Partisyon Müzik ve Düşünce Dergisi - Dosya: Müzikte "Yeni" - Sayı: 1 Nisan, Mayıs, Haziran

Hazırlayan:
Genel Yayın Yönetmeni: Sami Yenice; Editör: Yılmaz Anıl Baskı
Stok Kodu:
1199039379
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
115 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2014
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199039379
425412
Partisyon Müzik ve Düşünce Dergisi - Dosya: Müzikte "Yeni" - Sayı: 1      Nisan, Mayıs, Haziran
Partisyon Müzik ve Düşünce Dergisi - Dosya: Müzikte "Yeni" - Sayı: 1 Nisan, Mayıs, Haziran
0.00
İnsanoğlu yüzyıllardır düşünmekte, hissetmekte ve ifade etmektedir. 20. yüzyıl; gerek savaşları ve teknolojileri gerekse ideolojileri ile birlikte şaşırma yeteneği bilinçli ya da bilinçsiz olarak kısıtlanmış insan için ilk kez keşfetmenin ve ilk kez ifade etmiş olmanın hazzını azaltmış; insanoğlunu can sıkıntısı, bıkkınlık ve duyarsızlık kavramlarıyla tanıştırarak “yeni insan”ı yaratmıştır. Artık, tarih boyunca ürettikçe var olmuş insanoğlu tükettikçe var olmaya evirilmiş durumdadır.

“Yeni insan”dan ve özellikle teknolojik gelişmelerin hayatın tüm alanlarına sızmasından sanat da nasibini almış; onu algılayanlar tarafından kolayca ulaşılabilir ve dolayısıyla hızla tüketilebilir olmasıyla kimi zaman -kısmen de olsa- anlam ve değer kaybına uğramıştır.

İlkel dönemden yakın geçmişe kadar sanata yüklenilen tanrısal öz; sanatı hayattan bağımsız, değişimden uzak ve dokunulmaz kılmıştır. Sanatsal anlamın, biçimin ve içeriğin değişimi ancak sanatın ona yüklenen tanrısal anlamlarından sıyrılması ile mümkün olmuştur. Artık sanat hayatın bir ifadesidir. Modernizm bu bağlamda aslında bize yaşayan sanatı anlatır. Sanat, kimi zaman dünya olaylarına karşı nihilist bir protestodur kimi zaman da rastlantısal evrende sadece bir olasılıktır. “Yeni sanat” ve “yeni sanat düşüncesi”; bu dinamik harekete algısını kapatmayan, önyargılarının peşinden gitmeyen ve bu sanatı anlamak isteyenler için fazlasıyla “öznel” ve “çeşitli” bir gerçeklik sunmaktadır.

Sanat dünyası varlığını geçmişte olduğu gibi bugün de yenilik üzerinden sürdürmektedir. Emin olduğumuz bir şey varsa o da her zaman geleceğin sanatının var olan sanattan farklı olacağı ve içinde “yeni”yi taşıyacağı gerçeğidir. Bu bağlamda “Yeni sanat”tan söz etmenin anlamsızlığından bahseder Schöenberg; “çünkü sanat; Yeni Sanat demektir”.

19. yüzyıldan itibaren “yeni”liğin ismi olan modernizm, samimiyetsiz bir yenilik yaratma ve şaşırtma çabası olarak nitelendirilmeye devam edildikçe modern sanat eserlerini anlamanın olanaksızlaşması kaçınılmazdır.

Reklam propagandalarının ve pazarlama stratejilerinin yön verdiği toplumdaki genel sanat beğenisinin mevcut edilgen ve sağır konumundan kurtulması için sanatın kendisini anlamak ve “Yeni” sanatı neden benimseyemediğimizi düşünmek zorundayız. “Yeni sanat eşittir; sanatçı egosu” yaftasını vurmadan önce; eseri gibi kendisi de toplumsal bir varlık olan sanatçının yaşadığı dönemle olan ilişkisini irdelemek zorundayız.

Bu bağlamda Partisyon Dergisi müziği anlamak ve anlatmak misyonuyla bir bakıma hayatı da anlatabilmek adına doğmuştur. Çünkü müzik hayattan ve insan doğasından bağımsız, kendi başına varlık gösteren bir olgu değildir. Dergimizin her sayısında belirlenen dosya konuları müziği; din, iktidar, reklamlar, varlık, ölüm, cinsellik, politika, kimlik ve benzeri bağlamlarda tartışarak insani bütün faaliyetlerin içine sızmış anlamlar çokluğu olarak anlamlandırmaya çalışacaktır. İlk sayımızın dosya konusu olan Müzikte “Yeni”nin içeriğinde; modernizmin tarihsel çerçevesinin, müzik ve yeninin farklı çağrışımlarının, dinleyici ve besteci açısından müzikte “yeni”nin anlamının ve çeşitli sanatçı portrelerinin yer almış olması derginin “hayatın bir öğesi olarak müzik” şeklinde ifade edilebilecek düşüncesinin bir sonucudur.

İnsanoğlu yüzyıllardır düşünmekte, hissetmekte ve ifade etmektedir. 20. yüzyıl; gerek savaşları ve teknolojileri gerekse ideolojileri ile birlikte şaşırma yeteneği bilinçli ya da bilinçsiz olarak kısıtlanmış insan için ilk kez keşfetmenin ve ilk kez ifade etmiş olmanın hazzını azaltmış; insanoğlunu can sıkıntısı, bıkkınlık ve duyarsızlık kavramlarıyla tanıştırarak “yeni insan”ı yaratmıştır. Artık, tarih boyunca ürettikçe var olmuş insanoğlu tükettikçe var olmaya evirilmiş durumdadır.

“Yeni insan”dan ve özellikle teknolojik gelişmelerin hayatın tüm alanlarına sızmasından sanat da nasibini almış; onu algılayanlar tarafından kolayca ulaşılabilir ve dolayısıyla hızla tüketilebilir olmasıyla kimi zaman -kısmen de olsa- anlam ve değer kaybına uğramıştır.

İlkel dönemden yakın geçmişe kadar sanata yüklenilen tanrısal öz; sanatı hayattan bağımsız, değişimden uzak ve dokunulmaz kılmıştır. Sanatsal anlamın, biçimin ve içeriğin değişimi ancak sanatın ona yüklenen tanrısal anlamlarından sıyrılması ile mümkün olmuştur. Artık sanat hayatın bir ifadesidir. Modernizm bu bağlamda aslında bize yaşayan sanatı anlatır. Sanat, kimi zaman dünya olaylarına karşı nihilist bir protestodur kimi zaman da rastlantısal evrende sadece bir olasılıktır. “Yeni sanat” ve “yeni sanat düşüncesi”; bu dinamik harekete algısını kapatmayan, önyargılarının peşinden gitmeyen ve bu sanatı anlamak isteyenler için fazlasıyla “öznel” ve “çeşitli” bir gerçeklik sunmaktadır.

Sanat dünyası varlığını geçmişte olduğu gibi bugün de yenilik üzerinden sürdürmektedir. Emin olduğumuz bir şey varsa o da her zaman geleceğin sanatının var olan sanattan farklı olacağı ve içinde “yeni”yi taşıyacağı gerçeğidir. Bu bağlamda “Yeni sanat”tan söz etmenin anlamsızlığından bahseder Schöenberg; “çünkü sanat; Yeni Sanat demektir”.

19. yüzyıldan itibaren “yeni”liğin ismi olan modernizm, samimiyetsiz bir yenilik yaratma ve şaşırtma çabası olarak nitelendirilmeye devam edildikçe modern sanat eserlerini anlamanın olanaksızlaşması kaçınılmazdır.

Reklam propagandalarının ve pazarlama stratejilerinin yön verdiği toplumdaki genel sanat beğenisinin mevcut edilgen ve sağır konumundan kurtulması için sanatın kendisini anlamak ve “Yeni” sanatı neden benimseyemediğimizi düşünmek zorundayız. “Yeni sanat eşittir; sanatçı egosu” yaftasını vurmadan önce; eseri gibi kendisi de toplumsal bir varlık olan sanatçının yaşadığı dönemle olan ilişkisini irdelemek zorundayız.

Bu bağlamda Partisyon Dergisi müziği anlamak ve anlatmak misyonuyla bir bakıma hayatı da anlatabilmek adına doğmuştur. Çünkü müzik hayattan ve insan doğasından bağımsız, kendi başına varlık gösteren bir olgu değildir. Dergimizin her sayısında belirlenen dosya konuları müziği; din, iktidar, reklamlar, varlık, ölüm, cinsellik, politika, kimlik ve benzeri bağlamlarda tartışarak insani bütün faaliyetlerin içine sızmış anlamlar çokluğu olarak anlamlandırmaya çalışacaktır. İlk sayımızın dosya konusu olan Müzikte “Yeni”nin içeriğinde; modernizmin tarihsel çerçevesinin, müzik ve yeninin farklı çağrışımlarının, dinleyici ve besteci açısından müzikte “yeni”nin anlamının ve çeşitli sanatçı portrelerinin yer almış olması derginin “hayatın bir öğesi olarak müzik” şeklinde ifade edilebilecek düşüncesinin bir sonucudur.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat