#smrgKİTABEVİ Osmanlı Ordusunda Dört Yıl ( 1915 - 1919 ) -

Stok Kodu:
1199093053
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
301 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2008
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199093053
478894
Osmanlı Ordusunda Dört Yıl ( 1915 - 1919 ) -
Osmanlı Ordusunda Dört Yıl ( 1915 - 1919 ) - #smrgKİTABEVİ
0.00
Eski Ermenistan'a yolculuğum tehlikesiz değildi. Oraya varmak için kış ortasında Bingöl dağlarını aşmam gerekiyordu. Bu sıra dağlar 4300 metre yükseklikte olup, yazın bile geçmek güçlü. Buzla uğraşmanın yanında, bu yüksekliklerde yaşayan yarı vahşi Kürt aşiretleriyle de uğraşmam gerekecekti. Bu aşiretler Sultanı ismen tanıyorlardı ve yaşamlarını eşkıyalıkla geçiriyorlardı. Doğrusunu isterseniz, bin bir güçlük vardı. Türk Iran sınırına varmak istersem benim için tek yol vardı. Hasan Kale vadisini, neredeyse geçilemeyecek kar yığınlarını, bata çıka geçmek. O dağları tırmanmaya çalıştık. Bizden iki bin yıldan fazla bir zaman önce, on Binlerin çekilişi esnasında, Xenophon'da geçmişti.

Kürtleri veya Karduchos'ları, silahları dışında, Anabasis'in anlattığı gibi buldum. Ok ve mızrak yerine, şimdi Mavzer tüfekleri ve yinemeli ateşli tabancalar kullanıyorlardı. Kamaları, eski zamanların aynıydı. Bingöl dağının doruklarını hiç unutmayacağım. Sarımtırak bir sise bürünmüş doruk, sanki ölüm uykusundaydı. ...Düşünceme göre Kürtler Yakındoğuda geleceğin ırkıdır. Onlar daha eski uygarlıkların kötülükleriyle körelmemişlerdir. Genç ve canlı bir ulustur. Kuzey İran ile anadolunun Güneybatısını yavaş, yavaş ele geçirmektedirler. Fetih ettikleri halklara, kendi dilleri ve geçen bütün yarı barbar halkları özümsüyorlardı. Birçok Kürt, Hıristiyan olup, Nesturi mezhebindedir. Başkaları Şeytana tapan Yezidilerdir. Çoğunluk Sünni olup aralarında Şii olanlarda vardır. (kitaptan)

İspnayol asıllı Nogales'in anıları tarihimizde ilk kez karşılaştığımız ve bizi sarsan bir tanıklıktır aynı zamanda. Bu diziye kitaplığınızda mutlaka bir yer açın.

Eski Ermenistan'a yolculuğum tehlikesiz değildi. Oraya varmak için kış ortasında Bingöl dağlarını aşmam gerekiyordu. Bu sıra dağlar 4300 metre yükseklikte olup, yazın bile geçmek güçlü. Buzla uğraşmanın yanında, bu yüksekliklerde yaşayan yarı vahşi Kürt aşiretleriyle de uğraşmam gerekecekti. Bu aşiretler Sultanı ismen tanıyorlardı ve yaşamlarını eşkıyalıkla geçiriyorlardı. Doğrusunu isterseniz, bin bir güçlük vardı. Türk Iran sınırına varmak istersem benim için tek yol vardı. Hasan Kale vadisini, neredeyse geçilemeyecek kar yığınlarını, bata çıka geçmek. O dağları tırmanmaya çalıştık. Bizden iki bin yıldan fazla bir zaman önce, on Binlerin çekilişi esnasında, Xenophon'da geçmişti.

Kürtleri veya Karduchos'ları, silahları dışında, Anabasis'in anlattığı gibi buldum. Ok ve mızrak yerine, şimdi Mavzer tüfekleri ve yinemeli ateşli tabancalar kullanıyorlardı. Kamaları, eski zamanların aynıydı. Bingöl dağının doruklarını hiç unutmayacağım. Sarımtırak bir sise bürünmüş doruk, sanki ölüm uykusundaydı. ...Düşünceme göre Kürtler Yakındoğuda geleceğin ırkıdır. Onlar daha eski uygarlıkların kötülükleriyle körelmemişlerdir. Genç ve canlı bir ulustur. Kuzey İran ile anadolunun Güneybatısını yavaş, yavaş ele geçirmektedirler. Fetih ettikleri halklara, kendi dilleri ve geçen bütün yarı barbar halkları özümsüyorlardı. Birçok Kürt, Hıristiyan olup, Nesturi mezhebindedir. Başkaları Şeytana tapan Yezidilerdir. Çoğunluk Sünni olup aralarında Şii olanlarda vardır. (kitaptan)

İspnayol asıllı Nogales'in anıları tarihimizde ilk kez karşılaştığımız ve bizi sarsan bir tanıklıktır aynı zamanda. Bu diziye kitaplığınızda mutlaka bir yer açın.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat