#smrgSAHAF Semerkand: Timur'un Vaha Kenti Bir İmparatorluğun ve Bir Rönesansın Kalbi (1400 - 1500) -

Hazırlayan:
Vincent Fourniau
Stok Kodu:
1199059184
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
212 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2005
Çeviren:
Ali Berktay
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
Din
0,00
1199059184
445157
Semerkand: Timur'un Vaha Kenti Bir İmparatorluğun ve Bir Rönesansın Kalbi  (1400 - 1500) -
Semerkand: Timur'un Vaha Kenti Bir İmparatorluğun ve Bir Rönesansın Kalbi (1400 - 1500) - #smrgSAHAF
0.00
Tarihin ana ırmağı büyük şehirlerin vadisinden akar. Bu akışın uygarlık dediğimiz birikimleriyle örülen büyük şehirlerin çevre ve hayat dokusunda dünyanın, insanlık durumlarının her değişimi bir öncekiyle örtüşür ve bize bir tarih içinde, onunla birlikte oluştuğumuzu anlatır. Bunlar, birleşerek, varoluş mecramızı oluşturan ayrı anlatılardır, büyük şehirlerin kimliğidir. Büyük şehirler, akışın yer değiştirdiği ya da kabardığı anlarda tıpkı canlı bir varlık, hatta insanın kendi gibi zaman ve tarihle olan ilişkilerini yeniden kurabilmek için “mücadele” ederler. Bu, sarsıntıların, alt üst oluşların yeni bileşimlerle yüklü olduğu bir geçiş dönemidir. Şehirlere bu sürecin aynasından bakmak, hayatının en önemli kesitinde onlara yaklaşmak, sadece tarihe daha yakından tanıklık etmek değil, bir kutlama, bir felaket ya da veda anında bir dostun yanında olmaktır. Bu dizimizde böyle bir ilgi ve yakınlığı çoktan hak etmiş olan şehirlerin hikayeleri yeralıyor.

Türk-İslam medeniyetiyle parlayan ve ışığıyla tüm dünyayı aydınlatan bir kenttir Semerkand. İpek Yolu'nun öyle önemli bir kavşağında kurulmuştur ki, şaşaalı tüccarların, dervişlerin, gezginlerin uğramadan geçmedikleri yerlerden biri olmuştur. Timur, Semerkand'ı imparatorluğunun başkenti yaptıktan sonra, şehri görkemli mimari yapılarla donatır. Bu nedenle, 14. ve 15. yüzyıllar Semerkand'ın “altın dönemi” olarak kabul edilir. Hassas dengeler üzerine kurulmuş bir imparatorluğun merkezindeki bu şehirde gelişen sanat ve bilim dünyası, döneme “Timur İmparatorluğu'nun rönesansı” olarak damgasını vurur. Bu kitap, bu gizemli şehrin sokaklarında size rehberlik ederken, Timur'un ilginç hayatı eşliğinde, dünyanın en önemli imparatorluğunun tarihine de tanıklık edeceksiniz.

Tarihin ana ırmağı büyük şehirlerin vadisinden akar. Bu akışın uygarlık dediğimiz birikimleriyle örülen büyük şehirlerin çevre ve hayat dokusunda dünyanın, insanlık durumlarının her değişimi bir öncekiyle örtüşür ve bize bir tarih içinde, onunla birlikte oluştuğumuzu anlatır. Bunlar, birleşerek, varoluş mecramızı oluşturan ayrı anlatılardır, büyük şehirlerin kimliğidir. Büyük şehirler, akışın yer değiştirdiği ya da kabardığı anlarda tıpkı canlı bir varlık, hatta insanın kendi gibi zaman ve tarihle olan ilişkilerini yeniden kurabilmek için “mücadele” ederler. Bu, sarsıntıların, alt üst oluşların yeni bileşimlerle yüklü olduğu bir geçiş dönemidir. Şehirlere bu sürecin aynasından bakmak, hayatının en önemli kesitinde onlara yaklaşmak, sadece tarihe daha yakından tanıklık etmek değil, bir kutlama, bir felaket ya da veda anında bir dostun yanında olmaktır. Bu dizimizde böyle bir ilgi ve yakınlığı çoktan hak etmiş olan şehirlerin hikayeleri yeralıyor.

Türk-İslam medeniyetiyle parlayan ve ışığıyla tüm dünyayı aydınlatan bir kenttir Semerkand. İpek Yolu'nun öyle önemli bir kavşağında kurulmuştur ki, şaşaalı tüccarların, dervişlerin, gezginlerin uğramadan geçmedikleri yerlerden biri olmuştur. Timur, Semerkand'ı imparatorluğunun başkenti yaptıktan sonra, şehri görkemli mimari yapılarla donatır. Bu nedenle, 14. ve 15. yüzyıllar Semerkand'ın “altın dönemi” olarak kabul edilir. Hassas dengeler üzerine kurulmuş bir imparatorluğun merkezindeki bu şehirde gelişen sanat ve bilim dünyası, döneme “Timur İmparatorluğu'nun rönesansı” olarak damgasını vurur. Bu kitap, bu gizemli şehrin sokaklarında size rehberlik ederken, Timur'un ilginç hayatı eşliğinde, dünyanın en önemli imparatorluğunun tarihine de tanıklık edeceksiniz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat