#smrgKİTABEVİ Seküler Çağ - 2024
Kitabın odak noktası, kamusal kurumlarda dinin rolü ve dini inançların hayatımızda ne kadar yer kapladığı değil, tüm bunlardaki değişimi mümkün kılan koşullar. - Jonathan Derbyshire, Philosopher's Magazine
Bu Charles Taylor'ın gerçekten büyük önem taşıyan, çığır açan bir kitabı, çünkü burada, tüm sekülarizm tartışmasını yeni bir kalıba dökmeyi başarıyor. Yaşadığım süre içerisinde yazılmış en önemli kitaplardan biri . Robert N. Bellah
Tanrı'ya, hatta belirli bir dine inanmamanın neredeyse imkânsız olduğu zamanlardan, dini inanışların "bireysel tercih" olarak görüldüğü ve akılcılaştırılmak zorunda hissedildiği günümüze nasıl geldik? 2007'de yayımlandığı günden bu yana dünya çapında büyük ses getirmiş ve Templeton ödülünü kazanmış olan Seküler Çağ 'da Charles Taylor, beş yüzyıla yayılmış sekülerleşme sürecini anlamak için modern bilimin doğuşuyla kaybedilen şeylere değil, bu bilimi mümkün kılan "toplumsal tahayyüldeki" değişimlere bakmamız gerektiğini söylüyor. Taylor Batı kültür tarihinin bu uzun kesitini olağanüstü bir incelikle yansıtırken, bir yandan da günümüz koşullarında, aşkın bir varlıkla bağlantılı bir hayatın olanakları üzerine felsefi bir tartışmaya girişiyor.
“Charles Taylor'a göre bugünkü Batılı seküler toplumların ve bu çağın en baskın özelliği radikal çoğulculuktur. Her gün kendi dünya görüşümüzden farklı görüşlere sahip insanlarla karşı karşıya geldiğimiz bir dünyada yaşıyoruz: teist, ateist, agnostik vb.
"Çokkültürlülük" adlı paradigmatik metninde bu çoğulculuğun nasıl çözümleneceğini ele alıyor Taylor. Avrupa toplumlarının artık "biz işleri burada böyle yürütüyoruz" şeklinde bir kolaycılığı seçme lüksünün olmadığını; farklı kültürleri kimliksizliğe mahkûm etme lüksünün olmadığını vurguluyor. Çünkü kimlik ve tanınma, kişilerin kendilik algılarında ve öz saygılarında çok önemli bir yer tutuyor.
Yani seküler bir çağda dindarların, farklı kimliklerden olan kimselerin toplumsal ve siyasal haklarından; birey ve grup haklarından bahsediyor Taylor. Ama ben 800 sayfalık koca bir kitap yazarak dönemi "seküler çağ" (Secular Age; 2008) olarak nitelemesine dikkat çekmek istiyorum. Seküler çağ olarak nitelese de dine ve dindarlara alan açmaya çalışan bir yaklaşıma sahip Taylor.” - Nazife Şişman
Kitabın odak noktası, kamusal kurumlarda dinin rolü ve dini inançların hayatımızda ne kadar yer kapladığı değil, tüm bunlardaki değişimi mümkün kılan koşullar. - Jonathan Derbyshire, Philosopher's Magazine
Bu Charles Taylor'ın gerçekten büyük önem taşıyan, çığır açan bir kitabı, çünkü burada, tüm sekülarizm tartışmasını yeni bir kalıba dökmeyi başarıyor. Yaşadığım süre içerisinde yazılmış en önemli kitaplardan biri . Robert N. Bellah
Tanrı'ya, hatta belirli bir dine inanmamanın neredeyse imkânsız olduğu zamanlardan, dini inanışların "bireysel tercih" olarak görüldüğü ve akılcılaştırılmak zorunda hissedildiği günümüze nasıl geldik? 2007'de yayımlandığı günden bu yana dünya çapında büyük ses getirmiş ve Templeton ödülünü kazanmış olan Seküler Çağ 'da Charles Taylor, beş yüzyıla yayılmış sekülerleşme sürecini anlamak için modern bilimin doğuşuyla kaybedilen şeylere değil, bu bilimi mümkün kılan "toplumsal tahayyüldeki" değişimlere bakmamız gerektiğini söylüyor. Taylor Batı kültür tarihinin bu uzun kesitini olağanüstü bir incelikle yansıtırken, bir yandan da günümüz koşullarında, aşkın bir varlıkla bağlantılı bir hayatın olanakları üzerine felsefi bir tartışmaya girişiyor.
“Charles Taylor'a göre bugünkü Batılı seküler toplumların ve bu çağın en baskın özelliği radikal çoğulculuktur. Her gün kendi dünya görüşümüzden farklı görüşlere sahip insanlarla karşı karşıya geldiğimiz bir dünyada yaşıyoruz: teist, ateist, agnostik vb.
"Çokkültürlülük" adlı paradigmatik metninde bu çoğulculuğun nasıl çözümleneceğini ele alıyor Taylor. Avrupa toplumlarının artık "biz işleri burada böyle yürütüyoruz" şeklinde bir kolaycılığı seçme lüksünün olmadığını; farklı kültürleri kimliksizliğe mahkûm etme lüksünün olmadığını vurguluyor. Çünkü kimlik ve tanınma, kişilerin kendilik algılarında ve öz saygılarında çok önemli bir yer tutuyor.
Yani seküler bir çağda dindarların, farklı kimliklerden olan kimselerin toplumsal ve siyasal haklarından; birey ve grup haklarından bahsediyor Taylor. Ama ben 800 sayfalık koca bir kitap yazarak dönemi "seküler çağ" (Secular Age; 2008) olarak nitelemesine dikkat çekmek istiyorum. Seküler çağ olarak nitelese de dine ve dindarlara alan açmaya çalışan bir yaklaşıma sahip Taylor.” - Nazife Şişman