#smrgKİTABEVİ Namlunun Ucundaki Sendika - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6052604434
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
216
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
187,50
Havale/EFT ile:
181,88
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199243100
630341
https://www.simurgkitabevi.com/namlunun-ucundaki-sendika-2025
Namlunun Ucundaki Sendika - 2025 #smrgKİTABEVİ
187.50
Namlunun Ucundaki Sendika gerçekten de namlunun ucunda yer alan, askeri iş yerlerinde çalışan işçilerin örgütlenme çabalarını ve karşılarına çıkartılan engelleri anlatan bir kitap. Örgütlenmesi en zor sektörlerden birinde faaliyet yürüten Aster-İş Sendikasının 1975-80 döneminde, ordunun en merkezi yerinde, Ankara'daki son derece başarılı örgütlenme macerası işçi sınıfı tarihi açısından da özgün bir boyuttur. Yazar bu örgütlenme çalışmasının en önündeki kişidir ve konuyla ilgili kitaplarda yer almayan özgünlükleri yansıtırken alana ilişkin bilinmeyen, farkında olunmayan, hataya düşülen konulara da açıklık getirmektedir.
“Tarihsel başarı hikayeleriyle paradoksal bir ilişki içinde karşımıza çıkan, altında kaldığımız kümülatif enkaz açısından ve günümüz penceresinden bakıldığında meselenin o kadar da basit olmadığı görülecektir. Doğru yaklaşım, zamanın “şeyleri” değiştirerek sürüklediği bu noktada, bu çok boyutlu değişime gereksindiği önemi vererek, meseleleri yeni ve mümkünse farklı bir bakış açısıyla mevcut kakofon arasından titizlikle ayırıp rasyonel, özgün bir perspektifle ortaya koymaktır. Bu ise enkaza bakıp vaveyla koparmakla değil, olmuş olanla olması gerekeni aynı düzlem üzerinde yayıp, geleceği kurgulamakla yapılabilir ancak. Bunun dışında herhangi bir çabanın, ne kadar iyi niyetle başlamışsa başlasın, nasıl devam ederse etsin self-tatminin ötesine geçmesi beklenmemelidir.”
“Tarihsel başarı hikayeleriyle paradoksal bir ilişki içinde karşımıza çıkan, altında kaldığımız kümülatif enkaz açısından ve günümüz penceresinden bakıldığında meselenin o kadar da basit olmadığı görülecektir. Doğru yaklaşım, zamanın “şeyleri” değiştirerek sürüklediği bu noktada, bu çok boyutlu değişime gereksindiği önemi vererek, meseleleri yeni ve mümkünse farklı bir bakış açısıyla mevcut kakofon arasından titizlikle ayırıp rasyonel, özgün bir perspektifle ortaya koymaktır. Bu ise enkaza bakıp vaveyla koparmakla değil, olmuş olanla olması gerekeni aynı düzlem üzerinde yayıp, geleceği kurgulamakla yapılabilir ancak. Bunun dışında herhangi bir çabanın, ne kadar iyi niyetle başlamışsa başlasın, nasıl devam ederse etsin self-tatminin ötesine geçmesi beklenmemelidir.”
Namlunun Ucundaki Sendika gerçekten de namlunun ucunda yer alan, askeri iş yerlerinde çalışan işçilerin örgütlenme çabalarını ve karşılarına çıkartılan engelleri anlatan bir kitap. Örgütlenmesi en zor sektörlerden birinde faaliyet yürüten Aster-İş Sendikasının 1975-80 döneminde, ordunun en merkezi yerinde, Ankara'daki son derece başarılı örgütlenme macerası işçi sınıfı tarihi açısından da özgün bir boyuttur. Yazar bu örgütlenme çalışmasının en önündeki kişidir ve konuyla ilgili kitaplarda yer almayan özgünlükleri yansıtırken alana ilişkin bilinmeyen, farkında olunmayan, hataya düşülen konulara da açıklık getirmektedir.
“Tarihsel başarı hikayeleriyle paradoksal bir ilişki içinde karşımıza çıkan, altında kaldığımız kümülatif enkaz açısından ve günümüz penceresinden bakıldığında meselenin o kadar da basit olmadığı görülecektir. Doğru yaklaşım, zamanın “şeyleri” değiştirerek sürüklediği bu noktada, bu çok boyutlu değişime gereksindiği önemi vererek, meseleleri yeni ve mümkünse farklı bir bakış açısıyla mevcut kakofon arasından titizlikle ayırıp rasyonel, özgün bir perspektifle ortaya koymaktır. Bu ise enkaza bakıp vaveyla koparmakla değil, olmuş olanla olması gerekeni aynı düzlem üzerinde yayıp, geleceği kurgulamakla yapılabilir ancak. Bunun dışında herhangi bir çabanın, ne kadar iyi niyetle başlamışsa başlasın, nasıl devam ederse etsin self-tatminin ötesine geçmesi beklenmemelidir.”
“Tarihsel başarı hikayeleriyle paradoksal bir ilişki içinde karşımıza çıkan, altında kaldığımız kümülatif enkaz açısından ve günümüz penceresinden bakıldığında meselenin o kadar da basit olmadığı görülecektir. Doğru yaklaşım, zamanın “şeyleri” değiştirerek sürüklediği bu noktada, bu çok boyutlu değişime gereksindiği önemi vererek, meseleleri yeni ve mümkünse farklı bir bakış açısıyla mevcut kakofon arasından titizlikle ayırıp rasyonel, özgün bir perspektifle ortaya koymaktır. Bu ise enkaza bakıp vaveyla koparmakla değil, olmuş olanla olması gerekeni aynı düzlem üzerinde yayıp, geleceği kurgulamakla yapılabilir ancak. Bunun dışında herhangi bir çabanın, ne kadar iyi niyetle başlamışsa başlasın, nasıl devam ederse etsin self-tatminin ötesine geçmesi beklenmemelidir.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.