#smrgSAHAF Sarışın Bebek -

Stok Kodu:
1199077355
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
251 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
1958
Çeviren:
Anvi İnsel
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199077355
463238
Sarışın Bebek -
Sarışın Bebek - #smrgSAHAF
0.00
Not: Kitabın arka kapağı kısmen yırtıktır.

Jidi Olper...

Jüdi asıl ismi değildi. Asıl ismi Jüdit'ti. Daima kompliman yapmak hevesi si kimselerin: "Ben sizin için Holofern olmak istiyorum"

diye gülünç bir şekilde ilânı aşk etmelerine mani olmak için ismini Jüdi olarak küçültmüştü.

Her zaman parmağında taşıdığı bir yüzüğün içine şu düsturu kazdırtmıştı: "Kalın kafalı kimselere tahammülüm yoktur" ve kalın kafalı, gabi kimselerden kaçmak için dünya üzerinde muttasıl yer değiştirmiş, seyahat etmişti. İnsanların gabavetinden istifade için babasından bir miktar para almış ve bir bar açmış ve bu bara "Köşebaşı barı" gibi garip bir isim vermişti. Ama bu ismi vermekte kastı mahsus vardı.

Şehrin bütün kibarlarının: "Canım, Köşebaşmda buluşuruz" diye birbirlerine randevu vereceklerini tahmin etmişti. Filhakika şehrin bütün kibarları bu aptalca özü mümkün olduğu kadar tekrar edebilmek için hemen karşıdaki yüz elli senelik şöhrete malik çalgılı kahveyi bırakmışlar ve Köşebaşı barını zamanın bütün modern aptallarının küllüğü haline sokmuşlardı. Bunun üzerine Judi Olper tarihî gazinonun sahibinden yarım milyonluk bir servet alacak işi bıraktı. Elbiselere, mücevherata ve diğer reklâm masraflarına sarf ettiği bu yarım milyon ile genç kızlık idealinde yaşattığı, hayallerinin hakikat olacağını, sıhhatli, genç ve idealist bir koca bulabileceğini tahmin ediyordu. Fakat sebebi meçhul bir hissî inhiraf neticesinde zengin bir tüccarla evlenmeği muvafık buldu. Birkaç aylık evlilik hayatından sonra kocasının saralı olduğunu gördü. Filhakika sara denen hastalık, Luther, Jül Sezar, İskender'i Kebir gibi kimselerin mükemmel bir mevkii iktidar sahibi olmalarına mani teşkil etmemişti. Fakat kocası hem saralı, hem de üstelik kaba idi. Bir söz söylerken birden ağza alınmayacak hatalara düşerdi. Şimdi burada evlilik hayatının bin bir sefaletinden bahsetmek neye yarar?

Jüdi Olper de nihayet herkes gibi hayatın arkadaşsız, fakat bir çok düşmanla beraber oynanan bir oyun olduğunu anlamıştı.

İzdivaç hayatında bu şekilde sükut hayaline uğrayan Jüdi Olper kocasının kasası ve kasadarı ile beraber Afrika'ya kaçtı. Kocası müthiş bir buhrana tutuldu. Daktilosuna bir otomobil hediye etti ve Allah'a güvenerek boşanma masraflarından kaçan bütün erkekler gibi: "Allah onun cezasını verecektir" dedi.

Birkaç ay sonra Jüdi Olper Afrika'da bir kauçuk ormanı satın aldı ve dostunu topraklarının idaresine memur ettikten sonra mücadele için Avrupa'ya geldi.

Fakat kocasından ayrıldıktan sonra kimseye taarruz etmek veya kimseyi tahkir etmiş olmamak için azamî gayreti sarf ediyordu. İnce görüşlü bir kadın olmuştu. (Kitaptan)

Not: Kitabın arka kapağı kısmen yırtıktır.

Jidi Olper...

Jüdi asıl ismi değildi. Asıl ismi Jüdit'ti. Daima kompliman yapmak hevesi si kimselerin: "Ben sizin için Holofern olmak istiyorum"

diye gülünç bir şekilde ilânı aşk etmelerine mani olmak için ismini Jüdi olarak küçültmüştü.

Her zaman parmağında taşıdığı bir yüzüğün içine şu düsturu kazdırtmıştı: "Kalın kafalı kimselere tahammülüm yoktur" ve kalın kafalı, gabi kimselerden kaçmak için dünya üzerinde muttasıl yer değiştirmiş, seyahat etmişti. İnsanların gabavetinden istifade için babasından bir miktar para almış ve bir bar açmış ve bu bara "Köşebaşı barı" gibi garip bir isim vermişti. Ama bu ismi vermekte kastı mahsus vardı.

Şehrin bütün kibarlarının: "Canım, Köşebaşmda buluşuruz" diye birbirlerine randevu vereceklerini tahmin etmişti. Filhakika şehrin bütün kibarları bu aptalca özü mümkün olduğu kadar tekrar edebilmek için hemen karşıdaki yüz elli senelik şöhrete malik çalgılı kahveyi bırakmışlar ve Köşebaşı barını zamanın bütün modern aptallarının küllüğü haline sokmuşlardı. Bunun üzerine Judi Olper tarihî gazinonun sahibinden yarım milyonluk bir servet alacak işi bıraktı. Elbiselere, mücevherata ve diğer reklâm masraflarına sarf ettiği bu yarım milyon ile genç kızlık idealinde yaşattığı, hayallerinin hakikat olacağını, sıhhatli, genç ve idealist bir koca bulabileceğini tahmin ediyordu. Fakat sebebi meçhul bir hissî inhiraf neticesinde zengin bir tüccarla evlenmeği muvafık buldu. Birkaç aylık evlilik hayatından sonra kocasının saralı olduğunu gördü. Filhakika sara denen hastalık, Luther, Jül Sezar, İskender'i Kebir gibi kimselerin mükemmel bir mevkii iktidar sahibi olmalarına mani teşkil etmemişti. Fakat kocası hem saralı, hem de üstelik kaba idi. Bir söz söylerken birden ağza alınmayacak hatalara düşerdi. Şimdi burada evlilik hayatının bin bir sefaletinden bahsetmek neye yarar?

Jüdi Olper de nihayet herkes gibi hayatın arkadaşsız, fakat bir çok düşmanla beraber oynanan bir oyun olduğunu anlamıştı.

İzdivaç hayatında bu şekilde sükut hayaline uğrayan Jüdi Olper kocasının kasası ve kasadarı ile beraber Afrika'ya kaçtı. Kocası müthiş bir buhrana tutuldu. Daktilosuna bir otomobil hediye etti ve Allah'a güvenerek boşanma masraflarından kaçan bütün erkekler gibi: "Allah onun cezasını verecektir" dedi.

Birkaç ay sonra Jüdi Olper Afrika'da bir kauçuk ormanı satın aldı ve dostunu topraklarının idaresine memur ettikten sonra mücadele için Avrupa'ya geldi.

Fakat kocasından ayrıldıktan sonra kimseye taarruz etmek veya kimseyi tahkir etmiş olmamak için azamî gayreti sarf ediyordu. İnce görüşlü bir kadın olmuştu. (Kitaptan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat