor. -Sennur Sezer - Adnan Özyalçıner (Arka kapaktan)

Kitabın ilk öyküsü Ekmek bir Sovyet öyküsü, açlık ve kıtlık günlerinde alınteriyle emek vererek kazanılan ekmeğin değerini, kutsallığını, güzelliğini anlatıyor. Onu izleyen öyküler, insanların bileğinin hakkıyla kazandıkları ekmek uğruna verdikleri savaşımı dile getiriyor. Bu savaşım, ekmeğin bölüşüleceği, emeğin özgürleşeceği aydınlık günlere olan inancı simgeliyor. Bu inanç, her türlü engelin bilinçlenerek, bilinçlendirerek aşılacağı sonucunun çıkarılacağı mutlu bir geleceğe doğru açı!an aydınlık bir kapı.

Kitap, Grev Bildirisi öyküsünde yer alan Paşabahçe Şişe ve Cam işçilerinin İstanbul halkına dağıttıkları bildirideki şu sözlerle son buluyor: 'Bugün 80 günü geçti, gene de hakkımızı istiyoruz. Dağlarda ebegümeci topluyoruz, Iabada topluyor, balık olursa oltayı alıp koşuyoruz. Evde fazla eşya vardı, kilim, mintan, iskemle gibi. Onları da satıyoruz. Ölüm Allahın emri, ama bu adam bizimle masaya oturmalı, mahkeme kararına, yargıtay kararına uymalı. Bu adamın hem devlete milyonlar zarar vermeye, hem de bizleri süründürmeye ne hakkı vardır?

.... Halbuki fabrikanın bir günlük zararını, bize zam diye verse mesele hallolur.'

İşçinin kendi kaleminden önerdiği bu acil çözüm, hiçbir zaman uygulanmadı. Uygulansaydı bile geçici bir çözüm olacaktı. Temelde değişen bir şey yoktu. Emek-sermaye çelişkisi sürdükçe işçinin direnişi kaçınılmazdı. İki taraf da bunu bilerek savaşımını bugün de sürdürüyor. -Sennur Sezer - Adnan Özyalçıner (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat