#smrgKİTABEVİ Alışveriş Hukuku - 2025
Editör:
Kondisyon:
Yeni
Sunuş / Önsöz / Sonsöz / Giriş:
Basıldığı Matbaa:
Dizi Adı:
ISBN-10:
6255980786
Kargoya Teslim Süresi (İş Günü):
3&7
Hazırlayan:
Cilt:
Amerikan Cilt
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
238
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
Enso
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199237848
625027
https://www.simurgkitabevi.com/alisveris-hukuku-2025
Alışveriş Hukuku - 2025 #smrgKİTABEVİ
0.00
Bütün İslam hukukçuları, bey'in meşrûiyyeti hakkında ittifak etmişlerdir.Zira insanın alışverişe çok fazla ihtiyacı vardır. Hatta hayatının neredeyse üçte biri alışverişle ve onu gerçekleştirmekle geçer. Diğer taraftan gerek naklî gerekaklî deliller doğrultusunda bey'in mümkün ve mecburî olduğu konusundaicmâ' vaki olmuştur. Nitekim selim akla göre de alışveriş, toplum halinde yaşayanlar için bir mecburiyettir. Zira insanlar, bütün ihtiyaçlarını bizzat kendileri karşılayamazlar. Hayatlarını sürdürebilmeleri için birbirlerine muhtaçtırlar.
İnsanlar arasında, geçim yolları genişletilirse fertlerin hırsızlık, hainlik, yağmacılık, yankesicilik, soygun aldatma vs. gibi kötülük, kargaşa, çekişme ve düşmanlık yapma kapıları kapanır. Her türlü alışverişin helâl kılınması sebebiyle cemiyette dirlik ve düzenlik, huzur ve güvenlik temin edilmiş olur. Toplumların düzgün bir hayat nizamı içerisinde yaşayışını sürdürmesi hatta bütün insanlığın, sulh ve sükûn içerisinde ve medeni bir halde bekâsı da yalnızca gerek içeride gerek milletlerarası ekonomik ilişkilerde mübâdele kanunlarının hak ve adalete uygun bir biçimde tesisiyle imkân dâhiline girer. Hem fertler hem de cemiyetler, hayatlarını sürdürmek üzere gerekli ihtiyaçlarını karşılamak için kendilerine lazım olan şeyleri, kimde ve nerde bulurlarsa oradan temin etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk hem alıcının hem satıcının rızâ ve uygun görmesiyle (muvâfa-katiyle) muâmele, mübâyaa (alım-satım) ve muâhede ile ortadan kaldırıldıkça ister fertler ister cemiyetler yekdiğerine karşı karşılıklı hürmet duygusu besleyerek mükemmel içtimâî nizam içerisinde hayatlarını sürdürürler. Yalnız insanlar,mzorunlu ihtiyaçlarını ve yaşamak için mecbûr oldukları şeyleri meşrû yollardan karşılamazlar ve aksine merhametsiz ve vurucu davranarak ihtiyacı olanları ezmeye kalkışırlarsa işte o vakit nizâlar, husûmetler, savaşlar, kaos ve kargaşalar baş gösterir ve hayat düzeni ve nizamı çöker (muhtel olur). Adeta insan, insanın ekonomik kurdu hâline gelir. Nitekim her çağda ortaya çıkmış olan bir takım maddeci, kapitalist ve zararlı sistemler tamamen bu şekilde ortaya çıkmış ve meydana gelmiştir. İşte bu zikredilenler, birer selim akıl delilleridir ki ticaretin lâzım ve helâl olduğunu ortaya koyar. İslam hukukunda açıkça yasaklanmamış olan bütün alışverişler mubahtır.
İnsanlar arasında, geçim yolları genişletilirse fertlerin hırsızlık, hainlik, yağmacılık, yankesicilik, soygun aldatma vs. gibi kötülük, kargaşa, çekişme ve düşmanlık yapma kapıları kapanır. Her türlü alışverişin helâl kılınması sebebiyle cemiyette dirlik ve düzenlik, huzur ve güvenlik temin edilmiş olur. Toplumların düzgün bir hayat nizamı içerisinde yaşayışını sürdürmesi hatta bütün insanlığın, sulh ve sükûn içerisinde ve medeni bir halde bekâsı da yalnızca gerek içeride gerek milletlerarası ekonomik ilişkilerde mübâdele kanunlarının hak ve adalete uygun bir biçimde tesisiyle imkân dâhiline girer. Hem fertler hem de cemiyetler, hayatlarını sürdürmek üzere gerekli ihtiyaçlarını karşılamak için kendilerine lazım olan şeyleri, kimde ve nerde bulurlarsa oradan temin etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk hem alıcının hem satıcının rızâ ve uygun görmesiyle (muvâfa-katiyle) muâmele, mübâyaa (alım-satım) ve muâhede ile ortadan kaldırıldıkça ister fertler ister cemiyetler yekdiğerine karşı karşılıklı hürmet duygusu besleyerek mükemmel içtimâî nizam içerisinde hayatlarını sürdürürler. Yalnız insanlar,mzorunlu ihtiyaçlarını ve yaşamak için mecbûr oldukları şeyleri meşrû yollardan karşılamazlar ve aksine merhametsiz ve vurucu davranarak ihtiyacı olanları ezmeye kalkışırlarsa işte o vakit nizâlar, husûmetler, savaşlar, kaos ve kargaşalar baş gösterir ve hayat düzeni ve nizamı çöker (muhtel olur). Adeta insan, insanın ekonomik kurdu hâline gelir. Nitekim her çağda ortaya çıkmış olan bir takım maddeci, kapitalist ve zararlı sistemler tamamen bu şekilde ortaya çıkmış ve meydana gelmiştir. İşte bu zikredilenler, birer selim akıl delilleridir ki ticaretin lâzım ve helâl olduğunu ortaya koyar. İslam hukukunda açıkça yasaklanmamış olan bütün alışverişler mubahtır.
Bütün İslam hukukçuları, bey'in meşrûiyyeti hakkında ittifak etmişlerdir.Zira insanın alışverişe çok fazla ihtiyacı vardır. Hatta hayatının neredeyse üçte biri alışverişle ve onu gerçekleştirmekle geçer. Diğer taraftan gerek naklî gerekaklî deliller doğrultusunda bey'in mümkün ve mecburî olduğu konusundaicmâ' vaki olmuştur. Nitekim selim akla göre de alışveriş, toplum halinde yaşayanlar için bir mecburiyettir. Zira insanlar, bütün ihtiyaçlarını bizzat kendileri karşılayamazlar. Hayatlarını sürdürebilmeleri için birbirlerine muhtaçtırlar.
İnsanlar arasında, geçim yolları genişletilirse fertlerin hırsızlık, hainlik, yağmacılık, yankesicilik, soygun aldatma vs. gibi kötülük, kargaşa, çekişme ve düşmanlık yapma kapıları kapanır. Her türlü alışverişin helâl kılınması sebebiyle cemiyette dirlik ve düzenlik, huzur ve güvenlik temin edilmiş olur. Toplumların düzgün bir hayat nizamı içerisinde yaşayışını sürdürmesi hatta bütün insanlığın, sulh ve sükûn içerisinde ve medeni bir halde bekâsı da yalnızca gerek içeride gerek milletlerarası ekonomik ilişkilerde mübâdele kanunlarının hak ve adalete uygun bir biçimde tesisiyle imkân dâhiline girer. Hem fertler hem de cemiyetler, hayatlarını sürdürmek üzere gerekli ihtiyaçlarını karşılamak için kendilerine lazım olan şeyleri, kimde ve nerde bulurlarsa oradan temin etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk hem alıcının hem satıcının rızâ ve uygun görmesiyle (muvâfa-katiyle) muâmele, mübâyaa (alım-satım) ve muâhede ile ortadan kaldırıldıkça ister fertler ister cemiyetler yekdiğerine karşı karşılıklı hürmet duygusu besleyerek mükemmel içtimâî nizam içerisinde hayatlarını sürdürürler. Yalnız insanlar,mzorunlu ihtiyaçlarını ve yaşamak için mecbûr oldukları şeyleri meşrû yollardan karşılamazlar ve aksine merhametsiz ve vurucu davranarak ihtiyacı olanları ezmeye kalkışırlarsa işte o vakit nizâlar, husûmetler, savaşlar, kaos ve kargaşalar baş gösterir ve hayat düzeni ve nizamı çöker (muhtel olur). Adeta insan, insanın ekonomik kurdu hâline gelir. Nitekim her çağda ortaya çıkmış olan bir takım maddeci, kapitalist ve zararlı sistemler tamamen bu şekilde ortaya çıkmış ve meydana gelmiştir. İşte bu zikredilenler, birer selim akıl delilleridir ki ticaretin lâzım ve helâl olduğunu ortaya koyar. İslam hukukunda açıkça yasaklanmamış olan bütün alışverişler mubahtır.
İnsanlar arasında, geçim yolları genişletilirse fertlerin hırsızlık, hainlik, yağmacılık, yankesicilik, soygun aldatma vs. gibi kötülük, kargaşa, çekişme ve düşmanlık yapma kapıları kapanır. Her türlü alışverişin helâl kılınması sebebiyle cemiyette dirlik ve düzenlik, huzur ve güvenlik temin edilmiş olur. Toplumların düzgün bir hayat nizamı içerisinde yaşayışını sürdürmesi hatta bütün insanlığın, sulh ve sükûn içerisinde ve medeni bir halde bekâsı da yalnızca gerek içeride gerek milletlerarası ekonomik ilişkilerde mübâdele kanunlarının hak ve adalete uygun bir biçimde tesisiyle imkân dâhiline girer. Hem fertler hem de cemiyetler, hayatlarını sürdürmek üzere gerekli ihtiyaçlarını karşılamak için kendilerine lazım olan şeyleri, kimde ve nerde bulurlarsa oradan temin etmek zorundadırlar. Bu zorunluluk hem alıcının hem satıcının rızâ ve uygun görmesiyle (muvâfa-katiyle) muâmele, mübâyaa (alım-satım) ve muâhede ile ortadan kaldırıldıkça ister fertler ister cemiyetler yekdiğerine karşı karşılıklı hürmet duygusu besleyerek mükemmel içtimâî nizam içerisinde hayatlarını sürdürürler. Yalnız insanlar,mzorunlu ihtiyaçlarını ve yaşamak için mecbûr oldukları şeyleri meşrû yollardan karşılamazlar ve aksine merhametsiz ve vurucu davranarak ihtiyacı olanları ezmeye kalkışırlarsa işte o vakit nizâlar, husûmetler, savaşlar, kaos ve kargaşalar baş gösterir ve hayat düzeni ve nizamı çöker (muhtel olur). Adeta insan, insanın ekonomik kurdu hâline gelir. Nitekim her çağda ortaya çıkmış olan bir takım maddeci, kapitalist ve zararlı sistemler tamamen bu şekilde ortaya çıkmış ve meydana gelmiştir. İşte bu zikredilenler, birer selim akıl delilleridir ki ticaretin lâzım ve helâl olduğunu ortaya koyar. İslam hukukunda açıkça yasaklanmamış olan bütün alışverişler mubahtır.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.