#smrgKİTABEVİ Psikanaliz Yazıları - 50 : Zamanı Yakalamak Zamana Tutunmak - İlkbahar 2025
Editör:
Kapak Tasarım:
Canan Suner
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Kapak Görseli:
Claude Monet, Soleil Couchant à Etretat, 1883
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6256538276
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
200
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
348,00
Havale/EFT ile:
337,56
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199247813
634961
https://www.simurgkitabevi.com/psikanaliz-yazilari-50-zamani-yakalamak-zamana-tutunmak-ilkbahar-2025
Psikanaliz Yazıları - 50 : Zamanı Yakalamak Zamana Tutunmak - İlkbahar 2025 #smrgKİTABEVİ
348.00
sunuş
sikanaliz Yazıları'nın 50. sayısı… Bu dosyanın konusunu
belirlerken, ilk günden bugüne Psikanaliz Yazıları'nın yolculuğunu düşündük. İlk sayının yayımlanmasından bugüne 25 yıl, çizgisel zaman bize çeyrek asrın geçtiğini söylüyordu. Devraldığımız miras elden ele aktarılarak bugünlere ulaştı; bizlere de önemli olanın sayı ya da yıl değil, süreklilik olduğunu gösterdi. Bu süreçte elbette kaçınılmaz dönüşümler, değişimler yaşandı. Zamanın yalnızca doğrusal değil, aynı zamanda döngüsel akışını da hissettiren bir yolculuktu bu. Bir bebeğin anne babasının zihninde belirdiği o ilk an gibi, biz de devraldığımız geleneği sürdürürken her sayıda o başlangıç anının heyecanını taşıyoruz. Psikanaliz yalnızca geçmişin gömülü izlerini ortaya çıkarmaya çalışan bir arkeolojik kazı değil; aynı zamanda zamanın nasıl kırıldığını, büküldüğünü ve yeniden düzenlendiğini anlamaya çalışan bir düşünce biçimidir. Psikanalitik kuramda zaman, doğrusal bir hat üzerinde akmaktan ziyade, kat izleriyle işaretlenmiş, geri dönen, ertelenen ve askıya alınan bir yapıda belirir. Psikanalitik zaman, takvimle değil; tekrar, bekleyiş ve anlamın sonradan kurulmasıyla işler. Analizan ve analist, birlikte zamanın akışına dahil olurken aynı zamanda onu askıya alır, büker, yeniden düzenler. Zaman, bu ilişkide yalnızca ölçülen değil; hissedilen, ertelenen, tekrar edilen ve bazen ilk kez ortaya çıkan bir boyut kazanır.
Bu bağlamda, Freud'un zaman kavramına en önemli katkılarından biri bilinçdışının zamansızlığı fikridir. Bastırılmış içerik yalnızca geçmişte kalmaz; şimdiye musallat olur, semptomlarla, sakar eylemlerle ya da rüyalarla geri döner. Yineleme zorlantısı (Wiederholungszwang), zamanın travmatik doğasını gözler önüne serer.(1) Travma, geçmişte olup bitmiş bir olay değil; après-coup etkisiyle -yani sonradan, başka bir olayla tetiklendiğinde- anlam kazanan zamanda bir donma gibidir....
sikanaliz Yazıları'nın 50. sayısı… Bu dosyanın konusunu
belirlerken, ilk günden bugüne Psikanaliz Yazıları'nın yolculuğunu düşündük. İlk sayının yayımlanmasından bugüne 25 yıl, çizgisel zaman bize çeyrek asrın geçtiğini söylüyordu. Devraldığımız miras elden ele aktarılarak bugünlere ulaştı; bizlere de önemli olanın sayı ya da yıl değil, süreklilik olduğunu gösterdi. Bu süreçte elbette kaçınılmaz dönüşümler, değişimler yaşandı. Zamanın yalnızca doğrusal değil, aynı zamanda döngüsel akışını da hissettiren bir yolculuktu bu. Bir bebeğin anne babasının zihninde belirdiği o ilk an gibi, biz de devraldığımız geleneği sürdürürken her sayıda o başlangıç anının heyecanını taşıyoruz. Psikanaliz yalnızca geçmişin gömülü izlerini ortaya çıkarmaya çalışan bir arkeolojik kazı değil; aynı zamanda zamanın nasıl kırıldığını, büküldüğünü ve yeniden düzenlendiğini anlamaya çalışan bir düşünce biçimidir. Psikanalitik kuramda zaman, doğrusal bir hat üzerinde akmaktan ziyade, kat izleriyle işaretlenmiş, geri dönen, ertelenen ve askıya alınan bir yapıda belirir. Psikanalitik zaman, takvimle değil; tekrar, bekleyiş ve anlamın sonradan kurulmasıyla işler. Analizan ve analist, birlikte zamanın akışına dahil olurken aynı zamanda onu askıya alır, büker, yeniden düzenler. Zaman, bu ilişkide yalnızca ölçülen değil; hissedilen, ertelenen, tekrar edilen ve bazen ilk kez ortaya çıkan bir boyut kazanır.
Bu bağlamda, Freud'un zaman kavramına en önemli katkılarından biri bilinçdışının zamansızlığı fikridir. Bastırılmış içerik yalnızca geçmişte kalmaz; şimdiye musallat olur, semptomlarla, sakar eylemlerle ya da rüyalarla geri döner. Yineleme zorlantısı (Wiederholungszwang), zamanın travmatik doğasını gözler önüne serer.(1) Travma, geçmişte olup bitmiş bir olay değil; après-coup etkisiyle -yani sonradan, başka bir olayla tetiklendiğinde- anlam kazanan zamanda bir donma gibidir....
sunuş
sikanaliz Yazıları'nın 50. sayısı… Bu dosyanın konusunu
belirlerken, ilk günden bugüne Psikanaliz Yazıları'nın yolculuğunu düşündük. İlk sayının yayımlanmasından bugüne 25 yıl, çizgisel zaman bize çeyrek asrın geçtiğini söylüyordu. Devraldığımız miras elden ele aktarılarak bugünlere ulaştı; bizlere de önemli olanın sayı ya da yıl değil, süreklilik olduğunu gösterdi. Bu süreçte elbette kaçınılmaz dönüşümler, değişimler yaşandı. Zamanın yalnızca doğrusal değil, aynı zamanda döngüsel akışını da hissettiren bir yolculuktu bu. Bir bebeğin anne babasının zihninde belirdiği o ilk an gibi, biz de devraldığımız geleneği sürdürürken her sayıda o başlangıç anının heyecanını taşıyoruz. Psikanaliz yalnızca geçmişin gömülü izlerini ortaya çıkarmaya çalışan bir arkeolojik kazı değil; aynı zamanda zamanın nasıl kırıldığını, büküldüğünü ve yeniden düzenlendiğini anlamaya çalışan bir düşünce biçimidir. Psikanalitik kuramda zaman, doğrusal bir hat üzerinde akmaktan ziyade, kat izleriyle işaretlenmiş, geri dönen, ertelenen ve askıya alınan bir yapıda belirir. Psikanalitik zaman, takvimle değil; tekrar, bekleyiş ve anlamın sonradan kurulmasıyla işler. Analizan ve analist, birlikte zamanın akışına dahil olurken aynı zamanda onu askıya alır, büker, yeniden düzenler. Zaman, bu ilişkide yalnızca ölçülen değil; hissedilen, ertelenen, tekrar edilen ve bazen ilk kez ortaya çıkan bir boyut kazanır.
Bu bağlamda, Freud'un zaman kavramına en önemli katkılarından biri bilinçdışının zamansızlığı fikridir. Bastırılmış içerik yalnızca geçmişte kalmaz; şimdiye musallat olur, semptomlarla, sakar eylemlerle ya da rüyalarla geri döner. Yineleme zorlantısı (Wiederholungszwang), zamanın travmatik doğasını gözler önüne serer.(1) Travma, geçmişte olup bitmiş bir olay değil; après-coup etkisiyle -yani sonradan, başka bir olayla tetiklendiğinde- anlam kazanan zamanda bir donma gibidir....
sikanaliz Yazıları'nın 50. sayısı… Bu dosyanın konusunu
belirlerken, ilk günden bugüne Psikanaliz Yazıları'nın yolculuğunu düşündük. İlk sayının yayımlanmasından bugüne 25 yıl, çizgisel zaman bize çeyrek asrın geçtiğini söylüyordu. Devraldığımız miras elden ele aktarılarak bugünlere ulaştı; bizlere de önemli olanın sayı ya da yıl değil, süreklilik olduğunu gösterdi. Bu süreçte elbette kaçınılmaz dönüşümler, değişimler yaşandı. Zamanın yalnızca doğrusal değil, aynı zamanda döngüsel akışını da hissettiren bir yolculuktu bu. Bir bebeğin anne babasının zihninde belirdiği o ilk an gibi, biz de devraldığımız geleneği sürdürürken her sayıda o başlangıç anının heyecanını taşıyoruz. Psikanaliz yalnızca geçmişin gömülü izlerini ortaya çıkarmaya çalışan bir arkeolojik kazı değil; aynı zamanda zamanın nasıl kırıldığını, büküldüğünü ve yeniden düzenlendiğini anlamaya çalışan bir düşünce biçimidir. Psikanalitik kuramda zaman, doğrusal bir hat üzerinde akmaktan ziyade, kat izleriyle işaretlenmiş, geri dönen, ertelenen ve askıya alınan bir yapıda belirir. Psikanalitik zaman, takvimle değil; tekrar, bekleyiş ve anlamın sonradan kurulmasıyla işler. Analizan ve analist, birlikte zamanın akışına dahil olurken aynı zamanda onu askıya alır, büker, yeniden düzenler. Zaman, bu ilişkide yalnızca ölçülen değil; hissedilen, ertelenen, tekrar edilen ve bazen ilk kez ortaya çıkan bir boyut kazanır.
Bu bağlamda, Freud'un zaman kavramına en önemli katkılarından biri bilinçdışının zamansızlığı fikridir. Bastırılmış içerik yalnızca geçmişte kalmaz; şimdiye musallat olur, semptomlarla, sakar eylemlerle ya da rüyalarla geri döner. Yineleme zorlantısı (Wiederholungszwang), zamanın travmatik doğasını gözler önüne serer.(1) Travma, geçmişte olup bitmiş bir olay değil; après-coup etkisiyle -yani sonradan, başka bir olayla tetiklendiğinde- anlam kazanan zamanda bir donma gibidir....
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.