#smrgSAHAF Kötü Yönetilen Türkiye: Örnek Vaka DSP -

Stok Kodu:
1199066603
Boyut:
15x21
Sayfa Sayısı:
296 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199066603
452536
Kötü Yönetilen Türkiye: Örnek Vaka DSP -
Kötü Yönetilen Türkiye: Örnek Vaka DSP - #smrgSAHAF
0.00
Türkiye son otuz yılda milli gelirini sadece 4,8 kat artırdı. Oysa aynı sürede İrlanda 18, İspanya 15, Portekiz 14, komşumuz Yunanistan 10 kat büyüdüler. Türkiye'nin başarısızlığını eğitim alanında da görmek mümkün. 1993'te Türkiye nüfusunun % 30,7'si hiç okula gitmemişti. Oysa 1991 yılında Yunanistan nüfusunun okul yüzü görmemiş kısmı toplam nüfusun sadece % 5,7'siydi. Bu kitabın açık ve basit bir önermesi var: Türkiye'nin başarısızlığının önemli nedenlerinden biri, siyasi kurumlardaki çürüme. Söz konusu çürüme yaygın ve başlıca partilerin hepsini kapsıyor. Özdalga, hemen hemen hiçbir kurumsal gücü bulunmayan bu yozlaşmış yapıların yönetiminde Türkiye'nin kalıcı bir başarıya ulaşmasının çok zor olduğunu vurguluyor. Ona göre bizdeki siyasi partiler, Batıdaki benzerlerinden farklı özelliklere sahip. Batıdaki partileri tahlil etmek için geliştirilen kavramlar, bu partileri anlamak için yeterli değil. Türkiye'deki partilerde kurumsal işleyiş bulunmuyor. Temel yönetim biçimi kaba bir manipülasyona dayanıyor. Partilerin yerel örgütleri görünürde bütün ülkeye yayılmış, ama gerçekte son derece zayıf ve ciddi anlamda hiçbir yetkileri yok. Özdalga, siyasi partilerdeki yaygın yozlaşma ve çürümeyi bir örnek vaka çalışmasıyla, Demokratik Sol Parti'yi ele alarak inceliyor. Siyasi partilerdeki yozlaşma ile Türkiye'nin ödediği ağır bedeller arasındaki ilişkiyi, 1999-2002 arasında yaklaşık dört yıl süren Ecevit iktidarı örneğinde masaya yatırıyor. Türkiye 21. yüzyılın başında bir yol ayrımında. Ülkenin bir barış, refah ve istikrar dünyasına doğru mu, yoksa. savaşların, parçalanmaların ve yoksulluğun dünyasına doğru mu evrileceği büyük olasılıkla bu yüzyılın ilk çeyreği içinde belirlenecek. Özdalga'ya göre, Türkiye'nin bu kritik dönemde güçlü kurumsal yapılara sahip partilerin siyasi liderliği altında yol alması yaşamsal önem taşıyor. Haluk Özdalga, 1983-2003 yılları arasında DSP ve CHP'nin il örgütlerinde ve genel merkez yönetimlerinde görev yaptı. DSP'nin kuruluşunda ve CHP'nin yeniden açılışında yer aldı. Avrupa'daki sosyal demokrat hareketleri Almanya ve İsveç örneğinde inceleyen "Sosyal Demokrasinin Oluşumu" adlı bir kitabı var. (Arka kapaktan)
Türkiye son otuz yılda milli gelirini sadece 4,8 kat artırdı. Oysa aynı sürede İrlanda 18, İspanya 15, Portekiz 14, komşumuz Yunanistan 10 kat büyüdüler. Türkiye'nin başarısızlığını eğitim alanında da görmek mümkün. 1993'te Türkiye nüfusunun % 30,7'si hiç okula gitmemişti. Oysa 1991 yılında Yunanistan nüfusunun okul yüzü görmemiş kısmı toplam nüfusun sadece % 5,7'siydi. Bu kitabın açık ve basit bir önermesi var: Türkiye'nin başarısızlığının önemli nedenlerinden biri, siyasi kurumlardaki çürüme. Söz konusu çürüme yaygın ve başlıca partilerin hepsini kapsıyor. Özdalga, hemen hemen hiçbir kurumsal gücü bulunmayan bu yozlaşmış yapıların yönetiminde Türkiye'nin kalıcı bir başarıya ulaşmasının çok zor olduğunu vurguluyor. Ona göre bizdeki siyasi partiler, Batıdaki benzerlerinden farklı özelliklere sahip. Batıdaki partileri tahlil etmek için geliştirilen kavramlar, bu partileri anlamak için yeterli değil. Türkiye'deki partilerde kurumsal işleyiş bulunmuyor. Temel yönetim biçimi kaba bir manipülasyona dayanıyor. Partilerin yerel örgütleri görünürde bütün ülkeye yayılmış, ama gerçekte son derece zayıf ve ciddi anlamda hiçbir yetkileri yok. Özdalga, siyasi partilerdeki yaygın yozlaşma ve çürümeyi bir örnek vaka çalışmasıyla, Demokratik Sol Parti'yi ele alarak inceliyor. Siyasi partilerdeki yozlaşma ile Türkiye'nin ödediği ağır bedeller arasındaki ilişkiyi, 1999-2002 arasında yaklaşık dört yıl süren Ecevit iktidarı örneğinde masaya yatırıyor. Türkiye 21. yüzyılın başında bir yol ayrımında. Ülkenin bir barış, refah ve istikrar dünyasına doğru mu, yoksa. savaşların, parçalanmaların ve yoksulluğun dünyasına doğru mu evrileceği büyük olasılıkla bu yüzyılın ilk çeyreği içinde belirlenecek. Özdalga'ya göre, Türkiye'nin bu kritik dönemde güçlü kurumsal yapılara sahip partilerin siyasi liderliği altında yol alması yaşamsal önem taşıyor. Haluk Özdalga, 1983-2003 yılları arasında DSP ve CHP'nin il örgütlerinde ve genel merkez yönetimlerinde görev yaptı. DSP'nin kuruluşunda ve CHP'nin yeniden açılışında yer aldı. Avrupa'daki sosyal demokrat hareketleri Almanya ve İsveç örneğinde inceleyen "Sosyal Demokrasinin Oluşumu" adlı bir kitabı var. (Arka kapaktan)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat