#smrgKİTABEVİ Öyle Bir Dünya Yok - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256426719
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199241252
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
240
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
337,50
Havale/EFT ile: 327,38
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199241252
628449
Öyle Bir Dünya Yok -        2025
Öyle Bir Dünya Yok - 2025 #smrgKİTABEVİ
337.50
Yasaklar, sadece toplum düzenini sağlamak üzere konulması gereken normlar olarak kalmalı. Şayet; her grup, yetki ve güç sahibi her birey kendi değer yargısıyla, kendi düşüncesiyle çıkarına öyle geldiği için yasak koymaya kalkarsa, orada düzen değil kargaşa doğar. Temel haklar bakımından azınlığın çoğunlukla “denk” olduğu gerçeğinden kopmamalı. Birinin özgürlüğü için, başka birinin özgürlüğünü elinden almak meşru bir “yasa” olamaz… Yasa dediğiniz, ya da temel anlamıyla “yasak” dediğiniz şey, köleliğe değil, özgürlüğe götürmeli insanı. Koyduğunuz kural, birini sevindirirken, diğerini üzmesin. Birini zenginleştirirken, diğerini yoksullaştırmasın. Birini korurken, diğerini kaderine terk etmesin. Kazanın kaçınılmaz olduğu bir durumda; “acaba insana mı çarpsam, yoksa hayvana mı” diye kararsız kalındığında; tercihlerimizi, efendilerimizin düşünceleri değil, önceden kabul edilmiş evrensel değerler belirlemeli. İrademiz, sadece kendi özgürlüğümüze değil, herkesin özgürlüğüne birden hizmet etmeli. “Değerler Eğitimi” ile kendi dünyanızın ilkelerini değil, “cihanşümul” ilkeleri öğretmelisiniz! Güç bizde, yetki bizde, artık “efendi” biziz diye her aklınıza eseni yapamazsınız… Bu tutumu zorla “meşru” saydıramazsınız… Öyle bir dünya yok!... Olmamalı da zaten…
Yasaklar, sadece toplum düzenini sağlamak üzere konulması gereken normlar olarak kalmalı. Şayet; her grup, yetki ve güç sahibi her birey kendi değer yargısıyla, kendi düşüncesiyle çıkarına öyle geldiği için yasak koymaya kalkarsa, orada düzen değil kargaşa doğar. Temel haklar bakımından azınlığın çoğunlukla “denk” olduğu gerçeğinden kopmamalı. Birinin özgürlüğü için, başka birinin özgürlüğünü elinden almak meşru bir “yasa” olamaz… Yasa dediğiniz, ya da temel anlamıyla “yasak” dediğiniz şey, köleliğe değil, özgürlüğe götürmeli insanı. Koyduğunuz kural, birini sevindirirken, diğerini üzmesin. Birini zenginleştirirken, diğerini yoksullaştırmasın. Birini korurken, diğerini kaderine terk etmesin. Kazanın kaçınılmaz olduğu bir durumda; “acaba insana mı çarpsam, yoksa hayvana mı” diye kararsız kalındığında; tercihlerimizi, efendilerimizin düşünceleri değil, önceden kabul edilmiş evrensel değerler belirlemeli. İrademiz, sadece kendi özgürlüğümüze değil, herkesin özgürlüğüne birden hizmet etmeli. “Değerler Eğitimi” ile kendi dünyanızın ilkelerini değil, “cihanşümul” ilkeleri öğretmelisiniz! Güç bizde, yetki bizde, artık “efendi” biziz diye her aklınıza eseni yapamazsınız… Bu tutumu zorla “meşru” saydıramazsınız… Öyle bir dünya yok!... Olmamalı da zaten…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat