#smrgKİTABEVİ Tasarrufun İptali Davası - İcra ve İflas Hukukunda - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Dizi Adı:
ISBN-10:
9786255569523
Kargoya Teslim Süresi:
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199240592
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
706
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
1.080,00
Havale/EFT ile: 1.047,60
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199240592
627789
Tasarrufun İptali Davası - İcra ve İflas Hukukunda -        2025
Tasarrufun İptali Davası - İcra ve İflas Hukukunda - 2025 #smrgKİTABEVİ
1080.00
İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddeleriyle ilgili anayasal denetim süreçlerine ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına da yer verilmiştir. Bu çerçevede şu sorunlu alanların da incelenmesi söz konusu olmuştur. Dava Şartları ve Aciz Vesikası: Aciz vesikasının, tasarrufun iptali davası için bir özel dava şartı olup olmadığı ve bu belgenin ne zaman sunulması gerektiği, doktrinde ve uygulamada yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Bu konuda farklı yaklaşımlar ortaya konmuş, Yargıtay kararlarında ise çeşitli uygulamalar benimsenmiştir.

Muvazaa ve Hileli İşlemler: Borçlunun, alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yaptığı muvazaalı veya hileli işlemler, tasarrufun iptali davalarında en sık karşılaşılan sorunlardır. Bu tür işlemlerin tespiti ve iptali için ispat yükünün nasıl yerine getirileceği, davanın başarısı üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Yargılama Sürecinde Bekletici Meseleler ve İhtiyatî Haciz: Tasarrufun iptali davalarında, yargılama sürecinin uzamasına neden olan bekletici meseleler, ihtiyatî tedbir talepleri ve icra prosedürleri gibi konular, hem alacaklıların hem de borçluların hak kayıplarına yol açabilmektedir.

İptal Sebeplerinin Yorumu ve Uygulama Sorunları: İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal sebeplerinin uygulamadaki yorumu ve sınırları, alacaklıların bu davadan yararlanabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle üçüncü kişilerin iyi niyeti, iptal davalarında sıklıkla karşılaşılan tartışmalı konulardan biridir.
Tasarrufun İptalinin Sonuçları ve Alacaklı Haklarının Korunması: Tasarrufun iptali sonucunda elde edilen malların veya paraların paylaştırılması, alacaklılar arasında öncelik sırasının belirlenmesi ve ihtiyatî haciz kararlarının etkisi gibi konular, uygulamada net bir çerçeveye oturtulamamış sorun alanlarıdır.
Tasarrufun İptali Sebeplerinin Hukuki Niteliği ve Uygulama Sorunları: İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal sebepleri, alacaklıların haklarını koruma amacı taşımakla birlikte, bu sebeplerin geniş yorumlanması uygulamada bazı sorunlara yol açmıştır. Anayasa Mahkemesi, özellikle borçlu ve üçüncü kişilerin mülkiyet hakkını ilgilendiren bazı düzenlemelerin anayasal ilkelere aykırı olduğuna karar vererek, bu alanlarda değişiklik yapılmasını zorunlu kılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin İptal Kararları: Anayasa Mahkemesi'nin İİK m. 278 ve devamı maddelerinde yer alan bazı hükümleri iptal etmesi, tasarrufun iptali davalarının hukuki çerçevesini değiştirmiştir. Örneğin, dürüstlük kuralına aykırı düzenlemeler ve üçüncü kişilerin iyi niyetine yönelik sınırlandırmalar, mülkiyet hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu kararların dava sürecine etkisi ve iptal edilen hükümlerle ilgili doktrindeki görüşler, çalışmada ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.

Üçüncü Kişilerin Haklarının Korunması: İptal edilen hükümlerden biri olan, üçüncü kişilerin iyiniyetli tasarruflarının iptal edilmesine olanak tanıyan düzenlemeler, özellikle borçlu ile ticari ilişki içinde olan kişiler için büyük bir belirsizlik yaratmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda verdiği iptal kararlarının, tasarrufun iptali davalarına etkisi detaylı şekilde incelenmiştir. Dava Şartları ve Aciz Vesikasının Rolü: İptal kararları sonrasında, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için gereken dava şartlarının yorumu ve uygulanmasında yeni bir hukuki denge kurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Özellikle aciz vesikasının dava açılabilirlik şartı olarak varlığı ve bu şartın hukuka uygun bir şekilde düzenlenmesi, Anayasa Mahkemesi kararları ışığında yeniden değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada, tasarrufun iptali davasının her aşaması, yukarıda sıralanan sorunlu alanlar üzerinden ele alınmış ve çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Yargıtay kararları ve doktrindeki farklı görüşler ışığında yapılan bu incelemenin, uygulayıcılar ve araştırmacılar için değerli bir kaynak oluşturmasını temenni ederim.
İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddeleriyle ilgili anayasal denetim süreçlerine ve Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarına da yer verilmiştir. Bu çerçevede şu sorunlu alanların da incelenmesi söz konusu olmuştur. Dava Şartları ve Aciz Vesikası: Aciz vesikasının, tasarrufun iptali davası için bir özel dava şartı olup olmadığı ve bu belgenin ne zaman sunulması gerektiği, doktrinde ve uygulamada yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Bu konuda farklı yaklaşımlar ortaya konmuş, Yargıtay kararlarında ise çeşitli uygulamalar benimsenmiştir.

Muvazaa ve Hileli İşlemler: Borçlunun, alacaklılardan mal kaçırma amacıyla yaptığı muvazaalı veya hileli işlemler, tasarrufun iptali davalarında en sık karşılaşılan sorunlardır. Bu tür işlemlerin tespiti ve iptali için ispat yükünün nasıl yerine getirileceği, davanın başarısı üzerinde doğrudan etkili olmaktadır. Yargılama Sürecinde Bekletici Meseleler ve İhtiyatî Haciz: Tasarrufun iptali davalarında, yargılama sürecinin uzamasına neden olan bekletici meseleler, ihtiyatî tedbir talepleri ve icra prosedürleri gibi konular, hem alacaklıların hem de borçluların hak kayıplarına yol açabilmektedir.

İptal Sebeplerinin Yorumu ve Uygulama Sorunları: İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal sebeplerinin uygulamadaki yorumu ve sınırları, alacaklıların bu davadan yararlanabilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Özellikle üçüncü kişilerin iyi niyeti, iptal davalarında sıklıkla karşılaşılan tartışmalı konulardan biridir.
Tasarrufun İptalinin Sonuçları ve Alacaklı Haklarının Korunması: Tasarrufun iptali sonucunda elde edilen malların veya paraların paylaştırılması, alacaklılar arasında öncelik sırasının belirlenmesi ve ihtiyatî haciz kararlarının etkisi gibi konular, uygulamada net bir çerçeveye oturtulamamış sorun alanlarıdır.
Tasarrufun İptali Sebeplerinin Hukuki Niteliği ve Uygulama Sorunları: İcra ve İflâs Kanunu'nun 278., 279. ve 280. maddelerinde düzenlenen iptal sebepleri, alacaklıların haklarını koruma amacı taşımakla birlikte, bu sebeplerin geniş yorumlanması uygulamada bazı sorunlara yol açmıştır. Anayasa Mahkemesi, özellikle borçlu ve üçüncü kişilerin mülkiyet hakkını ilgilendiren bazı düzenlemelerin anayasal ilkelere aykırı olduğuna karar vererek, bu alanlarda değişiklik yapılmasını zorunlu kılmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin İptal Kararları: Anayasa Mahkemesi'nin İİK m. 278 ve devamı maddelerinde yer alan bazı hükümleri iptal etmesi, tasarrufun iptali davalarının hukuki çerçevesini değiştirmiştir. Örneğin, dürüstlük kuralına aykırı düzenlemeler ve üçüncü kişilerin iyi niyetine yönelik sınırlandırmalar, mülkiyet hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Bu kararların dava sürecine etkisi ve iptal edilen hükümlerle ilgili doktrindeki görüşler, çalışmada ayrıntılı şekilde ele alınmıştır.

Üçüncü Kişilerin Haklarının Korunması: İptal edilen hükümlerden biri olan, üçüncü kişilerin iyiniyetli tasarruflarının iptal edilmesine olanak tanıyan düzenlemeler, özellikle borçlu ile ticari ilişki içinde olan kişiler için büyük bir belirsizlik yaratmıştır. Anayasa Mahkemesi'nin bu konuda verdiği iptal kararlarının, tasarrufun iptali davalarına etkisi detaylı şekilde incelenmiştir. Dava Şartları ve Aciz Vesikasının Rolü: İptal kararları sonrasında, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için gereken dava şartlarının yorumu ve uygulanmasında yeni bir hukuki denge kurulması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Özellikle aciz vesikasının dava açılabilirlik şartı olarak varlığı ve bu şartın hukuka uygun bir şekilde düzenlenmesi, Anayasa Mahkemesi kararları ışığında yeniden değerlendirilmektedir.
Bu çalışmada, tasarrufun iptali davasının her aşaması, yukarıda sıralanan sorunlu alanlar üzerinden ele alınmış ve çözüm önerileri sunulmaya çalışılmıştır. Yargıtay kararları ve doktrindeki farklı görüşler ışığında yapılan bu incelemenin, uygulayıcılar ve araştırmacılar için değerli bir kaynak oluşturmasını temenni ederim.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat