#smrgSAHAF Osmanlı'da Günlük Yaşam - 2006

Basıldığı Matbaa:
Sistem Ofset
Dizi Adı:
Tarih Dizisi
ISBN-10:
9759063069
Stok Kodu:
1199078023
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
209 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2006
Çeviren:
Beyza Sumer Aydaş
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199078023
463906
Osmanlı'da Günlük Yaşam -        2006
Osmanlı'da Günlük Yaşam - 2006 #smrgSAHAF
0.00
Bir toplumsal organizmanın canlılığı, gündelik yaşamın renkliliği ve çeşitliliğinden hareketle ölçülebilir. Münhasıran olgusal nesnelliğinin ifade tarzı olan renklilik ve çeşitlilik, hedonist ve şovenist pervasızlıkların kol gezdiği ortamlara bakarak anlamlandırılmaz. Kuşkusuz, kurulu yaşam kurulmuşun, kurulacak yaşam kurulunun sütun başları üzerinde vücut bulur. Sürekliliği olmayan kopuşlar ya da geçmişi olmayan gelecekler, bilimsel gerçekliğe aykırıdır. Kültür, maddi ve manevi üretimin, değerlerin, varlıkların toplamı diye özetlenirse, toplumlar da en azından bu boyutu ile sürekliliğe yazgılıdırlar.

Osmanlı, çağlar ve uluslar üstü bir imparatorluktu. Ortaçağın taassubunu, Yeniçağın aydınlanmacı coşkusunu, Yakınçağın şahlanan devrimlerini görmesine karşın, çağların dışında kalmayı ve ulusları aşarak var olmayı gerçekleştiriyor. Üç kıtanın, sayısız etnik yapının/inancın/dilin renk renk kokusunu barındırıyordu. Dolayısıyla tarihi de, coğrafyası da heterojen. Herkesin kendince cevabını bulacağı sorular ayrı; özgün ve birleştirici mayayı heterojenliğinde keşfetti.

Feodal bir despot muydu, teokratik bir monarşi miydi, emperyal bir devlet miydi? O göçebe oymağın hanedanlıktan bir dünya imparatorluğuna ulaşmasının sırrı neydi? Her şey bir yana, zamanının en çoğulcu sosyal yaşamını, adeta kavimler bahçesi bir sayfa, armağan etmiştir tarihe...

Osmanlı'da Günlük Yaşam'ın, doğrudan konusunu buradaki sorular oluşturmuyor; ama, Osmanlı'nın bir büyük uzlaşma cenneti olduğu ortaya çıkıyor. Adı konmamış bir öz-yaşanmışlığın notlarını çağrıştıran ve içeriden bilgilere dayalı yazıldığı anlaşılan bu kitap, sade üslubuyla bizi geleneklerimizle, sesimizle, sosyal bünyemizle muhakemeye; kültürel köklerimize doğru kısa bir "tur"a davet ediyor. (Arka kapaktan)

Bir toplumsal organizmanın canlılığı, gündelik yaşamın renkliliği ve çeşitliliğinden hareketle ölçülebilir. Münhasıran olgusal nesnelliğinin ifade tarzı olan renklilik ve çeşitlilik, hedonist ve şovenist pervasızlıkların kol gezdiği ortamlara bakarak anlamlandırılmaz. Kuşkusuz, kurulu yaşam kurulmuşun, kurulacak yaşam kurulunun sütun başları üzerinde vücut bulur. Sürekliliği olmayan kopuşlar ya da geçmişi olmayan gelecekler, bilimsel gerçekliğe aykırıdır. Kültür, maddi ve manevi üretimin, değerlerin, varlıkların toplamı diye özetlenirse, toplumlar da en azından bu boyutu ile sürekliliğe yazgılıdırlar.

Osmanlı, çağlar ve uluslar üstü bir imparatorluktu. Ortaçağın taassubunu, Yeniçağın aydınlanmacı coşkusunu, Yakınçağın şahlanan devrimlerini görmesine karşın, çağların dışında kalmayı ve ulusları aşarak var olmayı gerçekleştiriyor. Üç kıtanın, sayısız etnik yapının/inancın/dilin renk renk kokusunu barındırıyordu. Dolayısıyla tarihi de, coğrafyası da heterojen. Herkesin kendince cevabını bulacağı sorular ayrı; özgün ve birleştirici mayayı heterojenliğinde keşfetti.

Feodal bir despot muydu, teokratik bir monarşi miydi, emperyal bir devlet miydi? O göçebe oymağın hanedanlıktan bir dünya imparatorluğuna ulaşmasının sırrı neydi? Her şey bir yana, zamanının en çoğulcu sosyal yaşamını, adeta kavimler bahçesi bir sayfa, armağan etmiştir tarihe...

Osmanlı'da Günlük Yaşam'ın, doğrudan konusunu buradaki sorular oluşturmuyor; ama, Osmanlı'nın bir büyük uzlaşma cenneti olduğu ortaya çıkıyor. Adı konmamış bir öz-yaşanmışlığın notlarını çağrıştıran ve içeriden bilgilere dayalı yazıldığı anlaşılan bu kitap, sade üslubuyla bizi geleneklerimizle, sesimizle, sosyal bünyemizle muhakemeye; kültürel köklerimize doğru kısa bir "tur"a davet ediyor. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat