İktisat ve Toplum Dergisi, Dosya: Dijital Ekonomi ve Ahlaksız Büyüme - Sayı: 71 Şubat

Hazırlayan:
Editör : Ömer Faruk Çolak
Stok Kodu:
1199193088
Boyut:
20x27
Sayfa Sayısı:
64 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
0,00
1199193088
579119
İktisat ve Toplum Dergisi, Dosya: Dijital Ekonomi ve Ahlaksız Büyüme - Sayı: 71      Şubat
İktisat ve Toplum Dergisi, Dosya: Dijital Ekonomi ve Ahlaksız Büyüme - Sayı: 71 Şubat
0.00
Devrimler-Darbeler Sarmalında: Ordu, Maliye ve Bilim! - Bozkurt Güvenç
Ahlaksız Büyüme - İbrahim Semih Akçomak,
Dijital Ekonomi veya Endüstri 4.0 mı?:Tüketicinin Üretici olarak Emek Gücüne Dönüşmesi Olgusu - Prof. Dr. Mutlu Binark
Beğeniyorum Öyleyse Varım: Sosyal Medyada İçerik Üretimi, Yabancılaşma ve Sömürü - Dr. Ergin Bulut
Reklam iletişiminde dönüşümler: Çevrimiçi reklam ve tüketici - Seçil Toros
Haber merkezlerinin yeni medya ile dönüşümüne "emek" verenler - Dr. Recep Ünal
Fark yaratanlar - Mihriban Aviral
Avusturya'da Mayerling Olayı Ve Kızıl Prenses - Levent Özübek
Bir Ankaralı Ailenin 1840'lardan Bu Yana Hikayesi - Osman S. Arolat
Aziz Sancar ve Nobel'in Öyküsü - Bayram Ali Eşiyok

Ekonominin, keşke keyifli bir sosyal bilim alanı olsaydı dediğimiz günleri yaşıyoruz. Türkiye ekonomisi büyümede teklemeye devam ediyor. Yılın ikinci çeyreğinde ekonomi %3,1, ilk altı ayda da %3,9 büyüdü. Temmuz darbe girişimi sonrasında ekonomide yaşananları ve ardından gelen kurban bayramını da düşünürsek, yılın üçüncü çeyreğindeki büyüme oranının da pek parlak olmayacağı açık. Buna rağmen gerçekleşen oranları övecek noktalar bulmak mümkün, AB ülkelerinden daha yüksek büyüyoruz gibi. Yermek de mümkün, potansiyel büyüme oranında altında bir oran diyerek.

Asıl olan ise, oranı sorgulamaktan geçmeli. Yani neden büyüme oranı 2012 yılından bu yana %5'in altında seyrediyor? Neden Türkiye 2008'den bu yana sürekli olarak hemen her alanda ivme kaybediyor? Sorunun yanıtını sadece makro ekonomik gerçekleşmelere bakarak vermek zor. Ülkenin politik ortamı ve kurumsal yapısındaki zayıflamayı göz önüne almak zorundayız. Bunu yaparken de daha gerilere gitmeliyiz. Çünkü kurumsal yapılanma birden bire çökmez.Türkiye, kısır bir döngüde kendine yön bulmaya çalışırken, yönünü bulmuş olan beşeri sermayesi yüksek, kurumsal yapılanması düzgün işleyen ülkeler, yüksek teknolojiyi kullanarak geleceğe dönük politikalar üretiyor. Türkiye ise ancak bu teknolojiyi tüketme aşamasında, hatta bunu bile tam yapamıyor, bu teknolojiyi kullandığında da kimi alanlarda bedava işçilik yapıyor.

İTD olarak bu noktadan hareketle Eylül sayımızı "Dijital Ekonomi" ağırlıklı çalışmalara yer vererek çıkartıyoruz. Böylece ülkenin kısır çatışma ortamının da dışına çıkıyoruz. Dijital ekonomi bölümümüzün misafir editörü Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. F. Mutlu Binark oldu. Kendisine ve konuyu derinlemesine inceleyen tüm yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.Eylül sayımızda, Hocaların Hocası Prof. Dr. Bozkurt Güvenç darbe konusunu yine farklı bir bakış açısı ile ele alıyor. Bu sayımızda ilginç bir yazı daha var; "Ahlaksız Büyüme" başlıklı makaleyi ODTÜ'den İbrahim Semih Akçomak yazdı. İTD, Türkiye'nin düşün yaşamına katkı vermeye devam ediyor. Bunu da zor zamanlarda yapıyor. Okuyarak ve sevgiyle kalın. - Ömer Faruk Çolak

Devrimler-Darbeler Sarmalında: Ordu, Maliye ve Bilim! - Bozkurt Güvenç
Ahlaksız Büyüme - İbrahim Semih Akçomak,
Dijital Ekonomi veya Endüstri 4.0 mı?:Tüketicinin Üretici olarak Emek Gücüne Dönüşmesi Olgusu - Prof. Dr. Mutlu Binark
Beğeniyorum Öyleyse Varım: Sosyal Medyada İçerik Üretimi, Yabancılaşma ve Sömürü - Dr. Ergin Bulut
Reklam iletişiminde dönüşümler: Çevrimiçi reklam ve tüketici - Seçil Toros
Haber merkezlerinin yeni medya ile dönüşümüne "emek" verenler - Dr. Recep Ünal
Fark yaratanlar - Mihriban Aviral
Avusturya'da Mayerling Olayı Ve Kızıl Prenses - Levent Özübek
Bir Ankaralı Ailenin 1840'lardan Bu Yana Hikayesi - Osman S. Arolat
Aziz Sancar ve Nobel'in Öyküsü - Bayram Ali Eşiyok

Ekonominin, keşke keyifli bir sosyal bilim alanı olsaydı dediğimiz günleri yaşıyoruz. Türkiye ekonomisi büyümede teklemeye devam ediyor. Yılın ikinci çeyreğinde ekonomi %3,1, ilk altı ayda da %3,9 büyüdü. Temmuz darbe girişimi sonrasında ekonomide yaşananları ve ardından gelen kurban bayramını da düşünürsek, yılın üçüncü çeyreğindeki büyüme oranının da pek parlak olmayacağı açık. Buna rağmen gerçekleşen oranları övecek noktalar bulmak mümkün, AB ülkelerinden daha yüksek büyüyoruz gibi. Yermek de mümkün, potansiyel büyüme oranında altında bir oran diyerek.

Asıl olan ise, oranı sorgulamaktan geçmeli. Yani neden büyüme oranı 2012 yılından bu yana %5'in altında seyrediyor? Neden Türkiye 2008'den bu yana sürekli olarak hemen her alanda ivme kaybediyor? Sorunun yanıtını sadece makro ekonomik gerçekleşmelere bakarak vermek zor. Ülkenin politik ortamı ve kurumsal yapısındaki zayıflamayı göz önüne almak zorundayız. Bunu yaparken de daha gerilere gitmeliyiz. Çünkü kurumsal yapılanma birden bire çökmez.Türkiye, kısır bir döngüde kendine yön bulmaya çalışırken, yönünü bulmuş olan beşeri sermayesi yüksek, kurumsal yapılanması düzgün işleyen ülkeler, yüksek teknolojiyi kullanarak geleceğe dönük politikalar üretiyor. Türkiye ise ancak bu teknolojiyi tüketme aşamasında, hatta bunu bile tam yapamıyor, bu teknolojiyi kullandığında da kimi alanlarda bedava işçilik yapıyor.

İTD olarak bu noktadan hareketle Eylül sayımızı "Dijital Ekonomi" ağırlıklı çalışmalara yer vererek çıkartıyoruz. Böylece ülkenin kısır çatışma ortamının da dışına çıkıyoruz. Dijital ekonomi bölümümüzün misafir editörü Hacettepe Üniversitesinden Prof. Dr. F. Mutlu Binark oldu. Kendisine ve konuyu derinlemesine inceleyen tüm yazarlarımıza teşekkür ediyoruz.Eylül sayımızda, Hocaların Hocası Prof. Dr. Bozkurt Güvenç darbe konusunu yine farklı bir bakış açısı ile ele alıyor. Bu sayımızda ilginç bir yazı daha var; "Ahlaksız Büyüme" başlıklı makaleyi ODTÜ'den İbrahim Semih Akçomak yazdı. İTD, Türkiye'nin düşün yaşamına katkı vermeye devam ediyor. Bunu da zor zamanlarda yapıyor. Okuyarak ve sevgiyle kalın. - Ömer Faruk Çolak

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat