#smrgSAHAF Anılarda & Fotoğraflarda Kalan Harput -

Hazırlayan:
Ertuğrul Danık
Stok Kodu:
1199152153
Boyut:
21x22
Sayfa Sayısı:
348 s.
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2010
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
Kuşe Kağıt
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199152153
538312
Anılarda & Fotoğraflarda Kalan Harput -
Anılarda & Fotoğraflarda Kalan Harput - #smrgSAHAF
0.00
Bir terkedilmiş kent, bir yalnız kent, bir sessiz kent. Çok değil, daha birkaç yüzyıl öncesine kadar evlerinde, çarşılannda, dükkanlannda, hanlannda, camilerinde, kiliselerinde, sokaklarında, caddelerinde ve meydanlarında insan seslerinin, ağlama ve sızlanmalannın, kahkahalannın yankılandığı, aşklann ve gizli sevdalann yaşandığı, atların, arabaların ve faytonlann gezindiği, dilencilerin el açıp sadaka istediği, kapıların ardına kadar açılıp kapandığı, camilerde ezan kiliselerde çan seslerinin yükseldiği, sabahın kör şafağında ekmek finnlannda dumanların yayıldığı, tarlalarında emeğin sürgülendiği, gizli ve kaçamak buluşmaların sessizliği, sonbaharında damlannın loğlandığı, sabahın ilk ışıklarını Norsis 'ten önce gören kalenin doğaya direndiği, Kayabaşı konaklannda beylerin keyif uykulanndan kalkamadığı, mezarlıklannın otla kaplanmadığı, türbelerin, mescidlerin, camilerin, kiliselerin ve hamamlann_ kimsesiz olmadığı bir kent.

Harput artık sessiz, Harput artık kimsesiz ve Harput artık kendi ku-derine ağlıyor. Bir hazin öykiidür, bir kırık ezgi, bir acı ağıttır. Yok edilen ve bir tarafa savrulan, kendi doğurduğu kentin yukansında kaldığı için, nostaljik anlatımların "Yukanşehir"i olmaktan öteye gidemeyen Harpuetan geriye kalan anıları bulurken, suçlu kim? Sorusunun yanıtını, kim bilir belki de kendi yüreğinizde, kendi geçmişinizde bulacaksınız.

Bir terkedilmiş kent, bir yalnız kent, bir sessiz kent. Çok değil, daha birkaç yüzyıl öncesine kadar evlerinde, çarşılannda, dükkanlannda, hanlannda, camilerinde, kiliselerinde, sokaklarında, caddelerinde ve meydanlarında insan seslerinin, ağlama ve sızlanmalannın, kahkahalannın yankılandığı, aşklann ve gizli sevdalann yaşandığı, atların, arabaların ve faytonlann gezindiği, dilencilerin el açıp sadaka istediği, kapıların ardına kadar açılıp kapandığı, camilerde ezan kiliselerde çan seslerinin yükseldiği, sabahın kör şafağında ekmek finnlannda dumanların yayıldığı, tarlalarında emeğin sürgülendiği, gizli ve kaçamak buluşmaların sessizliği, sonbaharında damlannın loğlandığı, sabahın ilk ışıklarını Norsis 'ten önce gören kalenin doğaya direndiği, Kayabaşı konaklannda beylerin keyif uykulanndan kalkamadığı, mezarlıklannın otla kaplanmadığı, türbelerin, mescidlerin, camilerin, kiliselerin ve hamamlann_ kimsesiz olmadığı bir kent.

Harput artık sessiz, Harput artık kimsesiz ve Harput artık kendi ku-derine ağlıyor. Bir hazin öykiidür, bir kırık ezgi, bir acı ağıttır. Yok edilen ve bir tarafa savrulan, kendi doğurduğu kentin yukansında kaldığı için, nostaljik anlatımların "Yukanşehir"i olmaktan öteye gidemeyen Harpuetan geriye kalan anıları bulurken, suçlu kim? Sorusunun yanıtını, kim bilir belki de kendi yüreğinizde, kendi geçmişinizde bulacaksınız.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat