#smrgKİTABEVİ Korkunun Felsefesi - 2025

Editör:
Abdullah Altınay
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Stok Kodu:
1199253697
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
184
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Murat Erşen
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
208,80
Havale/EFT ile: 202,54
DİKKAT! Ön Sipariş Ürünüdür. 15.12.2025 tarihinde dağıtıma verilecektir.
1199253697
640850
Korkunun Felsefesi -        2025
Korkunun Felsefesi - 2025 #smrgKİTABEVİ
208.80
Norveçli filozof Lars Svendsen, Korkunun Felsefesi'nde modern hayatımızı adım adım işgal eden korku duygusunun peşine düşüyor. Terör tehdidinden güvenlik politikalarına, medyanın felaket senaryolarından dinî ve siyasi söylemlere kadar, korkunun nasıl bir yönetim aracına dönüştüğünü inceliyor. 11 Eylül sonrası güvenlik söylemleri, insan haklarının ne ölçüde pazarlık konusu edildiği, “özgürlük mü, güvenlik mi” ikilemi ve siyasetçilerin korkuyu nasıl araçsallaştırdığı, Svendsen'in keskin ve yer yer provokatif analizleriyle masaya yatırılıyor. Ona göre asıl tehlike, dışarıdaki “düşmanlar”dan önce, korkunun bizzat yaşamlarımızın dokusunu zehirlemesinde yatıyor. Svendsen sadece siyasetin ve medyanın kurduğu korku rejimini anlatmakla kalmıyor; korkuyu duygular felsefesi içinde konumlandırarak Aristoteles'ten Hobbes'a, modern etik ve psikoloji tartışmalarına uzanan geniş bir düşünce hattı çiziyor. Biyolojik, toplumsal ve bireysel boyutlarıyla korkunun nasıl oluştuğunu, hangi durumlarda bizi felce uğrattığını, hangi koşullarda ise akıl ve deneyimle yönetilebileceğini tartışıyor. Korkunun Felsefesi; “korkunun kendisini” sorgulamaya çağırırken korkuya teslim olmadan, daha özgür ve daha güvenilir bir toplumsal hayatın imkânlarını aramaya teşvik ediyor.
Norveçli filozof Lars Svendsen, Korkunun Felsefesi'nde modern hayatımızı adım adım işgal eden korku duygusunun peşine düşüyor. Terör tehdidinden güvenlik politikalarına, medyanın felaket senaryolarından dinî ve siyasi söylemlere kadar, korkunun nasıl bir yönetim aracına dönüştüğünü inceliyor. 11 Eylül sonrası güvenlik söylemleri, insan haklarının ne ölçüde pazarlık konusu edildiği, “özgürlük mü, güvenlik mi” ikilemi ve siyasetçilerin korkuyu nasıl araçsallaştırdığı, Svendsen'in keskin ve yer yer provokatif analizleriyle masaya yatırılıyor. Ona göre asıl tehlike, dışarıdaki “düşmanlar”dan önce, korkunun bizzat yaşamlarımızın dokusunu zehirlemesinde yatıyor. Svendsen sadece siyasetin ve medyanın kurduğu korku rejimini anlatmakla kalmıyor; korkuyu duygular felsefesi içinde konumlandırarak Aristoteles'ten Hobbes'a, modern etik ve psikoloji tartışmalarına uzanan geniş bir düşünce hattı çiziyor. Biyolojik, toplumsal ve bireysel boyutlarıyla korkunun nasıl oluştuğunu, hangi durumlarda bizi felce uğrattığını, hangi koşullarda ise akıl ve deneyimle yönetilebileceğini tartışıyor. Korkunun Felsefesi; “korkunun kendisini” sorgulamaya çağırırken korkuya teslim olmadan, daha özgür ve daha güvenilir bir toplumsal hayatın imkânlarını aramaya teşvik ediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat