#smrgSAHAF Sinan Bir Düşsel Yaşamöyküsü -

Hazırlayan:
Fotoğraflar: Ara Güler
Stok Kodu:
1199120789
Boyut:
17x22
Sayfa Sayısı:
232 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199120789
506490
Sinan Bir Düşsel Yaşamöyküsü -
Sinan Bir Düşsel Yaşamöyküsü - #smrgSAHAF
0.00
Abidin Dino, tüm yaşamı boyunca; Anadolu topraklarında boy atmış ozanlara, mimarlara, âşıklara derin bir ilgi duymuştu. Ama Anadolu'nun iki dehâsı vardı ki, onlara tutkusu bambaşkaydı. Biri Yunus Emre, biri de Mimar Sinan. Sinan'ın sanatı üzerine dönem dönem dergilerde yazılar yazmıştı Abidin Dino. Ama belki de kimsenin aklına gelmeyecek birşey daha yapmış, oturum kendi imgeleminden süzfüğü bir yaşamöyküsü kaleme almıştı usta için.

Sinan, gerçek yaşamöyküsü değil, bir ustanın ustaya biçtiği düşsel bir yaşamöyküsü. Mimar Sinan'ın doğduğu, çocukluğunu yaşadığı topraklarda yaklaşık 450 yıl kadar sonra sürgün giden Abidin Dino, Sinan üstüne düşlüyor, düşünüyor; "Sinan'ın Ağırnas'ta doğup devşirilmesi, İstanbul'a gelmesi, bir serüvenden ve bir savaştan sonra, Süleymaniye'yi, Selimiye'yi gökyüzüne nakşetmesi, bir su damlasının gökyüzünden kopup belirli bir noktaya düşmesi kadar kaçınılmaz mıydı? Belki Sinan raslantıya inanmıyordu ama, raslantı Sinan'a muhakkak inanmıştı..."

Sinan'ı bir başka ustanın, Ara Güler'in fotoğrafları eşliğinde sunuyoruz.

Abidin Dino, tüm yaşamı boyunca; Anadolu topraklarında boy atmış ozanlara, mimarlara, âşıklara derin bir ilgi duymuştu. Ama Anadolu'nun iki dehâsı vardı ki, onlara tutkusu bambaşkaydı. Biri Yunus Emre, biri de Mimar Sinan. Sinan'ın sanatı üzerine dönem dönem dergilerde yazılar yazmıştı Abidin Dino. Ama belki de kimsenin aklına gelmeyecek birşey daha yapmış, oturum kendi imgeleminden süzfüğü bir yaşamöyküsü kaleme almıştı usta için.

Sinan, gerçek yaşamöyküsü değil, bir ustanın ustaya biçtiği düşsel bir yaşamöyküsü. Mimar Sinan'ın doğduğu, çocukluğunu yaşadığı topraklarda yaklaşık 450 yıl kadar sonra sürgün giden Abidin Dino, Sinan üstüne düşlüyor, düşünüyor; "Sinan'ın Ağırnas'ta doğup devşirilmesi, İstanbul'a gelmesi, bir serüvenden ve bir savaştan sonra, Süleymaniye'yi, Selimiye'yi gökyüzüne nakşetmesi, bir su damlasının gökyüzünden kopup belirli bir noktaya düşmesi kadar kaçınılmaz mıydı? Belki Sinan raslantıya inanmıyordu ama, raslantı Sinan'a muhakkak inanmıştı..."

Sinan'ı bir başka ustanın, Ara Güler'in fotoğrafları eşliğinde sunuyoruz.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat