#smrgSAHAF Mustafa Sarıgül: Düğün Evinin Tefçisi - Ölü Evinin Yasçısı -

Stok Kodu:
1199152043
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
171 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199152043
538202
Mustafa Sarıgül: Düğün Evinin Tefçisi - Ölü Evinin Yasçısı -
Mustafa Sarıgül: Düğün Evinin Tefçisi - Ölü Evinin Yasçısı - #smrgSAHAF
0.00
DOSTUMUZ, Sarıgül'ü merak ediyordu, aklımıza gelen birkaç olayı anlattık: "Popülisttir, hiç fırsat kaçırmaz, mesela Körfez depremi olur, her belediye gücü yettiği kadar yiyecek, içecek, yardım malzemesini kamyonlarla felaket bölgesine gönderir, ama Sarıgül, bir başka biçimde gönderir. Şişli Belediye binası Esentepe'dedir, yardım malzemesi burada kamyonlara yüklenir, Boğaz köprüsünü geçer İzmit'e, Gölcük'e gider, değil mi? Hayır, Sarıgül kamyonları Taksim'e doğru, yani ters yönde yola çıkartır, yol boyunca Şişli Belediyesi'nin yardım konvoyunu görmektesiniz, diye hopartörle bağıra çağıra duyurtur, sonra konvoy geri döner, İzmit'e gider."

***
"Başka?" "Dedik ya, hiç fırsat kaçırmaz, Üzeyir Garih'in öldürüldüğü gün Teşvikiye meydanının adını (Üzeyir Garih Meydanı) yapmaya kalktı, bereket uyardılar, Teşvikiyeinin tarihini anlattılar da, çekindi, vazgeçti."

***
YURT gezilerine başladı, o kürsüde atıp tutarken, yanclaşları da silah atıyor, Sarıgül de coştukça, sapıtıyordu: "Silah atmak bizim Anadolu'nun töresidir, Kadıköy sosyetesi silahtan korkar ama biz korkmaya!" Sabah namazIanyla başlayan "dini eylemlerini" "türbancılara" göz kaparak geliştiriyor, bir de meydan okuyordu: "Her konuşmamda 30 defa Allah dediğim için eleştiriliyorum, bundan sonra 100 defa diyeceğim!" Sanki "Allah" dediği için onu eleştiren varmış gibi... Kime ne, istersen 100 değil 500 defa de, kime ne!

***
PEKI Mustafa Sarıgül'den ne olur? Önce Deniz Baykal'ın hakkını verelim, onu kendisine soranlara öyle bir cevap verdi ki "Bana magazin sormayın!" deyip çıktı. Ne desin yani? Adamın planı yok, düşüncelerini anlatan sosyolojik ve siyasal programı yok, "deli dana" gibi ortalıkta dolaşıp duruyor "magazin" denmez de ne denir? Buna "halk hareketi" denecek değil ya!

**
DÖNELİM soruya: "Sarıgül ne olur?" Sanırız bu macerayı "morarmış gül" olarak bitirir. Bilge adama sormuşlar: "Bu dünyada en iyi neyi bilirsin?" "Haddimi bilirim!" demiş. "Sarıgül" de, haddini bilmeyen bir adem, hepsi bu kadar! Hasan Pulur Milliyet 7 Ağustos 2004

DOSTUMUZ, Sarıgül'ü merak ediyordu, aklımıza gelen birkaç olayı anlattık: "Popülisttir, hiç fırsat kaçırmaz, mesela Körfez depremi olur, her belediye gücü yettiği kadar yiyecek, içecek, yardım malzemesini kamyonlarla felaket bölgesine gönderir, ama Sarıgül, bir başka biçimde gönderir. Şişli Belediye binası Esentepe'dedir, yardım malzemesi burada kamyonlara yüklenir, Boğaz köprüsünü geçer İzmit'e, Gölcük'e gider, değil mi? Hayır, Sarıgül kamyonları Taksim'e doğru, yani ters yönde yola çıkartır, yol boyunca Şişli Belediyesi'nin yardım konvoyunu görmektesiniz, diye hopartörle bağıra çağıra duyurtur, sonra konvoy geri döner, İzmit'e gider."

***
"Başka?" "Dedik ya, hiç fırsat kaçırmaz, Üzeyir Garih'in öldürüldüğü gün Teşvikiye meydanının adını (Üzeyir Garih Meydanı) yapmaya kalktı, bereket uyardılar, Teşvikiyeinin tarihini anlattılar da, çekindi, vazgeçti."

***
YURT gezilerine başladı, o kürsüde atıp tutarken, yanclaşları da silah atıyor, Sarıgül de coştukça, sapıtıyordu: "Silah atmak bizim Anadolu'nun töresidir, Kadıköy sosyetesi silahtan korkar ama biz korkmaya!" Sabah namazIanyla başlayan "dini eylemlerini" "türbancılara" göz kaparak geliştiriyor, bir de meydan okuyordu: "Her konuşmamda 30 defa Allah dediğim için eleştiriliyorum, bundan sonra 100 defa diyeceğim!" Sanki "Allah" dediği için onu eleştiren varmış gibi... Kime ne, istersen 100 değil 500 defa de, kime ne!

***
PEKI Mustafa Sarıgül'den ne olur? Önce Deniz Baykal'ın hakkını verelim, onu kendisine soranlara öyle bir cevap verdi ki "Bana magazin sormayın!" deyip çıktı. Ne desin yani? Adamın planı yok, düşüncelerini anlatan sosyolojik ve siyasal programı yok, "deli dana" gibi ortalıkta dolaşıp duruyor "magazin" denmez de ne denir? Buna "halk hareketi" denecek değil ya!

**
DÖNELİM soruya: "Sarıgül ne olur?" Sanırız bu macerayı "morarmış gül" olarak bitirir. Bilge adama sormuşlar: "Bu dünyada en iyi neyi bilirsin?" "Haddimi bilirim!" demiş. "Sarıgül" de, haddini bilmeyen bir adem, hepsi bu kadar! Hasan Pulur Milliyet 7 Ağustos 2004

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat