#smrgKİTABEVİ Şahmerdan - Lüzumsuz Adam - 2025

Kapak Tasarım:
Candan İşcan
Kondisyon:
Yeni
Basıldığı Matbaa:
Pan Matbaacılık
Dizi Adı:
Sait Faik Dizisi
ISBN-10:
9752213159
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
4&6
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199001794
Boyut:
11x19
Sayfa Sayısı:
272
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
82,50
Havale/EFT ile: 80,03
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199001794
387958
Şahmerdan - Lüzumsuz Adam -        2025
Şahmerdan - Lüzumsuz Adam - 2025 #smrgKİTABEVİ
82.50
Gece, yine aynı sessizlik. Kahvelerde insanların konuşmaya mecalleri yok. Elli beş kuruş pay almışız, elli beş kuruş. Filozofça söylenen adam, şimdi ağzı var, dili yok; gözü var, kaşı yok; velinimetine basıyor küfrü! Bütün ümit yarın sabahta.

Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.

1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.

“Şahmerdannın buharla işleyeni iki yüz, üç yüz, beş yüz kilo ağırlığıiki nefeste yukarıya kaldırır. Fakat dört kişi bu bin kiloyu makinenin büyük ve küçük çarkı sayesinde ancak işletebilirler. Ağırlğı yukarıya çekmek için en aşağı on beş dakika çalışmak lazımdır. Saatte bir de on beş dakika mola vermeden çalışmaya imkan yoktur. Bir liraya bu iş görülmez, görülmez ama, zamanlar kötü birader. Ben Karahisarlıyım. Dalgıçlıktan tut da tersaneye kadar girmediğim deniz kapısı kalmadı. Hepsinden biraz çakarım.”
Gece, yine aynı sessizlik. Kahvelerde insanların konuşmaya mecalleri yok. Elli beş kuruş pay almışız, elli beş kuruş. Filozofça söylenen adam, şimdi ağzı var, dili yok; gözü var, kaşı yok; velinimetine basıyor küfrü! Bütün ümit yarın sabahta.

Kalemini balıkçı kahvehanelerinden Adalar'a, İstanbul'un arka sokaklarından deniz kenarlarına uzanan hikâyelerde gezdirir Sait Faik. “Yazmasam deli olacaktım” der, yazmaz, âdeta yaşar. Sıradan sesleri ahenkli ezgilere dönüştürür metinlerinde; kaleminin kapısı daima insana ve doğaya açılır.

1970'lerde "Sait Faik Külliyatı"nı yayımlamaya başlayarak geniş kitlelere ulaşmasına aracılık etmekten gurur duyduğumuz Sait Faik'in eserlerini orijinal metne sadık kalarak yeniden sunuyoruz.

“Şahmerdannın buharla işleyeni iki yüz, üç yüz, beş yüz kilo ağırlığıiki nefeste yukarıya kaldırır. Fakat dört kişi bu bin kiloyu makinenin büyük ve küçük çarkı sayesinde ancak işletebilirler. Ağırlğı yukarıya çekmek için en aşağı on beş dakika çalışmak lazımdır. Saatte bir de on beş dakika mola vermeden çalışmaya imkan yoktur. Bir liraya bu iş görülmez, görülmez ama, zamanlar kötü birader. Ben Karahisarlıyım. Dalgıçlıktan tut da tersaneye kadar girmediğim deniz kapısı kalmadı. Hepsinden biraz çakarım.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat