Cumhuriyetimizin temelinin atıldığı ve ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kurulduğu, Ata'mızın “Başkent” unvanını lâyık gördüğü ve Cumhuriyet daha kurulmadan 50 sene öncesinde Müştak Baba Divânı'nda dile gelen güzel Ahî Ankara'mızın tarihi, prehistorik devirlere kadar uzanmaktadır. Ankara Roma Döneminde Anadolu'nun önemli şehirleri arasına girmiş, buna parelel biçimde dönemin İmparatoru Augustus adına Ankara'da bir mabed yaptırılmış, Augustus'un yaptığı işler bu tapınağa yerli halk Latince bilmediği sebebiyle Grekçe olarak kazınmıştır. Ankara Augustus Mabedi, İmparator Augustus'un yaptığı işlerin mabed duvarına kazındığı dünyanın üç yerinden biri olarak tarihteki mümtaz yerini almıştır.
Bu tarihî şehrimiz, ilerideki tarihlerde Bizans'a soft ve tiftik merkezliği yapmış, Anadolu Selçukluları zamanında Ahilik merkezi halini almış; Hacı Bayram-ı Veli, Tâceddin Sultan gibi ünlüleri yetiştirmiş, Hüseyin Gazi'ye merkad olmuş, pek çok Batılı seyyah tarafından gezilmiş, İstiklâl Marşımız, rahmetli şâir Mehmet Âkif Ersoy tarafından Taceddin Dergâhı'nda yazılmış ve nihayet Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk'ün müzahereti ile Başkent olmuştur.
