Fakat... Fakat gerçeğin masallaştığı, inancın törenleştiği, iyiliklerle güzelliklerin, olağanüstü olaylar, kötülüklerle pisliklerin, Özgelere yamanan yalanlar haline geldiği devirden sonra ele alınan ve bilgi sahasına getirilen bir konu, okuyucuyu nasıl sürükler, tarihi nasıl dile getirir, değerleri nasıl canlandırır ve nasıl, nasıl bîr şiir edası kazanır, gerçeğin ifadesi olur?
Okuyucu, sana sunduğum "Mevlanâ'dan Sonra Mevlevîlik», bu talihsizliğe uğramıştır işte ve «Mevlâna Celâleddin»den sonra onun adiyle ve ona yapılan türbe çevresinden, ona beslenen saygı özelliğinden yurda ve dünyaya yayılmış, tarihte yerini yapmış, düşüncede silinmez izler belirtmiş, zamanında, halka nefes aldırmış ve köylere kadar yayılmış, devrinde, şehre kapanmış ve münevver zümreye malolmuştur. Siyasette, açık bir yürüyüşten ziyade şahsa göre ve münferit mahiyette bazan geriliği temsil etmiş, fakat çok defa ileriyi şahlandırmış, halktan ayrıldığı için bir zümreye malolmuş, o zümrenin bir hamlesiyle içine gömülmüş ve kendi bünyesini yiyerek adım adım yokluğa yaklaşmış ve bunu da görmüş, bilmiş ve anlamıştır. Fakat zamana göre değişen âdetleriyle, çevresinden alıp kendisine malettigi gelenekleriyle «âdabiyle, erkâniyle, semaiyle, safâsiyle, vefasiyle, vecdiyle, aşkıyle, hâlâtiyle» kendi içinde kalmış, sırrolmuş, bilinmemiş, bildirilmemiştir. (Önsözden)
Fakat... Fakat gerçeğin masallaştığı, inancın törenleştiği, iyiliklerle güzelliklerin, olağanüstü olaylar, kötülüklerle pisliklerin, Özgelere yamanan yalanlar haline geldiği devirden sonra ele alınan ve bilgi sahasına getirilen bir konu, okuyucuyu nasıl sürükler, tarihi nasıl dile getirir, değerleri nasıl canlandırır ve nasıl, nasıl bîr şiir edası kazanır, gerçeğin ifadesi olur?
Okuyucu, sana sunduğum "Mevlanâ'dan Sonra Mevlevîlik», bu talihsizliğe uğramıştır işte ve «Mevlâna Celâleddin»den sonra onun adiyle ve ona yapılan türbe çevresinden, ona beslenen saygı özelliğinden yurda ve dünyaya yayılmış, tarihte yerini yapmış, düşüncede silinmez izler belirtmiş, zamanında, halka nefes aldırmış ve köylere kadar yayılmış, devrinde, şehre kapanmış ve münevver zümreye malolmuştur. Siyasette, açık bir yürüyüşten ziyade şahsa göre ve münferit mahiyette bazan geriliği temsil etmiş, fakat çok defa ileriyi şahlandırmış, halktan ayrıldığı için bir zümreye malolmuş, o zümrenin bir hamlesiyle içine gömülmüş ve kendi bünyesini yiyerek adım adım yokluğa yaklaşmış ve bunu da görmüş, bilmiş ve anlamıştır. Fakat zamana göre değişen âdetleriyle, çevresinden alıp kendisine malettigi gelenekleriyle «âdabiyle, erkâniyle, semaiyle, safâsiyle, vefasiyle, vecdiyle, aşkıyle, hâlâtiyle» kendi içinde kalmış, sırrolmuş, bilinmemiş, bildirilmemiştir. (Önsözden)