#smrgKİTABEVİ Satılık Adam - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
ISBN-10:
6255888983
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Ciltçi:
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
528
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
279,30
Havale/EFT ile:
270,92
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199248097
635192
https://www.simurgkitabevi.com/satilik-adam-2025
Satılık Adam - 2025 #smrgKİTABEVİ
279.30
Bir gecede yazdığı Zamanın Efendisi kitabıyla kendisine ait bir rekor kıran Bülent Akyürek, on dört yıllık bir edebî küskünlükten sonra aramıza geri döndü.
Uzun hayat mücadelesi, konferanslar, bitmeyen yollar ve ciddi hastalıkların arasında kaleme aldığı ve bir dünya klasiği olacak dediği Satılık Adam nihayet elden ele, dilden dile, büyük bir ilgiye açılmak üzere.
Kendisinin, vatanının ve insanlığın tüm iç çatışmalarının, içe doğru genişleyen zıtlıklarının hikâyesi bu romanda toplanmış. Modern bir epizmenin destanlaştırması olarak, karakterlerin zayıflığını ve alışkanlık zincirlerini Bülent Akyürek'in dilinden okuduğunuzda, romanın gül yaprağı gibi açılıp günlüğünüze oturduğunu göreceksiniz. Satılık Adam, büyük acıların sıradan sözlerle geçiştirilemeyecek kadar derin olduğunun güçlü bir hatırlatmasıdır.
Bir yaşantının savrulan külleri arasında yirmi beş senedir yazılamaya devam eden bu kitap, en sonunda şunu söylüyor: “Eğer insan doğanın anlaşılmasını istiyorsa, hayatı boyunca en az bir kez ölmek zorundadır.”
Uzun hayat mücadelesi, konferanslar, bitmeyen yollar ve ciddi hastalıkların arasında kaleme aldığı ve bir dünya klasiği olacak dediği Satılık Adam nihayet elden ele, dilden dile, büyük bir ilgiye açılmak üzere.
Kendisinin, vatanının ve insanlığın tüm iç çatışmalarının, içe doğru genişleyen zıtlıklarının hikâyesi bu romanda toplanmış. Modern bir epizmenin destanlaştırması olarak, karakterlerin zayıflığını ve alışkanlık zincirlerini Bülent Akyürek'in dilinden okuduğunuzda, romanın gül yaprağı gibi açılıp günlüğünüze oturduğunu göreceksiniz. Satılık Adam, büyük acıların sıradan sözlerle geçiştirilemeyecek kadar derin olduğunun güçlü bir hatırlatmasıdır.
Bir yaşantının savrulan külleri arasında yirmi beş senedir yazılamaya devam eden bu kitap, en sonunda şunu söylüyor: “Eğer insan doğanın anlaşılmasını istiyorsa, hayatı boyunca en az bir kez ölmek zorundadır.”
Bir gecede yazdığı Zamanın Efendisi kitabıyla kendisine ait bir rekor kıran Bülent Akyürek, on dört yıllık bir edebî küskünlükten sonra aramıza geri döndü.
Uzun hayat mücadelesi, konferanslar, bitmeyen yollar ve ciddi hastalıkların arasında kaleme aldığı ve bir dünya klasiği olacak dediği Satılık Adam nihayet elden ele, dilden dile, büyük bir ilgiye açılmak üzere.
Kendisinin, vatanının ve insanlığın tüm iç çatışmalarının, içe doğru genişleyen zıtlıklarının hikâyesi bu romanda toplanmış. Modern bir epizmenin destanlaştırması olarak, karakterlerin zayıflığını ve alışkanlık zincirlerini Bülent Akyürek'in dilinden okuduğunuzda, romanın gül yaprağı gibi açılıp günlüğünüze oturduğunu göreceksiniz. Satılık Adam, büyük acıların sıradan sözlerle geçiştirilemeyecek kadar derin olduğunun güçlü bir hatırlatmasıdır.
Bir yaşantının savrulan külleri arasında yirmi beş senedir yazılamaya devam eden bu kitap, en sonunda şunu söylüyor: “Eğer insan doğanın anlaşılmasını istiyorsa, hayatı boyunca en az bir kez ölmek zorundadır.”
Uzun hayat mücadelesi, konferanslar, bitmeyen yollar ve ciddi hastalıkların arasında kaleme aldığı ve bir dünya klasiği olacak dediği Satılık Adam nihayet elden ele, dilden dile, büyük bir ilgiye açılmak üzere.
Kendisinin, vatanının ve insanlığın tüm iç çatışmalarının, içe doğru genişleyen zıtlıklarının hikâyesi bu romanda toplanmış. Modern bir epizmenin destanlaştırması olarak, karakterlerin zayıflığını ve alışkanlık zincirlerini Bülent Akyürek'in dilinden okuduğunuzda, romanın gül yaprağı gibi açılıp günlüğünüze oturduğunu göreceksiniz. Satılık Adam, büyük acıların sıradan sözlerle geçiştirilemeyecek kadar derin olduğunun güçlü bir hatırlatmasıdır.
Bir yaşantının savrulan külleri arasında yirmi beş senedir yazılamaya devam eden bu kitap, en sonunda şunu söylüyor: “Eğer insan doğanın anlaşılmasını istiyorsa, hayatı boyunca en az bir kez ölmek zorundadır.”
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.