#smrgKİTABEVİ Kesik Baş - Günümüz Türkçesiyle - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
Türk Edebiyatı Klasikleri 93
ISBN-10:
9786253840440
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Mehmet Tekin
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
12x21
Sayfa Sayısı:
168
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
60,30
Havale/EFT ile:
57,89
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199239718
626900

https://www.simurgkitabevi.com/kesik-bas-gunumuz-turkcesiyle-2025
Kesik Baş - Günümüz Türkçesiyle - 2025 #smrgKİTABEVİ
60.30
Günümüz Türkçesine uyarlayan : Mehmet Tekin
Geçim sıkıntısı çeken Nafiz Efendi, dertlerini kadehlerde ve şişelerde boğarak nefes almaya çalışan bir akşamcıdır. Bir gün kaynanasının maaş koçanını çalarak kendini meyhaneye atar. Körkütük sarhoş halde eve dönerken kaynanasının hışmından kurtulmak için ona bir baş lahana alır ve peşine takılan mahalle çocuklarının alaylarıyla sallana kaykıla ilerlerken akşamın alacakaranlığında fark edemediği bir kör kuyuya düşer. Nafiz Efendi, mahallelinin ve polisin yardımıyla kuyudan çıkarılırken koltuğuna lahanasıyla birlikte bir de çıkın alır. Ancak çıkına sarılı olan şey, Nafiz Efendi'nin sandığı gibi lahana değil, kesik bir insan başıdır. Tesadüfen bulunan bu kesik baş, İstanbul emniyetini alarma geçirir. Sırlarla dolu bu korkunç cinayeti çözmek için görevlendirilen Seyit ve Remzi Efendiler kolları sıvayarak soruşturma ve sorgulamalara başlarlar. Bu baş kime aittir, neden kesilip kuyuya atılmıştır, bedenin geri kalanı nerededir ve asıl önemlisi katil ya da katiller kimlerdir?
Mizahı ve akıcı üslubuyla Hüseyin Rahmi Gürpınar, tek polisiye romanı olan Kesik Baş'ta gerilimli ve sürükleyici bir kurguyla okuru, 1900'lerin başında İstanbul'un ara sokaklarında, izbe köşelerinde, mezarlıklarında ve gizemli otellerinde başlayıp İtalya'ya uzanan bir dedektifliğe davet ediyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883'te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896'da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada'da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet'inden sonra Ahmet Rasim'le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Geçim sıkıntısı çeken Nafiz Efendi, dertlerini kadehlerde ve şişelerde boğarak nefes almaya çalışan bir akşamcıdır. Bir gün kaynanasının maaş koçanını çalarak kendini meyhaneye atar. Körkütük sarhoş halde eve dönerken kaynanasının hışmından kurtulmak için ona bir baş lahana alır ve peşine takılan mahalle çocuklarının alaylarıyla sallana kaykıla ilerlerken akşamın alacakaranlığında fark edemediği bir kör kuyuya düşer. Nafiz Efendi, mahallelinin ve polisin yardımıyla kuyudan çıkarılırken koltuğuna lahanasıyla birlikte bir de çıkın alır. Ancak çıkına sarılı olan şey, Nafiz Efendi'nin sandığı gibi lahana değil, kesik bir insan başıdır. Tesadüfen bulunan bu kesik baş, İstanbul emniyetini alarma geçirir. Sırlarla dolu bu korkunç cinayeti çözmek için görevlendirilen Seyit ve Remzi Efendiler kolları sıvayarak soruşturma ve sorgulamalara başlarlar. Bu baş kime aittir, neden kesilip kuyuya atılmıştır, bedenin geri kalanı nerededir ve asıl önemlisi katil ya da katiller kimlerdir?
Mizahı ve akıcı üslubuyla Hüseyin Rahmi Gürpınar, tek polisiye romanı olan Kesik Baş'ta gerilimli ve sürükleyici bir kurguyla okuru, 1900'lerin başında İstanbul'un ara sokaklarında, izbe köşelerinde, mezarlıklarında ve gizemli otellerinde başlayıp İtalya'ya uzanan bir dedektifliğe davet ediyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883'te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896'da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada'da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet'inden sonra Ahmet Rasim'le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Günümüz Türkçesine uyarlayan : Mehmet Tekin
Geçim sıkıntısı çeken Nafiz Efendi, dertlerini kadehlerde ve şişelerde boğarak nefes almaya çalışan bir akşamcıdır. Bir gün kaynanasının maaş koçanını çalarak kendini meyhaneye atar. Körkütük sarhoş halde eve dönerken kaynanasının hışmından kurtulmak için ona bir baş lahana alır ve peşine takılan mahalle çocuklarının alaylarıyla sallana kaykıla ilerlerken akşamın alacakaranlığında fark edemediği bir kör kuyuya düşer. Nafiz Efendi, mahallelinin ve polisin yardımıyla kuyudan çıkarılırken koltuğuna lahanasıyla birlikte bir de çıkın alır. Ancak çıkına sarılı olan şey, Nafiz Efendi'nin sandığı gibi lahana değil, kesik bir insan başıdır. Tesadüfen bulunan bu kesik baş, İstanbul emniyetini alarma geçirir. Sırlarla dolu bu korkunç cinayeti çözmek için görevlendirilen Seyit ve Remzi Efendiler kolları sıvayarak soruşturma ve sorgulamalara başlarlar. Bu baş kime aittir, neden kesilip kuyuya atılmıştır, bedenin geri kalanı nerededir ve asıl önemlisi katil ya da katiller kimlerdir?
Mizahı ve akıcı üslubuyla Hüseyin Rahmi Gürpınar, tek polisiye romanı olan Kesik Baş'ta gerilimli ve sürükleyici bir kurguyla okuru, 1900'lerin başında İstanbul'un ara sokaklarında, izbe köşelerinde, mezarlıklarında ve gizemli otellerinde başlayıp İtalya'ya uzanan bir dedektifliğe davet ediyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883'te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896'da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada'da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet'inden sonra Ahmet Rasim'le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Geçim sıkıntısı çeken Nafiz Efendi, dertlerini kadehlerde ve şişelerde boğarak nefes almaya çalışan bir akşamcıdır. Bir gün kaynanasının maaş koçanını çalarak kendini meyhaneye atar. Körkütük sarhoş halde eve dönerken kaynanasının hışmından kurtulmak için ona bir baş lahana alır ve peşine takılan mahalle çocuklarının alaylarıyla sallana kaykıla ilerlerken akşamın alacakaranlığında fark edemediği bir kör kuyuya düşer. Nafiz Efendi, mahallelinin ve polisin yardımıyla kuyudan çıkarılırken koltuğuna lahanasıyla birlikte bir de çıkın alır. Ancak çıkına sarılı olan şey, Nafiz Efendi'nin sandığı gibi lahana değil, kesik bir insan başıdır. Tesadüfen bulunan bu kesik baş, İstanbul emniyetini alarma geçirir. Sırlarla dolu bu korkunç cinayeti çözmek için görevlendirilen Seyit ve Remzi Efendiler kolları sıvayarak soruşturma ve sorgulamalara başlarlar. Bu baş kime aittir, neden kesilip kuyuya atılmıştır, bedenin geri kalanı nerededir ve asıl önemlisi katil ya da katiller kimlerdir?
Mizahı ve akıcı üslubuyla Hüseyin Rahmi Gürpınar, tek polisiye romanı olan Kesik Baş'ta gerilimli ve sürükleyici bir kurguyla okuru, 1900'lerin başında İstanbul'un ara sokaklarında, izbe köşelerinde, mezarlıklarında ve gizemli otellerinde başlayıp İtalya'ya uzanan bir dedektifliğe davet ediyor. Hüseyin Rahmi Gürpınar (1864-1944) Dönemini ve çevresini romanlarında yaşatıp, genç yaşlarından itibaren geniş halk kitlelerince sevilerek okunmuş Hüseyin Rahmi, edebiyatımızın benzeri az bulunur şahsiyetlerindendir. Kitaplarında İstanbul yaşamının özel inanışları, toplumsal ve ekonomik eşitsizlikler, kadın erkek ilişkileri gibi konular halkın özgün konuşma biçimleri korunarak, çok defa gülünç, bazen hüzünlü olarak işlenir. Romanımıza “mahalli renk” ilk kez onunla girer. Yazarlık yaşamına 1883'te Tercüman-ı Hakikat gazetesinde başlar. 1896'da İkdam gazetesinde roman ve öyküleri tefrika edilirken üne kavuşur. Döneminin en çok okunan yazarı olur. Tüm kazancı yazarlıktan gelir. Bu sayede Heybeliada'da şimdi müze olan köşkünü alır. 1908 Meşrutiyet'inden sonra Ahmet Rasim'le Boşboğaz adında bir mizah gazetesi çıkarır. İlk soruşturmaya böylelikle uğrar. Gazetesi kapanır. İkinci kez Ben Deli miyim? romanıyla mahkemelik olacak ve yine beraat edecektir. Çoğu roman olmak üzere öykü, tiyatro, makale ve eleştiri türünde altmışın üzerinde kitabı bulunmaktadır. Yazarın seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.