#smrgSAHAF Avrupa Edebiyatı, Tarihi ve Kültüründe Hurrem Sultan -

Hazırlayan:
Galina İ. Yermolenko
Stok Kodu:
1199150114
Boyut:
15x22
Sayfa Sayısı:
427 s.
Basım Yeri:
İstanbul
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2013
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
1. Hamur
Dili:
Türkçe
Kategori:
0,00
1199150114
536274
Avrupa Edebiyatı, Tarihi ve Kültüründe Hurrem Sultan -
Avrupa Edebiyatı, Tarihi ve Kültüründe Hurrem Sultan - #smrgSAHAF
0.00
Elinizdeki derleme, Türkiye'de de çeşitli tartışmaların konusu olan Hurrem Sultan'ın (yaklaşık 1505-1558) Avrupa imgelemindeki temsillerini ele alan ilk akademik kitaptır. Hurrem Sultan, on altıncı yüzyılda daha önce görülmemiş bir şekilde kölelikten cariyeliğe, sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın eşliğine ve danışmanlığına yükseldi; Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yeri pek çok Avrupa ülkesinde efsane oldu. Bu kitaptaki makaleler Hurrem Sultan mirasının, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Almanya, Türkiye, Polonya ve Ukrayna'dan alınan vakayinamelerden gezi yazılarına, tarihi romanlara, tiyatro oyunlarına çeşitli kaynaklara bakılarak yapılan disiplinlerarası bir incelemesidir. Kitapta, Hurrem Sultan'ın "tarihsel bir figür olmaktan ziyade çeşitli kültürel fantezilerin ve inşaların bir karışımı ve alanı" oluşu, uluslaraşırı bir figür olarak Öteki'ne karşı değişken Avrupa tavrını yansıtışı, Batı ve Doğu Avrupa'da temsilleri gibi konular ele alınıyor. Kitap, erken modern dönem uluslaraşırılık, kültürler arası değişim, kimlik ve Benlik/Öteki kavramları çalışmalarına önemli bir katkı sunuyor. Kitapta makalelere ek olarak, Avrupa edebiyatından, Hurrem Sultan'ın işlendiği altı eserden parçaların Türkçeye çevirileri de yer alıyor.Roussel'in yapıtı üzerinde bir meta-dil kuran, dilin doğasına, varlığına dair bir düşünceyi adeta bir ağ gibi ören Foucault, Raymond Roussel'de edebiyatı bir estetik dışavurum biçiminden ziyade, bir deneyim alanı olarak; dilin varlığının soruşturulduğu bir düşünce deneyi olarak tasavvur ediyor. Geleneksel edebiyat eleştirisi doğrultusunda bir yorum çalışması ya da şerh değil, çok farklı nitelikte bir edebiyat çözümlemesi yöntemi ortaya koyuyor. Gerçekleştirdiği edebiyat deneyi(mi) aracılığıyla, dilin bizler için bir labirent inşa ettiğini, bu labirentten çıkmanın ancak ölümle mümkün olduğunu, hem yapıtları hem de kendi hayatı ve intiharıyla göstermiş olan Roussel'den hareketle Foucault, okuru "dil" denen çıkışsız labirente sokuyor. Locus Solus, az yazan, az bilinen, anlaşılmayan Roussel'in Türkçeye çevrilmiş tek kitabı. Raymond Roussel ise pek çok eseri Türkçeye çevrilen Foucault'nun nadir kitabı: Gerçek ile kurmaca, hayat ile edebiyat arasındaki ayrımı ortadan kaldıran, dil ile ölüm arasında bir köprü kuran bir edebiyat deneyi(mi)ni okura da yaşatmaya girişen tekinsiz bir kitap.
Elinizdeki derleme, Türkiye'de de çeşitli tartışmaların konusu olan Hurrem Sultan'ın (yaklaşık 1505-1558) Avrupa imgelemindeki temsillerini ele alan ilk akademik kitaptır. Hurrem Sultan, on altıncı yüzyılda daha önce görülmemiş bir şekilde kölelikten cariyeliğe, sonra Kanuni Sultan Süleyman'ın eşliğine ve danışmanlığına yükseldi; Osmanlı İmparatorluğu'ndaki yeri pek çok Avrupa ülkesinde efsane oldu. Bu kitaptaki makaleler Hurrem Sultan mirasının, İngiltere, İtalya, Fransa, İspanya, Almanya, Türkiye, Polonya ve Ukrayna'dan alınan vakayinamelerden gezi yazılarına, tarihi romanlara, tiyatro oyunlarına çeşitli kaynaklara bakılarak yapılan disiplinlerarası bir incelemesidir. Kitapta, Hurrem Sultan'ın "tarihsel bir figür olmaktan ziyade çeşitli kültürel fantezilerin ve inşaların bir karışımı ve alanı" oluşu, uluslaraşırı bir figür olarak Öteki'ne karşı değişken Avrupa tavrını yansıtışı, Batı ve Doğu Avrupa'da temsilleri gibi konular ele alınıyor. Kitap, erken modern dönem uluslaraşırılık, kültürler arası değişim, kimlik ve Benlik/Öteki kavramları çalışmalarına önemli bir katkı sunuyor. Kitapta makalelere ek olarak, Avrupa edebiyatından, Hurrem Sultan'ın işlendiği altı eserden parçaların Türkçeye çevirileri de yer alıyor.Roussel'in yapıtı üzerinde bir meta-dil kuran, dilin doğasına, varlığına dair bir düşünceyi adeta bir ağ gibi ören Foucault, Raymond Roussel'de edebiyatı bir estetik dışavurum biçiminden ziyade, bir deneyim alanı olarak; dilin varlığının soruşturulduğu bir düşünce deneyi olarak tasavvur ediyor. Geleneksel edebiyat eleştirisi doğrultusunda bir yorum çalışması ya da şerh değil, çok farklı nitelikte bir edebiyat çözümlemesi yöntemi ortaya koyuyor. Gerçekleştirdiği edebiyat deneyi(mi) aracılığıyla, dilin bizler için bir labirent inşa ettiğini, bu labirentten çıkmanın ancak ölümle mümkün olduğunu, hem yapıtları hem de kendi hayatı ve intiharıyla göstermiş olan Roussel'den hareketle Foucault, okuru "dil" denen çıkışsız labirente sokuyor. Locus Solus, az yazan, az bilinen, anlaşılmayan Roussel'in Türkçeye çevrilmiş tek kitabı. Raymond Roussel ise pek çok eseri Türkçeye çevrilen Foucault'nun nadir kitabı: Gerçek ile kurmaca, hayat ile edebiyat arasındaki ayrımı ortadan kaldıran, dil ile ölüm arasında bir köprü kuran bir edebiyat deneyi(mi)ni okura da yaşatmaya girişen tekinsiz bir kitap.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat