#smrgKİTABEVİ Türkiye'de İslamcılar ve Hilafet - 2025

Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Sena Ofset
Dizi Adı:
Araştırma İnceleme
ISBN-10:
9750538179
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Stok Kodu:
1199239463
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
294
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
indirimli
224,00
Havale/EFT ile: 217,28
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199239463
626645
Türkiye'de İslamcılar ve Hilafet -        2025
Türkiye'de İslamcılar ve Hilafet - 2025 #smrgKİTABEVİ
224.00
Hilafetin kaldırılmasının ve Müslümanların birlik halinde olmamasının İslâmcı dergilerde zaman zaman 'imamesi kopmuş tesbih tanesi gibi dağınık' ifadesiyle tarif edildiğine rastlarız. Sık başvurulmasa da, zamanı aşıp gelen güçlü bir ifade olduğunu düşünüyorum; 1970'lerde de günümüzde de -mesela TRT'deki Payitaht Abdülhamid dizisinde- karşımıza çıkıyor. Sünni-Müslümanların yaşadıkları şiddet olaylarına karşı verdikleri tepkilerde bu dağınık oluşun güçsüzlük olarak yorumlanması ve hilafetin onları koruyacak bir güç gibi sunulması yaygın bir anlatıdır.

Fikriye Yücesoy, Türkiye'de İslâmcılığın sihirli bir konusunu ele alıyor; İslâmcıların bu kavrama yükledikleri anlamları, onu araçsallaştırma biçimlerini, hilafet sembolizminin tezahürlerini inceliyor.

Türkiye'de İslâmcılar ve Hilafet, radikal İslâmcılık ile ana akım İslâmcılığı (kuşkusuz etkileşimsiz olmayan) iki spektrum olarak ele alıyor ve her iki spektrumun dergilerinde gezintiye çıkıyor. Hilafet söyleminin, kolektif hafıza kurma işlevine eğiliyor. Hilafet söyleminin AKP döneminde ve Yeni Osmanlıcılık bağlamında aktığı mecra, yine bu dönemde Kürt sorununa yaklaşımda hilafet kavramının kullanımları da, çalışmanın odakları içinde bulunuyor.
Hilafetin kaldırılmasının ve Müslümanların birlik halinde olmamasının İslâmcı dergilerde zaman zaman 'imamesi kopmuş tesbih tanesi gibi dağınık' ifadesiyle tarif edildiğine rastlarız. Sık başvurulmasa da, zamanı aşıp gelen güçlü bir ifade olduğunu düşünüyorum; 1970'lerde de günümüzde de -mesela TRT'deki Payitaht Abdülhamid dizisinde- karşımıza çıkıyor. Sünni-Müslümanların yaşadıkları şiddet olaylarına karşı verdikleri tepkilerde bu dağınık oluşun güçsüzlük olarak yorumlanması ve hilafetin onları koruyacak bir güç gibi sunulması yaygın bir anlatıdır.

Fikriye Yücesoy, Türkiye'de İslâmcılığın sihirli bir konusunu ele alıyor; İslâmcıların bu kavrama yükledikleri anlamları, onu araçsallaştırma biçimlerini, hilafet sembolizminin tezahürlerini inceliyor.

Türkiye'de İslâmcılar ve Hilafet, radikal İslâmcılık ile ana akım İslâmcılığı (kuşkusuz etkileşimsiz olmayan) iki spektrum olarak ele alıyor ve her iki spektrumun dergilerinde gezintiye çıkıyor. Hilafet söyleminin, kolektif hafıza kurma işlevine eğiliyor. Hilafet söyleminin AKP döneminde ve Yeni Osmanlıcılık bağlamında aktığı mecra, yine bu dönemde Kürt sorununa yaklaşımda hilafet kavramının kullanımları da, çalışmanın odakları içinde bulunuyor.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat