Oturarak Kaçması Daha Kolay, Alois Hotschnig'in yaşlılık üzerine kaleme aldığı altı nükteli öyküden oluşuyor. Kendi köpekleri tarafından terörize edilen yaşlı bir çiftin ya da doktorun kendisine deli gömleği giydireceğinden korkan yaşlı bir adamın; başka insanların absürt durumlarının anlatıldığı bu trajikomik öykülerde yaşlılık, gündelik döngülere sıkışmış hayatlarla çıkıyor karşımıza. Bir gelecek eksikliği, hayatları kendi kenarlarına itmiş, bir tutunma çabasına mecbur bırakmış. Hayata ve zamana bu tutunma çabası da, anlamın saçaklandığı, düzenin dağılmaya yüz tuttuğu bir ahir zaman kitabı çıkarmış ortaya.
En önemlisi insanın zamanında ölmesi. "Zamanında öl, yoldaş" derim ben hep. Ama zamanı ne zaman ki? İnsan hiç istemiyor işte. Aslında bize düzenli bir şekilde vefat etmek yakışır ama siz de bunun yerine bizim doktor hanıma gelmeyi tercih ediyorsunuz. Ben de aynısın yapıyorum.
Zamanda kalma çabası, bir huzursuzluğun, durduraksızlığın kitabına dönmüş. Art arda gelen ve tek bir ağızdan konuşuyormuş gibi bir hal alan diyaloglar, sözcüklerin içeriklerinden yavaş yavaş sıyrıldıkları veya çözülmeye yüz tuttukları yeri gösteriyor.
Dolayısıyla aslında yaşlılık değil bu öykülerin konusu; varoluşumuz, güç bela ayakta tuttuğumuz varoluşumuz.