#smrgKİTABEVİ Konstantiniyye'den İstanbul'a Cilt 1 - 2: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları; Cilt, 3 - 4: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Anadolu Yakası Fotoğrafları TAKIM - 2006

Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Mas Matbaacılık
Hazırlayan:
M. Sinan Genim
Stok Kodu:
1199079609
Boyut:
48x33
Sayfa Sayısı:
4 Cilt 2159 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199079609
465487
Konstantiniyye'den İstanbul'a Cilt 1 - 2: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları; Cilt, 3 - 4: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Anadolu Yakası Fotoğrafları TAKIM -        2006
Konstantiniyye'den İstanbul'a Cilt 1 - 2: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları; Cilt, 3 - 4: 19. Yüzyıl Ortalarından 20. Yüzyıla Boğaziçi'nin Anadolu Yakası Fotoğrafları TAKIM - 2006 #smrgKİTABEVİ
0.00
XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul'da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Eski İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu'ndan derlenen Konstantiniyye'den İstanbul'a -XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları sergisi nedeniyle hazırlanan kitap, bir devrin İstanbul'unu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor.

Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillame Breggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul'un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy'den Rumelifeneri'ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.

Titiz, özenli ve albenili baskısı ile gözalıcı olduğu kadar, bu şehrin bir kesiminin yaklaşık 70 yıllık görsel tarihi olma özelliğine de sahip. Albüm-kitap'ın I. Cildi 'Beyazıt Kulesi'nden Boğaziçi-Bebek Dalyanı'na kadar olan kesitin fotoğraflarından; II. Cildi ise, 'Küçük Bebek-Rumelifeneri' fotoğraflarından oluşuyor. Öncelikle belirteyim: Bu müstesna belge hazinesini, kamuoyuna açtıkları için Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'ne yürekten teşekkür borçluyuz.

Suna ve İnan Kıraç, albüm-kitap'a yazdıkları 'Önsöz'de 'ülkemizin kültür hayatına kazandırılması ve topluca korunabilmesi için, uzunca bir süredir toplamakta ol[dukları] eski İstanbul fotoğraflarını [...] bir dizi kitapta [...] sunmayı arzu ettik[lerini]' bildiriyor ve albüm-kitap'ın 'bu dizinin ilk kitabı' olduğunu belirtiyorlar. Kıraç'lar, 'bu fotoğraflar[ın], Osmanlı başkentinin bir dönemdeki fiziksel ve sosyokültürel yapısı üzerine fikir verdi[ğini]' de kaydediyorlar. Gerçekten de öyle: Fotoğraflar, sadece Boğaz'ın Rumeli yakası manzaralarını değil, aynı zamanda o dönemin yapılarını (saraylar, kasırlar, köşkler, yalılar, camiler, çeşmeler, şadırvanlar, tekkeler, iskeleler, tophane binaları, elçilikler, kolej binaları, kuleler, köprüler, karakollar); deniz taşıtlarını (vapurlar, kayıklar, yelkenliler, yatlar); mahallelerini (Hacı Kemaleddin Mahallesi, Molla Fenari Mahallesi...), törenlerini (Hamidiye Alaylarının resmi geçidi, Sinan Paşa Camii'nde bayram selamlığı, Ertuğrul Alayı'nın tören dönüşü...) de gösteriyor.

Albüm-kitapta yer alan fotoğrafların oluşturduğu koleksiyonu derleyen (-ki, aynı zamanda albüm-kitap'ın editörüdür) Ahmed Abut da 'Sunuş' yazısında, 'koleksiyonun İstanbul bölümü[nün] 1852'lerde Ernest Caranza, 1852-60 arası James Robertson, 1859'larda [Vasili] Kargapulo ve [Claude Marie] Ferrier'in stereolarından, 1862-85 yılları arası [Paskal] Sebah, Abdullah Kardeşler, [Guillaume] Berggren, Bonfils ve Frith'in, 1885-1895 arası Joaillier, Gülmez Kardeşler, [Mihran] İraniyan ve Ali Sami Bey'in fotoğraflarından, 1895 sonrası [...] İstanbul'a gelen gezginlerin çektikleri amatör fotoğraflardan ve 1895'lerde ilkleri basılan İstanbul kartpostallarından meydana gel[diğini]' belirtiyor.

Kitapta, Abut'un adlarını verdiklerinden başka Frank Mason Good'un, J.Charallyan'ın, Ludwigsohn Kardeşler'in, Bogos Tarkulyan'ın fotoğrafları da yer alıyor. Breger Kardeşler, Zellich Fils ve Max Frouchterman'ın adları ise, kitapta 'editör' olarak geçiyor. Albüm-kitap'ın metinlerini, aziz dostum yüksek mimar Dr. M. Sinan Genim yazmış. Genim'in, onu tanıyanların çok iyi bildikleri érudition'u ile yazdığı, dipnotlarla zenginleştirilmiş metinler, albüm-kitabın sadece bakılıp seyredilerek (belki de, için için hayıflanarak!) yaşattığı görsel hazza, lezzetli bir entelektüel derinlik kazandırıyor. Albüm-kitapta toplam 415 fotoğraf yer alıyor.

Dr. Genim, kitabın metinlerinin yazımına kendisinin 'talip' olduğunu ve metinlerin tamamlanmasının 5 yıl sürdüğünü ifade ediyor. Hiç şaşmam! Dr. Genim'in bu 415 fotoğrafın her biri için yazdığı metinler, onun nasıl bir zihinsel uğraş verdiğinin apaçık kanıtı. Eskilerin deyişiyle söyleyeyim: Say'i meşkur olsun! Sözü Dr. Genim'in, bana fevkalade anlamlı gelen cümleleri ile bağlayayım;-şöyle diyor: 'Günümüz İstanbul'u, binlerce yıldır sahip olduğu ayrıcalıkları yitirmiş bir kenttir. Yalnız başkent olma ayrıcalığını kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda büyük bir hinterlandın yönetim ve ticaret merkezi olma özelliğini de kaybetmiştir. Bu sebeple yaşantısını devam ettirmek için yeni bir yol, yeni bir kültür üretmeye mecburdur. Yeni bir kültür üretmenin tek yolu, geçmişin kültürel dokusundan hareket ederek, çağdaş yaşantıya yeni çözümler üretmektir [...] Geçmişi reddeden, ona mensup olmadığını dile getiren insanların geçmiş[e] sahip çıkması beklenemez.'

XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul'da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Eski İstanbul Fotoğrafları Koleksiyonu'ndan derlenen Konstantiniyye'den İstanbul'a -XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi'nin Rumeli Yakası Fotoğrafları sergisi nedeniyle hazırlanan kitap, bir devrin İstanbul'unu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor.

Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillame Breggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul'un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy'den Rumelifeneri'ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.

Titiz, özenli ve albenili baskısı ile gözalıcı olduğu kadar, bu şehrin bir kesiminin yaklaşık 70 yıllık görsel tarihi olma özelliğine de sahip. Albüm-kitap'ın I. Cildi 'Beyazıt Kulesi'nden Boğaziçi-Bebek Dalyanı'na kadar olan kesitin fotoğraflarından; II. Cildi ise, 'Küçük Bebek-Rumelifeneri' fotoğraflarından oluşuyor. Öncelikle belirteyim: Bu müstesna belge hazinesini, kamuoyuna açtıkları için Suna ve İnan Kıraç Vakfı İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'ne yürekten teşekkür borçluyuz.

Suna ve İnan Kıraç, albüm-kitap'a yazdıkları 'Önsöz'de 'ülkemizin kültür hayatına kazandırılması ve topluca korunabilmesi için, uzunca bir süredir toplamakta ol[dukları] eski İstanbul fotoğraflarını [...] bir dizi kitapta [...] sunmayı arzu ettik[lerini]' bildiriyor ve albüm-kitap'ın 'bu dizinin ilk kitabı' olduğunu belirtiyorlar. Kıraç'lar, 'bu fotoğraflar[ın], Osmanlı başkentinin bir dönemdeki fiziksel ve sosyokültürel yapısı üzerine fikir verdi[ğini]' de kaydediyorlar. Gerçekten de öyle: Fotoğraflar, sadece Boğaz'ın Rumeli yakası manzaralarını değil, aynı zamanda o dönemin yapılarını (saraylar, kasırlar, köşkler, yalılar, camiler, çeşmeler, şadırvanlar, tekkeler, iskeleler, tophane binaları, elçilikler, kolej binaları, kuleler, köprüler, karakollar); deniz taşıtlarını (vapurlar, kayıklar, yelkenliler, yatlar); mahallelerini (Hacı Kemaleddin Mahallesi, Molla Fenari Mahallesi...), törenlerini (Hamidiye Alaylarının resmi geçidi, Sinan Paşa Camii'nde bayram selamlığı, Ertuğrul Alayı'nın tören dönüşü...) de gösteriyor.

Albüm-kitapta yer alan fotoğrafların oluşturduğu koleksiyonu derleyen (-ki, aynı zamanda albüm-kitap'ın editörüdür) Ahmed Abut da 'Sunuş' yazısında, 'koleksiyonun İstanbul bölümü[nün] 1852'lerde Ernest Caranza, 1852-60 arası James Robertson, 1859'larda [Vasili] Kargapulo ve [Claude Marie] Ferrier'in stereolarından, 1862-85 yılları arası [Paskal] Sebah, Abdullah Kardeşler, [Guillaume] Berggren, Bonfils ve Frith'in, 1885-1895 arası Joaillier, Gülmez Kardeşler, [Mihran] İraniyan ve Ali Sami Bey'in fotoğraflarından, 1895 sonrası [...] İstanbul'a gelen gezginlerin çektikleri amatör fotoğraflardan ve 1895'lerde ilkleri basılan İstanbul kartpostallarından meydana gel[diğini]' belirtiyor.

Kitapta, Abut'un adlarını verdiklerinden başka Frank Mason Good'un, J.Charallyan'ın, Ludwigsohn Kardeşler'in, Bogos Tarkulyan'ın fotoğrafları da yer alıyor. Breger Kardeşler, Zellich Fils ve Max Frouchterman'ın adları ise, kitapta 'editör' olarak geçiyor. Albüm-kitap'ın metinlerini, aziz dostum yüksek mimar Dr. M. Sinan Genim yazmış. Genim'in, onu tanıyanların çok iyi bildikleri érudition'u ile yazdığı, dipnotlarla zenginleştirilmiş metinler, albüm-kitabın sadece bakılıp seyredilerek (belki de, için için hayıflanarak!) yaşattığı görsel hazza, lezzetli bir entelektüel derinlik kazandırıyor. Albüm-kitapta toplam 415 fotoğraf yer alıyor.

Dr. Genim, kitabın metinlerinin yazımına kendisinin 'talip' olduğunu ve metinlerin tamamlanmasının 5 yıl sürdüğünü ifade ediyor. Hiç şaşmam! Dr. Genim'in bu 415 fotoğrafın her biri için yazdığı metinler, onun nasıl bir zihinsel uğraş verdiğinin apaçık kanıtı. Eskilerin deyişiyle söyleyeyim: Say'i meşkur olsun! Sözü Dr. Genim'in, bana fevkalade anlamlı gelen cümleleri ile bağlayayım;-şöyle diyor: 'Günümüz İstanbul'u, binlerce yıldır sahip olduğu ayrıcalıkları yitirmiş bir kenttir. Yalnız başkent olma ayrıcalığını kaybetmekle kalmamış, aynı zamanda büyük bir hinterlandın yönetim ve ticaret merkezi olma özelliğini de kaybetmiştir. Bu sebeple yaşantısını devam ettirmek için yeni bir yol, yeni bir kültür üretmeye mecburdur. Yeni bir kültür üretmenin tek yolu, geçmişin kültürel dokusundan hareket ederek, çağdaş yaşantıya yeni çözümler üretmektir [...] Geçmişi reddeden, ona mensup olmadığını dile getiren insanların geçmiş[e] sahip çıkması beklenemez.'

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat