#smrgKİTABEVİ Zeki ve Çevik Türkiye'de Sporun Bir Asırlık Muhasebesi - 2025
Editör:
Tanıl Bora
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Ayhan Matbaası
Dizi Adı:
Futbol Kitapları42
ISBN-10:
9750538414
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
13x19
Sayfa Sayısı:
232
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
206,25
Havale/EFT ile:
200,06
Bu üründen 3 adet satın alınmıştır.
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199242732
629933
https://www.simurgkitabevi.com/zeki-ve-cevik-turkiyede-sporun-bir-asirlik-muhasebesi-2025
Zeki ve Çevik Türkiye'de Sporun Bir Asırlık Muhasebesi - 2025 #smrgKİTABEVİ
206.25
“Hakkı Koşar'ın binlerce öğrencisi arasında (…) hocalık yaptığı bir isim de, Uzakdoğu sporlarının beyazperdedeki bir numaralı yüzü, siyah kuşak sahibi karateci Cüneyt Arkın'dı. Hakkı Koşar, Arkın'la çalışırken Yeşilçam'da bazı filmlerin (Tarkan filmindeki Wang Yu'yu hatırlayın) dövüş sahnelerinde bile rol almıştı.”
“Sırım gibi bir fiziğe sahip İsmail Ogan'ı Antalya'da izlediği bir yağlı güreş müsabakasında çok beğenen ama babasını ikna edemeyen Yaşar Doğu, Antalya valisinden yardım istedi. Valinin telefonuyla köye gönderilen iki jandarmayı görünce korkan baba Ogan, oğlunun güreş kampına katılmasına mecburen izin vermişti.”
Zeki ve Çevik'te Şevket Furkan Erbay, siyasal ve toplumsal arka plana da bakarak Türkiye'de sporun tarihini anlatıyor ve bunu sadece “neticeye” değil “Hatice'ye” bakarak, sadece skorlarla değil, nice insan hikâyeleriyle harmanlıyor.
Kitap, her on yıllık dilimini bir spor branşına odaklanmaya vesile ediyor öncesiyle ve sonrasıyla devamlılıkları atlamadan: Cumhuriyet'in ilk on yılının merceğinde atletizm, 1930'larda binicilik, 1940'larda tenis, 1950'lerde güreş, 1960'larda bisiklet ve yüzme, 1970'lerde boks, 1980'lerde Uzakdoğu sporları ve halter, 1990'larda basketbol, 2000'lerde futbol, 2010'larda voleybol var. Ve son olarak, çıkıştaki branşlar: Okçuluk, jimnastik, atıcılık…
“Spor hayattır, hayatı ciddiye alın” şiarının hakkını veren, lezzetli bir sosyal tarih…
“Sırım gibi bir fiziğe sahip İsmail Ogan'ı Antalya'da izlediği bir yağlı güreş müsabakasında çok beğenen ama babasını ikna edemeyen Yaşar Doğu, Antalya valisinden yardım istedi. Valinin telefonuyla köye gönderilen iki jandarmayı görünce korkan baba Ogan, oğlunun güreş kampına katılmasına mecburen izin vermişti.”
Zeki ve Çevik'te Şevket Furkan Erbay, siyasal ve toplumsal arka plana da bakarak Türkiye'de sporun tarihini anlatıyor ve bunu sadece “neticeye” değil “Hatice'ye” bakarak, sadece skorlarla değil, nice insan hikâyeleriyle harmanlıyor.
Kitap, her on yıllık dilimini bir spor branşına odaklanmaya vesile ediyor öncesiyle ve sonrasıyla devamlılıkları atlamadan: Cumhuriyet'in ilk on yılının merceğinde atletizm, 1930'larda binicilik, 1940'larda tenis, 1950'lerde güreş, 1960'larda bisiklet ve yüzme, 1970'lerde boks, 1980'lerde Uzakdoğu sporları ve halter, 1990'larda basketbol, 2000'lerde futbol, 2010'larda voleybol var. Ve son olarak, çıkıştaki branşlar: Okçuluk, jimnastik, atıcılık…
“Spor hayattır, hayatı ciddiye alın” şiarının hakkını veren, lezzetli bir sosyal tarih…
“Hakkı Koşar'ın binlerce öğrencisi arasında (…) hocalık yaptığı bir isim de, Uzakdoğu sporlarının beyazperdedeki bir numaralı yüzü, siyah kuşak sahibi karateci Cüneyt Arkın'dı. Hakkı Koşar, Arkın'la çalışırken Yeşilçam'da bazı filmlerin (Tarkan filmindeki Wang Yu'yu hatırlayın) dövüş sahnelerinde bile rol almıştı.”
“Sırım gibi bir fiziğe sahip İsmail Ogan'ı Antalya'da izlediği bir yağlı güreş müsabakasında çok beğenen ama babasını ikna edemeyen Yaşar Doğu, Antalya valisinden yardım istedi. Valinin telefonuyla köye gönderilen iki jandarmayı görünce korkan baba Ogan, oğlunun güreş kampına katılmasına mecburen izin vermişti.”
Zeki ve Çevik'te Şevket Furkan Erbay, siyasal ve toplumsal arka plana da bakarak Türkiye'de sporun tarihini anlatıyor ve bunu sadece “neticeye” değil “Hatice'ye” bakarak, sadece skorlarla değil, nice insan hikâyeleriyle harmanlıyor.
Kitap, her on yıllık dilimini bir spor branşına odaklanmaya vesile ediyor öncesiyle ve sonrasıyla devamlılıkları atlamadan: Cumhuriyet'in ilk on yılının merceğinde atletizm, 1930'larda binicilik, 1940'larda tenis, 1950'lerde güreş, 1960'larda bisiklet ve yüzme, 1970'lerde boks, 1980'lerde Uzakdoğu sporları ve halter, 1990'larda basketbol, 2000'lerde futbol, 2010'larda voleybol var. Ve son olarak, çıkıştaki branşlar: Okçuluk, jimnastik, atıcılık…
“Spor hayattır, hayatı ciddiye alın” şiarının hakkını veren, lezzetli bir sosyal tarih…
“Sırım gibi bir fiziğe sahip İsmail Ogan'ı Antalya'da izlediği bir yağlı güreş müsabakasında çok beğenen ama babasını ikna edemeyen Yaşar Doğu, Antalya valisinden yardım istedi. Valinin telefonuyla köye gönderilen iki jandarmayı görünce korkan baba Ogan, oğlunun güreş kampına katılmasına mecburen izin vermişti.”
Zeki ve Çevik'te Şevket Furkan Erbay, siyasal ve toplumsal arka plana da bakarak Türkiye'de sporun tarihini anlatıyor ve bunu sadece “neticeye” değil “Hatice'ye” bakarak, sadece skorlarla değil, nice insan hikâyeleriyle harmanlıyor.
Kitap, her on yıllık dilimini bir spor branşına odaklanmaya vesile ediyor öncesiyle ve sonrasıyla devamlılıkları atlamadan: Cumhuriyet'in ilk on yılının merceğinde atletizm, 1930'larda binicilik, 1940'larda tenis, 1950'lerde güreş, 1960'larda bisiklet ve yüzme, 1970'lerde boks, 1980'lerde Uzakdoğu sporları ve halter, 1990'larda basketbol, 2000'lerde futbol, 2010'larda voleybol var. Ve son olarak, çıkıştaki branşlar: Okçuluk, jimnastik, atıcılık…
“Spor hayattır, hayatı ciddiye alın” şiarının hakkını veren, lezzetli bir sosyal tarih…
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.