#smrgSAHAF Türkiye'de Kent - Köy Çelişkisi -

Stok Kodu:
1199049120
Boyut:
14x20
Sayfa Sayısı:
254 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2003
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
3. Hamur
Dili:
Türkçe
0,00
1199049120
435116
Türkiye'de Kent - Köy Çelişkisi -
Türkiye'de Kent - Köy Çelişkisi - #smrgSAHAF
0.00
Kent ve kır arasındaki bölünme ve karşıtlık, en az iki yüz yıldır, er ya da geç her ülkenin yaşadığı; endüstrileşme ve onun yarattığı hızlı büyümeyle birlikte ortaya çıkan sorunlar ve kırdaki değişim olarak kendini gösteren bir dünya deneyimidir. Bu değişim; ister yavaş ister hızlı olsun; karşı konulamaz, tersine çevrilemez ya da kaçınılamaz bir gelişme olarak, kırdan kente sürekli bir göç akım ve kentsel nüfusun hızlı bir artışıyla birlikte yaşanan bir süreç olmuştur Kendi nüfustaki büyük artışlar aynı zamanda kırsal nüfustaki oransal ya da mutlak bir düşüşle birlikte gitmiştir. Uzun dönemde bütün ülke olarak yarar sağlanacağı varsayımı ve kent-kır eşitliğinin yeniden kurulacağı beklentisiyle doğal tarımsal ve insangücü olarak kırdaki kaynaklar, sanayinin gelişmesi için kentlere aktarılmıştır.

Kaçınılmaz olarak, benzer gelişmeler 1950'lerin başlarından itibaren Türkiye'de de yaşanmaya başlandı. Kırsal alandan kentlere doğru kesintisiz bir göç akınına, büyük kentlerin çevresindeki yasadışı yerleşim halkalarıyla birlikte görülen hızlı bir kentleşme, kırsal alanlardaki yetersiz hizmetler ve sadece kent ve kır arasında değil, hızla büyüyen kentlerin içinde de artan çelişkiler eşlik etti.

Bu nedenle ya kentlerimizi ve köylerimizi toplumsal, kültürel ve ekonomik olarak bütünleştireceğiz ya da kent yaşama için hiçbir ön hazırlığı olmayan köylülerin, kırın ağır itim gücüyle adeta bir mülteci gibi akın ettiği kentlerimizi köyleştireceğiz. (Arka kapaktan)

Kent ve kır arasındaki bölünme ve karşıtlık, en az iki yüz yıldır, er ya da geç her ülkenin yaşadığı; endüstrileşme ve onun yarattığı hızlı büyümeyle birlikte ortaya çıkan sorunlar ve kırdaki değişim olarak kendini gösteren bir dünya deneyimidir. Bu değişim; ister yavaş ister hızlı olsun; karşı konulamaz, tersine çevrilemez ya da kaçınılamaz bir gelişme olarak, kırdan kente sürekli bir göç akım ve kentsel nüfusun hızlı bir artışıyla birlikte yaşanan bir süreç olmuştur Kendi nüfustaki büyük artışlar aynı zamanda kırsal nüfustaki oransal ya da mutlak bir düşüşle birlikte gitmiştir. Uzun dönemde bütün ülke olarak yarar sağlanacağı varsayımı ve kent-kır eşitliğinin yeniden kurulacağı beklentisiyle doğal tarımsal ve insangücü olarak kırdaki kaynaklar, sanayinin gelişmesi için kentlere aktarılmıştır.

Kaçınılmaz olarak, benzer gelişmeler 1950'lerin başlarından itibaren Türkiye'de de yaşanmaya başlandı. Kırsal alandan kentlere doğru kesintisiz bir göç akınına, büyük kentlerin çevresindeki yasadışı yerleşim halkalarıyla birlikte görülen hızlı bir kentleşme, kırsal alanlardaki yetersiz hizmetler ve sadece kent ve kır arasında değil, hızla büyüyen kentlerin içinde de artan çelişkiler eşlik etti.

Bu nedenle ya kentlerimizi ve köylerimizi toplumsal, kültürel ve ekonomik olarak bütünleştireceğiz ya da kent yaşama için hiçbir ön hazırlığı olmayan köylülerin, kırın ağır itim gücüyle adeta bir mülteci gibi akın ettiği kentlerimizi köyleştireceğiz. (Arka kapaktan)

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat