Herhangi bir tehlike ile karşılaştıklarında kertenkele mantığı ile hareket edenler, başlıca şu tepkileri verir: hemen kavgaya başlama, kaçma ve donup kalma... Kertenkele mantığı ve sürüngen sorumluluğu ile hareket edenler kelimenin tam manasıyla sosyal hiyerarşiye büyük bir aşkla bağlıdırlar. Organizasyon içindeki yerleri ne olursa olsun, durumlarına bakmaksızın, daima en büyük dinozorun kendileri olduğunu göstermeye çalışırlar.
Kendilerinin baskın olmadıkları durumlarda işi bozmaya çalışırlar. Herhangi bir istetmede aynı statüde olanların rekabeti buna iyi bir Örnektir. Bir toplantı karan konusunda bile görüş birliği sağlanamayabilir; en basit yoldan, herkes toplantının kendi odasında yapılmasını isteyerek, bir başka biçimde toplantıya katılamayacaklarını bildirebilirler. Katılmama tehdidi gerçekleştiği andan itibaren de işler yürümez.
İnsanlar her zaman insan gibi hareket etmekten ziyade, hareket etmesi gerektiği gibi hareket ederler. Bütün dinazorlar, kendi yetki alanlarını koruma konusunda abartılı bir gayret gösterirler. Bu kişiler, ilk önce kendileriyle bağlantı kurmayan kişilere karşı zorluklar çıkarırlar. Burada amaç, o alanın en önemli yetkilisinin kendisi olduğunu göstermek, sahip olunan alanı korumaya çalışmaktır. Halbuki asıl olan şey işleri yetki ve statülere bakılmadan yürütmektir.
Kertenkele mantığının bir diğer çeşidi, kendisini hiçbir kötü sonucun sorumlusu olarak görmemektir. İşler ters gittiğinde ise iki standart tepki vardır: Şikayet etmek ya da başkalarını suçlamak...' (Arka kapaktan)
Herhangi bir tehlike ile karşılaştıklarında kertenkele mantığı ile hareket edenler, başlıca şu tepkileri verir: hemen kavgaya başlama, kaçma ve donup kalma... Kertenkele mantığı ve sürüngen sorumluluğu ile hareket edenler kelimenin tam manasıyla sosyal hiyerarşiye büyük bir aşkla bağlıdırlar. Organizasyon içindeki yerleri ne olursa olsun, durumlarına bakmaksızın, daima en büyük dinozorun kendileri olduğunu göstermeye çalışırlar.
Kendilerinin baskın olmadıkları durumlarda işi bozmaya çalışırlar. Herhangi bir istetmede aynı statüde olanların rekabeti buna iyi bir Örnektir. Bir toplantı karan konusunda bile görüş birliği sağlanamayabilir; en basit yoldan, herkes toplantının kendi odasında yapılmasını isteyerek, bir başka biçimde toplantıya katılamayacaklarını bildirebilirler. Katılmama tehdidi gerçekleştiği andan itibaren de işler yürümez.
İnsanlar her zaman insan gibi hareket etmekten ziyade, hareket etmesi gerektiği gibi hareket ederler. Bütün dinazorlar, kendi yetki alanlarını koruma konusunda abartılı bir gayret gösterirler. Bu kişiler, ilk önce kendileriyle bağlantı kurmayan kişilere karşı zorluklar çıkarırlar. Burada amaç, o alanın en önemli yetkilisinin kendisi olduğunu göstermek, sahip olunan alanı korumaya çalışmaktır. Halbuki asıl olan şey işleri yetki ve statülere bakılmadan yürütmektir.
Kertenkele mantığının bir diğer çeşidi, kendisini hiçbir kötü sonucun sorumlusu olarak görmemektir. İşler ters gittiğinde ise iki standart tepki vardır: Şikayet etmek ya da başkalarını suçlamak...' (Arka kapaktan)