#smrgKİTABEVİ Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu -

Stok Kodu:
1199172236
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
301 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2009
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199172236
558356
Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu -
Sevrci Soytarı Sahte Sol ve Ermeni Sorunu - #smrgKİTABEVİ
0.00
ÖNSÖZ

Bilindiği gibi AB-D Emperyalistleri, özellikle de Emperyalizm Kenefinin Dünya Jandarması ABD, Sosyalist Kamp yıkıldıktan sonra “Yeni Dünya Düzeni”, “Globalizm” (Türkçesiyle “Küreselleşme”) diyerek maskelediği; “İnsan Hakları”, “Project Democracy” (Demokrasi Projesi), Özgürleştirme edebiyatıyla süslediği, soygun-talan, işgal düzenini yeniden (daha acımasız bir tarzda) biçimlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bunu gerçekleştirebilmek için de “dünyayı 1000 devletli” hale getirmek, hatta mümkünse “şehir devletleri”ne kadar, yani atomlarına kadar, ülkeleri parçalamak istemektedirler.

Bu, bir uydurma-kurgu, komplo teorisi ya da hayali senaryo değildir. Sosyalist Kamp'ı çökerten ilk hamleyi bir kenara bırakalım… Daha yakın zamanda gerçekleşen ve halen devam eden en somut iki örnek bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde durmaktadır.

Birincisi: Sosyalist Yugoslavya'nın başına getirilen felakettir. 6 Federal Sosyalist Cumhuriyetten ve demokratik bir örgütlenmeyle kardeşçe bir arada yaşayan Halkların oluşan, savaş uçağını bile kendi üretebilen bir ülkeden, tamamen kendilerine bağımlı 7 tane devletçik türetti, AB-D Emperyalistleri. Ekonomik bakımdan öyle bir hale geldi ki bu devletçikler, emperyalistlerin sadakası olmasa neredeyse açlıktan kırılacaklar. Siyasi bakımdan ise, en somut biçimde Kosova örneğinde görüldüğü gibi, insanlar Kosova Bayrağından daha çok ABD Bayrakları taşıdı, sözde bağımsızlıklarını kazandıkları gün. Yani düne kadar Antiemperyalist Cephede yer almış Halklar, Halkların baş celladı ABD'yi kurtarıcı olarak yere göğe sığdıramaz oldular.

İkincisi ise: ABD'nin kısaca “BOP” denilen “Büyük Ortadoğu Projesi”dir.

Bu projenin anası diyebileceğimiz eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, amaçlarını ya da BOP'la varmak istedikleri hedefi, 07.08.2003 tarihli Washington Post Gazetesi'nde “Transforming The Middle East–Ortadoğu'yu Dönüştürmek.” adlı yazısında açıkça dile getirmiştir. Bu projeye göre ABD'nin hedefi, Türkiye'nin de içinde yer aldığı, Fas'tan Basra Körfezi'ne, Afganistan'a kadar uzanan Ortadoğu coğrafyasındaki 25 devletin rejimini, sınırlarını ve haritalarını değiştirmektir.

Bu istek soyut bir talep olmaktan çıkmış, Afganistan ve Irak'ın işgalleriyle ete kemiğe bürünmüştür.

Ve şu anda İspanya'yla birlikte Türkiye, bu Projenin Eşbaşkanlığını yapmaktadır. Yani Tayyip'in unvanları arasında bir de BOP Eşbaşkanlığı vardır.

Bu projenin, dolayısıyla da Eşbaşkanların (yani Tayyip'in de) amacı, Türkiye özelinde ele alınınca, Türkiye'yi en az üç parçaya bölmektir. Kısa ve öz söyleyişle Sevr'i hortlatmak, Yeni Sevr'i hayata geçirmektir. Bu da bir yakıştırmaca, akıl yürütmeyle varılmış bir sonuç değildir. Bu amaç, Amerikan Ordu Dergisinde yayımlanan ve Ortadoğu'ya vermek istedikleri yeni biçimin sınırlarını gösteren haritayla açıkça ortaya konmuştur. Ve bu harita, NATO askeri kolejlerinde, seminerlerinde ders olarak işlenmektedir.

Emperyalistlerin Türkiye'yi bölmek, Yeni Sevr'i hayata geçirebilmek için uyguladıkları politikalarının en önde gelenlerinden biri, yeniden yaratılmak istenen “Ermeni Sorunu”dur. Bunun en önemli aracı da Türkiye'ye kabul ettirilmek istenen “Ermeni Soykırımı” tezidir. Emperyalistlerin Ermeni, Kürt ve Türk Halklarını yeni bir kan deryasına sürükleyecek bu oyununda, Ermeni Diasporası ve Yeni Burjuva Ermenistan Devleti gönüllü aktör olarak yerini almıştır. AB Emperyalistleri de arka arkaya parlamentolarından “Ermeni Soykırımı” kararları çıkarmaktadır. ABD ise bir yandan eyaletler düzeyinde işi götürürken (onlar aracılığıyla -şu ana kadar 36 eyaletin kabul ettiği- “Ermeni Soykırımı” kararları çıkarırken) diğer yandan bu tezi ikide bir tasarı olarak Temsilciler Meclisi'nin gündemine getirerek Türkiye'nin başında Demoklesin Kılıcı olarak sallamaktadır.

Yani AB-D Emperyalistlerinin amaçları açıktır. Bu amaca hizmet etmezlerse bir gün bile iktidarda kalamayacaklarını bilen bizim satılmış Finans-Kapital+Tefeci-Bezirgân Sermayemizin ve onların temsilcisi olan siyasilerimizin ve onların emrindeki satılmış medyamızın da amacı bellidir. Ve anlaşılabilir.

Bu satılmışlar güruhuna karşı İkinci Kurtuluş Savaşı vermek bu yüzden en acil güncel sorundur. Bu satılmışlar cephesine karşı Yurtsever, Halksever, Antişövenist, Antifeodal, Antiemperyalist bir Cephe örmek kendisine her sosyalistim diyenin baş görevidir. Gelgelelim küçükburjuva sol ortamımızda bu böyle olmuyor.

Emperyalistler amaçlarına ulaşmak için “Project Democracy” adını verdikleri faaliyetler yürütmektedirler. Bu “Project Democracy” maymuncuğuyla açamadıkları kapı kalmamıştır. Birçok sol-solak geçinen kişi, kurum, hareket de buradan aldıkları ödeneklerle, Emperyalistlerin yolunu aydınlatacak “projeler” üretmekte bir sakınca görmüyorlar. Bunu devrimcilik, solculuk sanabiliyorlar. Gönüllü olarak Soros'un Zerzevat Devrimlerinin müstakbel piyonları olduklarının farkında değiller. Bunlara biz “gafiller” diyoruz. Kimileri ise domuzuna bilerek ve isteyerek, ya da üç kuruş çıkar uğruna bu iğrenç emperyalist oyununda rol alıyorlar. Bunlar da “satılmışlar” kategorisindedirler.

Solculuk, Sosyalistlik, hatta Marksist-Leninistlik, o da kesmezse Maoculuk adına bu oyunda yer alanlara, ancak“Sahte Solcu” denebilir.

Devrimcilik, Marksist-Leninistlik ciddi iştir. Halklarının çıkarını sonuna kadar tavizsiz savunmak, bu uğurda kelleyi koltuğa almak demektir. Solculuk adına AB-D Emperyalistlerinin Yeni Sevr'i hayata geçirmek için yürüttükleri “Ermeni Soykırımı” tezi için canla başla çalışmak, yayınlar çıkarmak, propaganda, ajitasyon, örgütlenme yapmak, emperyalistlerin değirmenine su taşımaktır. Bunun ise devrimcilikle, hele hele de devrimci ciddiyetle, hiçbir ilgisi yoktur. Bunu devrimcilik sanmak, tek ve en basit anlatımıyla “Soytarılık”tır.

“Ermeni Sorunu”nu koçbaşı olarak kullanarak Türkiye'yi emperyalist çıkarları doğrultusunda en az üçe bölmeyi ve bölgede kendilerine tam bağımlı yeni bir İsrail görevi yapacak olan “Büyük Ermenistan”ı yaratmak isteyen emperyalistlere karşı en uyanık olmamız gereken günlerde yaşıyoruz. Bu uğurda en aktif biçimde mücadele etmeli, bu emperyalist oyununu bozmalıyız. Bu oyunu bozmak, Ermeni, Kürt ve Türk Halkları için hayat memat meselesidir. O yüzden hem Halklarımızı hem de devrimcileri uyarmak, kaçınılamaz bir görevdi. Bu kitap, bu görevi yerine getirmek için, bu konuda Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut'un değişik zamanlarda verdiği Konferanslarda yaptığı konuşmalarından ve Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi'nde yayımlanan yazılarından derlenerek oluşturulmuştur. - Derleniş Yayınları

ÖNSÖZ

Bilindiği gibi AB-D Emperyalistleri, özellikle de Emperyalizm Kenefinin Dünya Jandarması ABD, Sosyalist Kamp yıkıldıktan sonra “Yeni Dünya Düzeni”, “Globalizm” (Türkçesiyle “Küreselleşme”) diyerek maskelediği; “İnsan Hakları”, “Project Democracy” (Demokrasi Projesi), Özgürleştirme edebiyatıyla süslediği, soygun-talan, işgal düzenini yeniden (daha acımasız bir tarzda) biçimlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bunu gerçekleştirebilmek için de “dünyayı 1000 devletli” hale getirmek, hatta mümkünse “şehir devletleri”ne kadar, yani atomlarına kadar, ülkeleri parçalamak istemektedirler.

Bu, bir uydurma-kurgu, komplo teorisi ya da hayali senaryo değildir. Sosyalist Kamp'ı çökerten ilk hamleyi bir kenara bırakalım… Daha yakın zamanda gerçekleşen ve halen devam eden en somut iki örnek bütün canlılığıyla gözlerimizin önünde durmaktadır.

Birincisi: Sosyalist Yugoslavya'nın başına getirilen felakettir. 6 Federal Sosyalist Cumhuriyetten ve demokratik bir örgütlenmeyle kardeşçe bir arada yaşayan Halkların oluşan, savaş uçağını bile kendi üretebilen bir ülkeden, tamamen kendilerine bağımlı 7 tane devletçik türetti, AB-D Emperyalistleri. Ekonomik bakımdan öyle bir hale geldi ki bu devletçikler, emperyalistlerin sadakası olmasa neredeyse açlıktan kırılacaklar. Siyasi bakımdan ise, en somut biçimde Kosova örneğinde görüldüğü gibi, insanlar Kosova Bayrağından daha çok ABD Bayrakları taşıdı, sözde bağımsızlıklarını kazandıkları gün. Yani düne kadar Antiemperyalist Cephede yer almış Halklar, Halkların baş celladı ABD'yi kurtarıcı olarak yere göğe sığdıramaz oldular.

İkincisi ise: ABD'nin kısaca “BOP” denilen “Büyük Ortadoğu Projesi”dir.

Bu projenin anası diyebileceğimiz eski ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, amaçlarını ya da BOP'la varmak istedikleri hedefi, 07.08.2003 tarihli Washington Post Gazetesi'nde “Transforming The Middle East–Ortadoğu'yu Dönüştürmek.” adlı yazısında açıkça dile getirmiştir. Bu projeye göre ABD'nin hedefi, Türkiye'nin de içinde yer aldığı, Fas'tan Basra Körfezi'ne, Afganistan'a kadar uzanan Ortadoğu coğrafyasındaki 25 devletin rejimini, sınırlarını ve haritalarını değiştirmektir.

Bu istek soyut bir talep olmaktan çıkmış, Afganistan ve Irak'ın işgalleriyle ete kemiğe bürünmüştür.

Ve şu anda İspanya'yla birlikte Türkiye, bu Projenin Eşbaşkanlığını yapmaktadır. Yani Tayyip'in unvanları arasında bir de BOP Eşbaşkanlığı vardır.

Bu projenin, dolayısıyla da Eşbaşkanların (yani Tayyip'in de) amacı, Türkiye özelinde ele alınınca, Türkiye'yi en az üç parçaya bölmektir. Kısa ve öz söyleyişle Sevr'i hortlatmak, Yeni Sevr'i hayata geçirmektir. Bu da bir yakıştırmaca, akıl yürütmeyle varılmış bir sonuç değildir. Bu amaç, Amerikan Ordu Dergisinde yayımlanan ve Ortadoğu'ya vermek istedikleri yeni biçimin sınırlarını gösteren haritayla açıkça ortaya konmuştur. Ve bu harita, NATO askeri kolejlerinde, seminerlerinde ders olarak işlenmektedir.

Emperyalistlerin Türkiye'yi bölmek, Yeni Sevr'i hayata geçirebilmek için uyguladıkları politikalarının en önde gelenlerinden biri, yeniden yaratılmak istenen “Ermeni Sorunu”dur. Bunun en önemli aracı da Türkiye'ye kabul ettirilmek istenen “Ermeni Soykırımı” tezidir. Emperyalistlerin Ermeni, Kürt ve Türk Halklarını yeni bir kan deryasına sürükleyecek bu oyununda, Ermeni Diasporası ve Yeni Burjuva Ermenistan Devleti gönüllü aktör olarak yerini almıştır. AB Emperyalistleri de arka arkaya parlamentolarından “Ermeni Soykırımı” kararları çıkarmaktadır. ABD ise bir yandan eyaletler düzeyinde işi götürürken (onlar aracılığıyla -şu ana kadar 36 eyaletin kabul ettiği- “Ermeni Soykırımı” kararları çıkarırken) diğer yandan bu tezi ikide bir tasarı olarak Temsilciler Meclisi'nin gündemine getirerek Türkiye'nin başında Demoklesin Kılıcı olarak sallamaktadır.

Yani AB-D Emperyalistlerinin amaçları açıktır. Bu amaca hizmet etmezlerse bir gün bile iktidarda kalamayacaklarını bilen bizim satılmış Finans-Kapital+Tefeci-Bezirgân Sermayemizin ve onların temsilcisi olan siyasilerimizin ve onların emrindeki satılmış medyamızın da amacı bellidir. Ve anlaşılabilir.

Bu satılmışlar güruhuna karşı İkinci Kurtuluş Savaşı vermek bu yüzden en acil güncel sorundur. Bu satılmışlar cephesine karşı Yurtsever, Halksever, Antişövenist, Antifeodal, Antiemperyalist bir Cephe örmek kendisine her sosyalistim diyenin baş görevidir. Gelgelelim küçükburjuva sol ortamımızda bu böyle olmuyor.

Emperyalistler amaçlarına ulaşmak için “Project Democracy” adını verdikleri faaliyetler yürütmektedirler. Bu “Project Democracy” maymuncuğuyla açamadıkları kapı kalmamıştır. Birçok sol-solak geçinen kişi, kurum, hareket de buradan aldıkları ödeneklerle, Emperyalistlerin yolunu aydınlatacak “projeler” üretmekte bir sakınca görmüyorlar. Bunu devrimcilik, solculuk sanabiliyorlar. Gönüllü olarak Soros'un Zerzevat Devrimlerinin müstakbel piyonları olduklarının farkında değiller. Bunlara biz “gafiller” diyoruz. Kimileri ise domuzuna bilerek ve isteyerek, ya da üç kuruş çıkar uğruna bu iğrenç emperyalist oyununda rol alıyorlar. Bunlar da “satılmışlar” kategorisindedirler.

Solculuk, Sosyalistlik, hatta Marksist-Leninistlik, o da kesmezse Maoculuk adına bu oyunda yer alanlara, ancak“Sahte Solcu” denebilir.

Devrimcilik, Marksist-Leninistlik ciddi iştir. Halklarının çıkarını sonuna kadar tavizsiz savunmak, bu uğurda kelleyi koltuğa almak demektir. Solculuk adına AB-D Emperyalistlerinin Yeni Sevr'i hayata geçirmek için yürüttükleri “Ermeni Soykırımı” tezi için canla başla çalışmak, yayınlar çıkarmak, propaganda, ajitasyon, örgütlenme yapmak, emperyalistlerin değirmenine su taşımaktır. Bunun ise devrimcilikle, hele hele de devrimci ciddiyetle, hiçbir ilgisi yoktur. Bunu devrimcilik sanmak, tek ve en basit anlatımıyla “Soytarılık”tır.

“Ermeni Sorunu”nu koçbaşı olarak kullanarak Türkiye'yi emperyalist çıkarları doğrultusunda en az üçe bölmeyi ve bölgede kendilerine tam bağımlı yeni bir İsrail görevi yapacak olan “Büyük Ermenistan”ı yaratmak isteyen emperyalistlere karşı en uyanık olmamız gereken günlerde yaşıyoruz. Bu uğurda en aktif biçimde mücadele etmeli, bu emperyalist oyununu bozmalıyız. Bu oyunu bozmak, Ermeni, Kürt ve Türk Halkları için hayat memat meselesidir. O yüzden hem Halklarımızı hem de devrimcileri uyarmak, kaçınılamaz bir görevdi. Bu kitap, bu görevi yerine getirmek için, bu konuda Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Ankut'un değişik zamanlarda verdiği Konferanslarda yaptığı konuşmalarından ve Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi'nde yayımlanan yazılarından derlenerek oluşturulmuştur. - Derleniş Yayınları

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat