Bu işlem için üye girişi yapmanız gerekiyor
#smrgKİTABEVİ Adela Kelebeğinin Kanadındaki Down Sendromu - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
ISBN-10:
6255855350
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
164
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
indirimli
195,00
Havale/EFT ile:
189,15
Siparişiniz 3&7 iş günü arasında kargoda
1199248561
635676
https://www.simurgkitabevi.com/adela-kelebeginin-kanadindaki-down-sendromu-2025
Adela Kelebeğinin Kanadındaki Down Sendromu - 2025 #smrgKİTABEVİ
195.00
“Ne olur Adela'ya iyi bak. Onu yalnız bırakma! Biliyorum bunları söylemek çok zor ama söylemezsem gözüm arkada kalır. Yaşınız kaç olursa olsun eğer kızımdan önce öleceğini hissedersen kızımı kimseye bırakma. Onu çok üzerler. Ona kötü davranırlar. Neler izledik, neler okuduk biliyorsun. Bunları bile bile kızımı hayatta bir başına bırakmana razı olamam. Sürekli acı çekmektense bir kere acı çeksin daha iyi. Hatta hiç acı çektirmeden yap bu işi. Dilim varmıyor bunu söylemeye ama sen ne demek istediğimi anlıyorsun Mutlu. Seninle sürekli dua ettiğimiz bir istek bu. Hani diyorduk ya ‘Allah'ım bizim canımızı kızımızdan önce alıp onu bu dünyada yalnız bırakma!' işte böyle bir istek benimki. Bu dünyada bir başına kötülüklerle uğraşacağına cennette benim yanımda gülsün, oynasın, mutlu olsun daha iyi. Anlıyor musun beni? Şifonyerin en alt çekmecesini yerinden çıkar ve arkaya sakladığım küçük çantayı al. Depremde babamların enkazında bulmuştum. Yıllarca sakladım. Zamanı geldiğinde sana lazım olacaktır.” O gün aslında Mutlu, eşi Nergis'in ölmeden önceki son dileğini duyduğunda, bütün dünya bir anda başına yıkılmış gibi hissetmişti. O an, hayatı boyunca duyabileceği en korkunç isteği duymuştu. Hem de kızının annesinden. Bu bir eşin, sevgilinin, bir annenin son dileğiydi ama bir baba için dayanılmaz bir yüktü aynı zamanda. Bir annenin son dileği, bir babaya ne kadar ağır bir yük bırakabilirdi ki?
“Ne olur Adela'ya iyi bak. Onu yalnız bırakma! Biliyorum bunları söylemek çok zor ama söylemezsem gözüm arkada kalır. Yaşınız kaç olursa olsun eğer kızımdan önce öleceğini hissedersen kızımı kimseye bırakma. Onu çok üzerler. Ona kötü davranırlar. Neler izledik, neler okuduk biliyorsun. Bunları bile bile kızımı hayatta bir başına bırakmana razı olamam. Sürekli acı çekmektense bir kere acı çeksin daha iyi. Hatta hiç acı çektirmeden yap bu işi. Dilim varmıyor bunu söylemeye ama sen ne demek istediğimi anlıyorsun Mutlu. Seninle sürekli dua ettiğimiz bir istek bu. Hani diyorduk ya ‘Allah'ım bizim canımızı kızımızdan önce alıp onu bu dünyada yalnız bırakma!' işte böyle bir istek benimki. Bu dünyada bir başına kötülüklerle uğraşacağına cennette benim yanımda gülsün, oynasın, mutlu olsun daha iyi. Anlıyor musun beni? Şifonyerin en alt çekmecesini yerinden çıkar ve arkaya sakladığım küçük çantayı al. Depremde babamların enkazında bulmuştum. Yıllarca sakladım. Zamanı geldiğinde sana lazım olacaktır.” O gün aslında Mutlu, eşi Nergis'in ölmeden önceki son dileğini duyduğunda, bütün dünya bir anda başına yıkılmış gibi hissetmişti. O an, hayatı boyunca duyabileceği en korkunç isteği duymuştu. Hem de kızının annesinden. Bu bir eşin, sevgilinin, bir annenin son dileğiydi ama bir baba için dayanılmaz bir yüktü aynı zamanda. Bir annenin son dileği, bir babaya ne kadar ağır bir yük bırakabilirdi ki?
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.