#smrgKİTABEVİ Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet : Pelazim Kuramı ile Uluslararası İlişkilerde Postmodern Çatlaklar - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6253885069
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
137
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
182,91
Havale/EFT ile:
177,42
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199246612
633759
https://www.simurgkitabevi.com/kimliksizlik-caginda-dusunen-devlet-pelazim-kurami-ile-uluslararasi-iliskilerde-postmodern-catlaklar-2025
Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet : Pelazim Kuramı ile Uluslararası İlişkilerde Postmodern Çatlaklar - 2025 #smrgKİTABEVİ
182.91
Devlet yalnızca davranan bir varlık değildir; aynı zamanda düşünen, hatırlayan ve unutan bir öznedir.
Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet, uluslararası ilişkiler disiplininin geleneksel aktör-çıkar modellerini aşarak, devleti bir kolektif bilinç alanı ve ontolojik özne olarak yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu kitap, realizmin stratejik rasyonalitesi, liberalizmin normatif iyimserliği ve konstrüktivizmin söylem merkezli kimlik inşasını aşan yepyeni bir kuramsal önerme sunuyor: Pelâzim Kuramı.
Pelâzim, zihinsel parçalanma, zamansal süreksizlik, aidiyet boşluğu ve sessizlik gibi dört ana kavram etrafında, çağdaş devletin kimlik, zaman ve anlam üretme kapasitesindeki çözülmeyi analiz ediyor. Artık devlet sadece “ne yaptığıyla” değil, “neden artık konuşamadığıyla” da tanımlanmak zorundadır.
Post-Sovyet Rusya'da kimlik erozyonu, Brexit sonrası aidiyetin simülasyonu, Arap Baharı'nda devletin çözülmesi, 11 Eylül sonrası ABD'de kolektif travma gibi vaka analizleriyle desteklenen bu kuram, devletin yalnızca bir sistem nesnesi değil; kendi içinde dağılabilen, suskunlaşabilen, anlam krizine sürüklenebilen bir özne olduğunu iddia ediyor. Bu eser, yalnızca bir teorik açılım değil; bir çağın ruhuna yazılmış düşünsel bir deneyimdir.
Çünkü çağ artık sadece çatışmalarla değil, sessizleşen devletlerle tanımlanıyor.
Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet, uluslararası ilişkiler disiplininin geleneksel aktör-çıkar modellerini aşarak, devleti bir kolektif bilinç alanı ve ontolojik özne olarak yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu kitap, realizmin stratejik rasyonalitesi, liberalizmin normatif iyimserliği ve konstrüktivizmin söylem merkezli kimlik inşasını aşan yepyeni bir kuramsal önerme sunuyor: Pelâzim Kuramı.
Pelâzim, zihinsel parçalanma, zamansal süreksizlik, aidiyet boşluğu ve sessizlik gibi dört ana kavram etrafında, çağdaş devletin kimlik, zaman ve anlam üretme kapasitesindeki çözülmeyi analiz ediyor. Artık devlet sadece “ne yaptığıyla” değil, “neden artık konuşamadığıyla” da tanımlanmak zorundadır.
Post-Sovyet Rusya'da kimlik erozyonu, Brexit sonrası aidiyetin simülasyonu, Arap Baharı'nda devletin çözülmesi, 11 Eylül sonrası ABD'de kolektif travma gibi vaka analizleriyle desteklenen bu kuram, devletin yalnızca bir sistem nesnesi değil; kendi içinde dağılabilen, suskunlaşabilen, anlam krizine sürüklenebilen bir özne olduğunu iddia ediyor. Bu eser, yalnızca bir teorik açılım değil; bir çağın ruhuna yazılmış düşünsel bir deneyimdir.
Çünkü çağ artık sadece çatışmalarla değil, sessizleşen devletlerle tanımlanıyor.
Devlet yalnızca davranan bir varlık değildir; aynı zamanda düşünen, hatırlayan ve unutan bir öznedir.
Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet, uluslararası ilişkiler disiplininin geleneksel aktör-çıkar modellerini aşarak, devleti bir kolektif bilinç alanı ve ontolojik özne olarak yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu kitap, realizmin stratejik rasyonalitesi, liberalizmin normatif iyimserliği ve konstrüktivizmin söylem merkezli kimlik inşasını aşan yepyeni bir kuramsal önerme sunuyor: Pelâzim Kuramı.
Pelâzim, zihinsel parçalanma, zamansal süreksizlik, aidiyet boşluğu ve sessizlik gibi dört ana kavram etrafında, çağdaş devletin kimlik, zaman ve anlam üretme kapasitesindeki çözülmeyi analiz ediyor. Artık devlet sadece “ne yaptığıyla” değil, “neden artık konuşamadığıyla” da tanımlanmak zorundadır.
Post-Sovyet Rusya'da kimlik erozyonu, Brexit sonrası aidiyetin simülasyonu, Arap Baharı'nda devletin çözülmesi, 11 Eylül sonrası ABD'de kolektif travma gibi vaka analizleriyle desteklenen bu kuram, devletin yalnızca bir sistem nesnesi değil; kendi içinde dağılabilen, suskunlaşabilen, anlam krizine sürüklenebilen bir özne olduğunu iddia ediyor. Bu eser, yalnızca bir teorik açılım değil; bir çağın ruhuna yazılmış düşünsel bir deneyimdir.
Çünkü çağ artık sadece çatışmalarla değil, sessizleşen devletlerle tanımlanıyor.
Kimliksizlik Çağında Düşünen Devlet, uluslararası ilişkiler disiplininin geleneksel aktör-çıkar modellerini aşarak, devleti bir kolektif bilinç alanı ve ontolojik özne olarak yeniden düşünmeye çağırıyor. Bu kitap, realizmin stratejik rasyonalitesi, liberalizmin normatif iyimserliği ve konstrüktivizmin söylem merkezli kimlik inşasını aşan yepyeni bir kuramsal önerme sunuyor: Pelâzim Kuramı.
Pelâzim, zihinsel parçalanma, zamansal süreksizlik, aidiyet boşluğu ve sessizlik gibi dört ana kavram etrafında, çağdaş devletin kimlik, zaman ve anlam üretme kapasitesindeki çözülmeyi analiz ediyor. Artık devlet sadece “ne yaptığıyla” değil, “neden artık konuşamadığıyla” da tanımlanmak zorundadır.
Post-Sovyet Rusya'da kimlik erozyonu, Brexit sonrası aidiyetin simülasyonu, Arap Baharı'nda devletin çözülmesi, 11 Eylül sonrası ABD'de kolektif travma gibi vaka analizleriyle desteklenen bu kuram, devletin yalnızca bir sistem nesnesi değil; kendi içinde dağılabilen, suskunlaşabilen, anlam krizine sürüklenebilen bir özne olduğunu iddia ediyor. Bu eser, yalnızca bir teorik açılım değil; bir çağın ruhuna yazılmış düşünsel bir deneyimdir.
Çünkü çağ artık sadece çatışmalarla değil, sessizleşen devletlerle tanımlanıyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
