#smrgKİTABEVİ Yalnızlığın Felsefesi - 2025
Editör:
Elif Nihan Akbaş
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
208
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Çeviren:
Murat Erşen
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
208,80
Havale/EFT ile:
202,54
DİKKAT! Ön Sipariş Ürünüdür. 15.12.2025 tarihinde dağıtıma verilecektir.
1199253696
640849
https://www.simurgkitabevi.com/yalnizligin-felsefesi-2025
Yalnızlığın Felsefesi - 2025 #smrgKİTABEVİ
208.80
Norveçli filozof Lars Svendsen, Yalnızlığın Felsefesi'nde hep bildiğimizi sandığımız bir duyguyu tüm yönleriyle sorguluyor. Yalnızlığın sanıldığının aksine tek başınalıkla, bekârlıkla ya da sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bire bir örtüşmediğini; çoğu ezberimizin verilerle, araştırmalarla çürütülebildiğini gösteriyor. Yalnızlığın bir duygu mu, bir ruh hâli mi, bireysel bir kırılma mı yoksa toplumsal bir problem mi olduğu sorusunun peşine düşerken güven duygusunu, modern toplumların yaygın güvensizlik atmosferini ve bunların insanın iç dünyasında açtığı gedikleri inceliyor. Svendsen'in çizdiği tablo, yalnızlığın hem içsel bir yara hem de kırılgan toplumsal bağlarımızın habercisi olduğunu düşündürüyor. Yazar, bu kitabın kolay cevaplar, hazır reçeteler sunan bir “kendi kendine yardım” metni olmadığını açıkça belirtiyor; tam tersine, yalnızlığa dair illüzyonlarımızı dağıtmayı amaçlıyor. Yalnızlığın, başkalarıyla kurduğumuz bağları ve onlara olan ihtiyacımızı yeniden düşünmemize imkân veren bir alan açabileceğini; buna karşılık güvensizlik ve içe kapanmanın bizi hem dünyadan hem kendimizden yalıttığını dile getiriyor. Yalnızlık, mahremiyet ve özgürlük arasındaki ince çizgiyi tartışan Yalnızlığın Felsefesi; kişiyi kendi hayatına, ilişkilerine ve dünyayla kurduğu mesafeye yeniden bakmaya davet ediyor.
Norveçli filozof Lars Svendsen, Yalnızlığın Felsefesi'nde hep bildiğimizi sandığımız bir duyguyu tüm yönleriyle sorguluyor. Yalnızlığın sanıldığının aksine tek başınalıkla, bekârlıkla ya da sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla bire bir örtüşmediğini; çoğu ezberimizin verilerle, araştırmalarla çürütülebildiğini gösteriyor. Yalnızlığın bir duygu mu, bir ruh hâli mi, bireysel bir kırılma mı yoksa toplumsal bir problem mi olduğu sorusunun peşine düşerken güven duygusunu, modern toplumların yaygın güvensizlik atmosferini ve bunların insanın iç dünyasında açtığı gedikleri inceliyor. Svendsen'in çizdiği tablo, yalnızlığın hem içsel bir yara hem de kırılgan toplumsal bağlarımızın habercisi olduğunu düşündürüyor. Yazar, bu kitabın kolay cevaplar, hazır reçeteler sunan bir “kendi kendine yardım” metni olmadığını açıkça belirtiyor; tam tersine, yalnızlığa dair illüzyonlarımızı dağıtmayı amaçlıyor. Yalnızlığın, başkalarıyla kurduğumuz bağları ve onlara olan ihtiyacımızı yeniden düşünmemize imkân veren bir alan açabileceğini; buna karşılık güvensizlik ve içe kapanmanın bizi hem dünyadan hem kendimizden yalıttığını dile getiriyor. Yalnızlık, mahremiyet ve özgürlük arasındaki ince çizgiyi tartışan Yalnızlığın Felsefesi; kişiyi kendi hayatına, ilişkilerine ve dünyayla kurduğu mesafeye yeniden bakmaya davet ediyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.