#smrgSAHAF Türkiye'de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor? -

Stok Kodu:
1199012529
Boyut:
16x24
Sayfa Sayısı:
321 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2016
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199012529
398690
Türkiye'de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor? -
Türkiye'de Değişim Yapmak Neden Bu Kadar Zor? - #smrgSAHAF
0.00
Bu kitap, 2003 - 2007 yılları arasında yaşanan ve kamu yönetiminde yeniden yapılanma projesi ekseninde dönen olayları, değişim sürecini, siyasî çıkarlar ve güç mücadelesi yapılırken ülkemizin geleceğinin nasıl göz ardı edildiğini hikâye ediyor. Bir bütün olarak başlatılan değişim programının bir parçası olan Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Projesi'nin öyküsünü ve projenin yürütülmesi sırasında karşılaşılan olayların perde arkasını anlatıyor. Kişi ve kurumların kendi aralarındaki güç dengeleri ve dengesizlikler ile çıkar çatışmalarının ülkenin huzur ve refahının, uluslararası rekabet gücünün nasıl önüne geçtiğini gösteriyor.

Değişim sürecindeki 6 Sorun
1- Zihniyet meselesi,
2- Hukuk bilgisi ve uzmanlık gerektiren bir konunun ideolojik ve siyasi zeminde tartışılması,
3- Konuyla ilgilenenlerin büyük bir kısmının bütüncü bakış açısına ve ideal bir modele sahip olmadan eleştirmesi,
4- Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların ve bilim adamlarının tavrı,
5- Siyasi iktidarın bir çok aktörünün ortak bir vizyon ve misyon etrafında azmin ve sebatla durmayışı,
6- Yeniden yapılanma konusunda belirleyici aktörün, siyaset kurumundan çok bürokrasiymiş gibi sunulması

Değişimin sürecine ilişkin ilginç tespitler
1- Bir çok sendika ve sivil toplum örgütü konu hakkında tecrübesi ve uzmanlığı olmamasına rağmen sadece siyasi nedenlerle Kamu Yönetimi Temel reformuna karşı çıktı.

2- Başbakanlıktaki toplantılara davet edilmeyenler, sadece ve sadece davet edilmedikleri için itirazlarını daha yüksek sesle gündeme getirdiler ve kendilerinin yer almadığı bir projeyi yok saymaya giriştiler.

3- Çalışmalara katılan kişi kurumların çoğu, toplantılara hazırlıksız geldi.

4- Çalışmalarda sırasında, çoğunluk, sistemi bir bütün olarak tasavvur etmek yerine kendisi için önemli gördüğü tikel sorunlar üzerinden ağır eleştiriler getirdi. Tam bu noktada ilginç bir örnek veriyor Dinçer... Gelir İdaresi Kanun tasarısı güzel bir tasarı olmuş ancak tasarının içine o kurum personeline özel ek gösterge, maaş ve mali imkanlar konulmuştu. Bu düzenlemelerin yerinin bu kanun tasarısı olamayacağından dolayı tasarıdan çıkarıldığında, proje taslağını sunan Maliye yöneticisinin "Ama sayın Müsteşarım, reformun bütün özünü yok ettiniz" şeklinde tepki göstermiş.

5- Konunun uzmanı olanlar projeye sahip çıkarken, ideolojik olarak bakanlar projeyi eleştirdi. Dinçer buna örnek olarak Prof. Dr. Ruşen Keleş'in projeye sahip çıktığını ancak CHP milletvekili olan eşi Prof. Dr. Birgen Keleş'in mutat sloganlarla projeye karşı çıktığını göstermiştir.

Kitapta en ilginç tespitlerden bir diğer ise şu şekilde... Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına dair projenin önemini ve kapsamını içselleştiren kamu görevlileri dahi, bütün iyi niyetlerine rağmen, son tahlilde, kendi imtiyazlarını artıracak hükümleri araya sıkıştırmaktan geri durdurmamış...

Bu kitap, 2003 - 2007 yılları arasında yaşanan ve kamu yönetiminde yeniden yapılanma projesi ekseninde dönen olayları, değişim sürecini, siyasî çıkarlar ve güç mücadelesi yapılırken ülkemizin geleceğinin nasıl göz ardı edildiğini hikâye ediyor. Bir bütün olarak başlatılan değişim programının bir parçası olan Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma Projesi'nin öyküsünü ve projenin yürütülmesi sırasında karşılaşılan olayların perde arkasını anlatıyor. Kişi ve kurumların kendi aralarındaki güç dengeleri ve dengesizlikler ile çıkar çatışmalarının ülkenin huzur ve refahının, uluslararası rekabet gücünün nasıl önüne geçtiğini gösteriyor.

Değişim sürecindeki 6 Sorun
1- Zihniyet meselesi,
2- Hukuk bilgisi ve uzmanlık gerektiren bir konunun ideolojik ve siyasi zeminde tartışılması,
3- Konuyla ilgilenenlerin büyük bir kısmının bütüncü bakış açısına ve ideal bir modele sahip olmadan eleştirmesi,
4- Sivil toplum örgütlerinin, sendikaların ve bilim adamlarının tavrı,
5- Siyasi iktidarın bir çok aktörünün ortak bir vizyon ve misyon etrafında azmin ve sebatla durmayışı,
6- Yeniden yapılanma konusunda belirleyici aktörün, siyaset kurumundan çok bürokrasiymiş gibi sunulması

Değişimin sürecine ilişkin ilginç tespitler
1- Bir çok sendika ve sivil toplum örgütü konu hakkında tecrübesi ve uzmanlığı olmamasına rağmen sadece siyasi nedenlerle Kamu Yönetimi Temel reformuna karşı çıktı.

2- Başbakanlıktaki toplantılara davet edilmeyenler, sadece ve sadece davet edilmedikleri için itirazlarını daha yüksek sesle gündeme getirdiler ve kendilerinin yer almadığı bir projeyi yok saymaya giriştiler.

3- Çalışmalara katılan kişi kurumların çoğu, toplantılara hazırlıksız geldi.

4- Çalışmalarda sırasında, çoğunluk, sistemi bir bütün olarak tasavvur etmek yerine kendisi için önemli gördüğü tikel sorunlar üzerinden ağır eleştiriler getirdi. Tam bu noktada ilginç bir örnek veriyor Dinçer... Gelir İdaresi Kanun tasarısı güzel bir tasarı olmuş ancak tasarının içine o kurum personeline özel ek gösterge, maaş ve mali imkanlar konulmuştu. Bu düzenlemelerin yerinin bu kanun tasarısı olamayacağından dolayı tasarıdan çıkarıldığında, proje taslağını sunan Maliye yöneticisinin "Ama sayın Müsteşarım, reformun bütün özünü yok ettiniz" şeklinde tepki göstermiş.

5- Konunun uzmanı olanlar projeye sahip çıkarken, ideolojik olarak bakanlar projeyi eleştirdi. Dinçer buna örnek olarak Prof. Dr. Ruşen Keleş'in projeye sahip çıktığını ancak CHP milletvekili olan eşi Prof. Dr. Birgen Keleş'in mutat sloganlarla projeye karşı çıktığını göstermiştir.

Kitapta en ilginç tespitlerden bir diğer ise şu şekilde... Kamu yönetiminin yeniden yapılandırılmasına dair projenin önemini ve kapsamını içselleştiren kamu görevlileri dahi, bütün iyi niyetlerine rağmen, son tahlilde, kendi imtiyazlarını artıracak hükümleri araya sıkıştırmaktan geri durdurmamış...

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat