#smrgSAHAF Makedonya Gamzesi: Osmanlının Çıkamadığı Jön Türk Tüneli -

Stok Kodu:
1199172673
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
200 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199172673
558793
Makedonya Gamzesi: Osmanlının Çıkamadığı Jön Türk Tüneli -
Makedonya Gamzesi: Osmanlının Çıkamadığı Jön Türk Tüneli - #smrgSAHAF
0.00
Jön Türkler, Harekat Ordusu ve düzmece bir 31 Mart Vakası… Makedonya Gamzesi, dönemin siyasi ve sosyal şartlarını bir arada anlatan yetkin bir kalemin romanı.

Batılılaşma yolundaki Osmanlı'nın sancılarını, çağın belirsizliğini, Sultan Abdülhamid'e karşı yapılan örgütlenmeleri gerçek kişilikleriyle birlikte ele alan roman, aynı zamanda yazar Üstün İnanç'ın, otantik bir İstanbul aşığı, yetenekli bir İstanbul tadımlayıcısı olduğu kadar, birikimli bir gözlem ve tasvir ustası olduğunu da ispatlıyor.

***

“Bakınız efendim! Ben büyüklerime hürmeti her zaman şiar edinmişimdir... Ancak memleket davası olunca bu tavrım değişir. Vazifem, Erkân-ı Harbiye Riyaseti'nde İstihbarat Şube müdürlüğüdür. Pek çok şey biliyorum! Bunların arasında sizin ve Selim Sırrı Bey'in askeri ayaklandırmayı tezgâhladığınız malumatı da vardır! Teyakkuza davetim bu husus içindi... Siz feylesof olduğunuza göre makulü düşünmeli, ona göre hareket etmeli değil misiniz? Memleket, felakete sürüklenirse perişan olmayanımız mı kalır?”
“Yani askeri ayaklandıracaksınız, kan gövdeyi götürecek, bu tertibinizi de Sultan Abdülhamid'e boca edeceksiniz. Yani tezgâhınıza kurban gidecek?..”

Rıza Tevfik başka tarafa bakarak cevap verdi:
“Siyasette böyle şeyler olur!”

Fehmi sert bir şekilde ayağa kalktı:

Jön Türkler, Harekat Ordusu ve düzmece bir 31 Mart Vakası… Makedonya Gamzesi, dönemin siyasi ve sosyal şartlarını bir arada anlatan yetkin bir kalemin romanı.

Batılılaşma yolundaki Osmanlı'nın sancılarını, çağın belirsizliğini, Sultan Abdülhamid'e karşı yapılan örgütlenmeleri gerçek kişilikleriyle birlikte ele alan roman, aynı zamanda yazar Üstün İnanç'ın, otantik bir İstanbul aşığı, yetenekli bir İstanbul tadımlayıcısı olduğu kadar, birikimli bir gözlem ve tasvir ustası olduğunu da ispatlıyor.

***

“Bakınız efendim! Ben büyüklerime hürmeti her zaman şiar edinmişimdir... Ancak memleket davası olunca bu tavrım değişir. Vazifem, Erkân-ı Harbiye Riyaseti'nde İstihbarat Şube müdürlüğüdür. Pek çok şey biliyorum! Bunların arasında sizin ve Selim Sırrı Bey'in askeri ayaklandırmayı tezgâhladığınız malumatı da vardır! Teyakkuza davetim bu husus içindi... Siz feylesof olduğunuza göre makulü düşünmeli, ona göre hareket etmeli değil misiniz? Memleket, felakete sürüklenirse perişan olmayanımız mı kalır?”
“Yani askeri ayaklandıracaksınız, kan gövdeyi götürecek, bu tertibinizi de Sultan Abdülhamid'e boca edeceksiniz. Yani tezgâhınıza kurban gidecek?..”

Rıza Tevfik başka tarafa bakarak cevap verdi:
“Siyasette böyle şeyler olur!”

Fehmi sert bir şekilde ayağa kalktı:

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat