#smrgKİTABEVİ Weber'in Metodolojisi: Kültür ve Toplum Bilimlerin Birleşimi -

Teknik kuramları özgül örneklere dayandıran Ringer, insanî bilimler ve sosyal bilimlerdeki bütün Weber ve toplumsal kuram öğrencileri için temel bir kitap yazmıştır. Baştan sona yeniden yapılandırıldığında, Max Weber'in metodolojik konumu gerçekte, kültürel ve sosyal bilimlerde kendi çağdaş felsefelerimizin en verimli yönlerini öngörmüştür. Weber'in yorumsal anlayış ve nedensel açıklama için getirdiği uzlaşmayı Ringer'ın kavramsallaştırması, bu uzlaşmanın hem Weber'in zamanındaki hem de bizim zamanımızdaki düşünsel yaşam ve kültürle ne kadar ilgili olduğunu göstermektedir.
Weber'in Alman tarih geleneğinin eleştirellikten uzak bir vârisi olmadığı artık açıkça görülüyor olsa gerektir. Bir yandan, doğalcılığın belli biçimlerine itiraz etmiş ve tikel,kültürel açıdan değerli nesneler, kişiler ve olaylar hakkındaki tarihsel bilgiye duyduğumuz ilginin meşruluğunu inatla vurgulamıştı. Öbür yandan içinde organik holizmin, özcü taktiklerin ve zorunluluktan kaçınmanın bir yolu olarak "irrasyonellik"e yapılan başvuruların yer aldığı bireysellik ilkesiyle bağdaştırılan bütün bir muğlak eğretilemeler dizisini ve metodolojik sapmaları keskin bir şekilde sorguladı. Başka bir anlatımla, Weber'in gerçek projesi yalnızca Alman tarih geleneğini sürdürmek değil, bu geleneği canlandırmak ve genişletmekti. Bu geleneği yeni ve daha kapsamlı bir sosyo-kültürel sorular kümesine uygulanabilir kılmayı, modern topluma yönelik daha sistematik bir tarihsel incelemenin temellerini atmayı amaçlıyordu.
Teknik kuramları özgül örneklere dayandıran Ringer, insanî bilimler ve sosyal bilimlerdeki bütün Weber ve toplumsal kuram öğrencileri için temel bir kitap yazmıştır. Baştan sona yeniden yapılandırıldığında, Max Weber'in metodolojik konumu gerçekte, kültürel ve sosyal bilimlerde kendi çağdaş felsefelerimizin en verimli yönlerini öngörmüştür. Weber'in yorumsal anlayış ve nedensel açıklama için getirdiği uzlaşmayı Ringer'ın kavramsallaştırması, bu uzlaşmanın hem Weber'in zamanındaki hem de bizim zamanımızdaki düşünsel yaşam ve kültürle ne kadar ilgili olduğunu göstermektedir.
Weber'in Alman tarih geleneğinin eleştirellikten uzak bir vârisi olmadığı artık açıkça görülüyor olsa gerektir. Bir yandan, doğalcılığın belli biçimlerine itiraz etmiş ve tikel,kültürel açıdan değerli nesneler, kişiler ve olaylar hakkındaki tarihsel bilgiye duyduğumuz ilginin meşruluğunu inatla vurgulamıştı. Öbür yandan içinde organik holizmin, özcü taktiklerin ve zorunluluktan kaçınmanın bir yolu olarak "irrasyonellik"e yapılan başvuruların yer aldığı bireysellik ilkesiyle bağdaştırılan bütün bir muğlak eğretilemeler dizisini ve metodolojik sapmaları keskin bir şekilde sorguladı. Başka bir anlatımla, Weber'in gerçek projesi yalnızca Alman tarih geleneğini sürdürmek değil, bu geleneği canlandırmak ve genişletmekti. Bu geleneği yeni ve daha kapsamlı bir sosyo-kültürel sorular kümesine uygulanabilir kılmayı, modern topluma yönelik daha sistematik bir tarihsel incelemenin temellerini atmayı amaçlıyordu.