#smrgKİTABEVİ Lawrence Durrell'ın Eserleri, Kişiliği ve Türkler - 2015

Bir Batılı ve oryantalist olarak Durrell'ın eserlerinde ele aldığı ve bizi öncelikle ve özellikle ilgilendiren konu Türklerle ilgili algısı ve düşünceleridir. Durrell, Türkleri her şeyden önce, fiziksel, cinsel ve zihinsel açıdan aşağı bir ırk olarak görür ve ötekileştirir. Ayrıca Türkleri cinselliğin sapkın halleri üzerinden tanımlar. Durrell'a göre Türklerin sahip olduğu bütün bu olumsuz niteliklerin yakın bir gelecekte değişmesinin de yolu yoktur. Zira bunlar genetik özelliklerdir ve değişme olasılıkları da bulunmamaktadır. Ona göre Türkler, sosyal yaşamda dinin kuşattığı bir kısır döngü içerisine sıkışıp kalmış, genlerinde bulunan tembellikle de pasif durumda olan, adeta hareketsiz kalmış bir ırka mensup insanlardır. Durrell'in yüzeysel olmaktan öteye gidemeyen ve toplumun dinle, yaşam tarzı ve tarihiyle ve diğer ana kavramlarla doğrudan ve dolaylı ilgisini sorgulamadan, yalnızca basit gözlemlerle çoğu kez temelsiz iddia düzeyinde kalan ve genellemelerle sonuçlanan yorumları, hakaret içeren öğelerle doludur. Örneklerin tüm topluma mal edildiği, olumsuz genellemelere gidilmesinde sakınca görülmediği hemen fark edilir.
Bir Batılı ve oryantalist olarak Durrell'ın eserlerinde ele aldığı ve bizi öncelikle ve özellikle ilgilendiren konu Türklerle ilgili algısı ve düşünceleridir. Durrell, Türkleri her şeyden önce, fiziksel, cinsel ve zihinsel açıdan aşağı bir ırk olarak görür ve ötekileştirir. Ayrıca Türkleri cinselliğin sapkın halleri üzerinden tanımlar. Durrell'a göre Türklerin sahip olduğu bütün bu olumsuz niteliklerin yakın bir gelecekte değişmesinin de yolu yoktur. Zira bunlar genetik özelliklerdir ve değişme olasılıkları da bulunmamaktadır. Ona göre Türkler, sosyal yaşamda dinin kuşattığı bir kısır döngü içerisine sıkışıp kalmış, genlerinde bulunan tembellikle de pasif durumda olan, adeta hareketsiz kalmış bir ırka mensup insanlardır. Durrell'in yüzeysel olmaktan öteye gidemeyen ve toplumun dinle, yaşam tarzı ve tarihiyle ve diğer ana kavramlarla doğrudan ve dolaylı ilgisini sorgulamadan, yalnızca basit gözlemlerle çoğu kez temelsiz iddia düzeyinde kalan ve genellemelerle sonuçlanan yorumları, hakaret içeren öğelerle doludur. Örneklerin tüm topluma mal edildiği, olumsuz genellemelere gidilmesinde sakınca görülmediği hemen fark edilir.