Onar yıllık kesitlerin de ortaya koyduğu gibi Livaneli adı ve müziği siyasetle sık sık örtüşür. Sanatçı, çeşitli evrelerde bu alandan bağımsızlaşmaya çalışsa da hiçbir zaman “salt müzisyen" olarak algılanmaz. Gençlik yıllarında kişisel ilgisi müzikten çok edebiyata yöneliktir. Öyküler yazar, yayıncılık, kitap dağıtımcılığı yapar. Müzik, bu uğraşların kesintiye uğradığı 12 Mart 1971 darbesiyle öne çıkar. İlk albümündeki siyasal alana yönelik besteler, yirmi yıl boyunca sürecek sanat-siyaset arasındaki gidiş gelişlerin, tartışmaların da temelini oluşturur.
Müziğe 1987'den itibaren sinema eklenir, yazı ise 1990'da başladığı köşe yazarlığıyla profesyonel boyut kazanır. Nihayet 1994 yılı, onu hep "bağımsız" durduğu, ama şarkılarıyla, ezgileriyle hep içinde olduğu aktif siyaset dünyasına taşır.
Elinizdeki çalışma yukarıda ana hatları çizilen bu sürecin 1960'lardan başlayarak yakın plan bir incelemesidir. Müzik ve onun yankılandığı ortamın değerlendirmesi, son otuz yılın toplumsal-siyasal panoramasını da ortaya koyuyor. Türkülerle dinleyici karşısına çıkan ve "marş" boyutu alan Livaneli müziğinin geçirdiği evrim, düşünsel-kültürel dünyamızın bir boyutunu oluşturmaktadır. İnceleme konusu olan sanatçı, aynı zamanda bir kuşağın, son dönem Türk aydınının serüvenini de örneklenmektedir. (Önsözden)