#smrgKİTABEVİ Havuz Başı - Son Kuşlar - 2025
Kapak Tasarım:
Candan İşcan
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
Sait Faik Dizisi
ISBN-10:
9752213166
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
11x19
Sayfa Sayısı:
296
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
82,50
Havale/EFT ile:
80,03
Siparişiniz 4&6 iş günü arasında kargoda
1199128320
514019
https://www.simurgkitabevi.com/havuz-basi-son-kuslar-2025
Havuz Başı - Son Kuşlar - 2025 #smrgKİTABEVİ
82.50
Ah, bu insan yüzleri! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız, istediğimiz kadar bol hasletler, adilikler, iyilikler, kötülükler, delilikler, akıllılıklar, sevdalar yüklediğimiz insan yüzleri! Yanılsak da zararı yok! Bu yüze olmazsa ötekine yükleriz saydıklarımızı.
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.
1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri; “Atikali, Atikali!” diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı, sarı, yeşil türlü ışıklar görerek, bir renk dalgası içinde Atikali'ye vardık.
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.
1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri; “Atikali, Atikali!” diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı, sarı, yeşil türlü ışıklar görerek, bir renk dalgası içinde Atikali'ye vardık.
Şişli'de Bomonti durağından yüz adım yürüsem evime varır, iki yorganlı yatağımın çukuruna büzülür, dostum Panco'yu düşünürüm. Şimdilik başka kimsem yok. İstanbul adalarının birinde hasta anam yatar döşeğinde.
Ah, bu insan yüzleri! Her şeyimizi bağladığımız, durmadan yanıldığımız, istediğimiz kadar bol hasletler, adilikler, iyilikler, kötülükler, delilikler, akıllılıklar, sevdalar yüklediğimiz insan yüzleri! Yanılsak da zararı yok! Bu yüze olmazsa ötekine yükleriz saydıklarımızı.
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.
1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri; “Atikali, Atikali!” diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı, sarı, yeşil türlü ışıklar görerek, bir renk dalgası içinde Atikali'ye vardık.
Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.
1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.
Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri; “Atikali, Atikali!” diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı, sarı, yeşil türlü ışıklar görerek, bir renk dalgası içinde Atikali'ye vardık.
Şişli'de Bomonti durağından yüz adım yürüsem evime varır, iki yorganlı yatağımın çukuruna büzülür, dostum Panco'yu düşünürüm. Şimdilik başka kimsem yok. İstanbul adalarının birinde hasta anam yatar döşeğinde.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.